BÖLÜM 17

1K 43 4
                                    

Sınavlarımı atlattım:))önümüzdeki İki hafta boşum ve bol bol bölüm yazacağım.Zaten finale adar her şeyi planladım bile:))Yorumlar için çok teşekkür ederim:)Yine bu bölümde de yorumları bekliyorum:)

Ogün'le geçirdiğimiz gunün ardından eve gelince huzurlu bir uyku uyumuştum. Ve uyandığımda da şekil a da görüldüğü üzere aklıma ilk o gelmişti. Bana dün yaptıgı sürpriz çok tatlıydi.Şu an emindim ki onunlayken mutluydum. Beni mutlu edebiliyordu ve kesinlikle bu yeterliydi. Onu seviyordum. O da beni seviyordu.

Bugün lanet olsun ki okul vardı.Ama benim için yok sayılırdı. Aslında sınavlar ve dersler olmasa okula seve seve giderdim. Sadece arkadaşlarla vakit geçirebileceğim bir ortamdan ibaret olmalıydı okul. Ama ne yazık ki bu düşündüklerimin hic bir önemi yoktu. Sadece hayallerdi. Bu yüzden de simdi yatağımdan ayrılıp üstümü giyinmem gerekiyordu. Su yaz tatili gelseydi de bir rahatlasaydık. Ha bir de şu ygs ve lys yi de atlatabilip bir üniversiteye atabilseydim kendimi her sey guzel olacaktı. Ygs bir hafta sonraydi ve sınıfta bunu takan yoktu. Ben de o guruba dahildim sanırım.İlk dönem Ankaradayken sınıfın ineklerinden biriydim. Şikayetçi de değildim çalışmaktan. Cunku ilgilenmem gereken bir Ogün'üm ve vakit geçirmeye doyamadiğin bir sınıf dolusu arkadasım yoktu. Sadece Neşe vardı yanımda. Bu yüzden de ygs ye hazırlıklı sayılırdim. Ilk donem ipleri sıkı tutmuştum. Şu son hafta da adam gibi çalışırsam benim için iyi olacaktı.

Ygs demişken doğum günümde ygs den hemen sonraydi. Sınavdan kurtuluş partisi niyetine bir dogum gunü düşünüyordum. Ama önce sınavı atlatmalıydik ki partisini yapabilelim. Bu bir hafta boyunca okula gitmeyi pek düşünmüyordum. Zaten okulda kayde değer bir sey yapmıyorduk derslerle ilgili. Hocalar son bir hafta kaldı diye herkesi kendi haline bırakmışlardi. Sanırım tüm öğrencilerinin sene boyunca çalıştıklarını ve son hafta dinlenmeleri gerektğini düşünüyorlardı. Ama benim için tam tersiydi durum.Bu hafta otlamak tek çaremdi. 

Telefonumun sesiyle ilkildim. Arayan tabi ki Ogündu. 

'Naber tatlım. 'Dedi neşeli bir sesle. 

'İdare eder sen ?'dedim ben de sesimin neşeli çıkmasına özen göstererek. 

'İyiyim ben de. Okula giderken seni de alıyım mı?'dedi. 

'Bu hafta okula gitmeyeceğimi söylemiştim ya Ogün. Gerek yok alamana evdeyim bugün. 'Diye cevap verdim. 

'Bir şansımı deniyim istedim. Ben bir haftayı sensiz geçiremem. Diyorum ki bugun beraber ders çalışalım. Ne dersin. 'Dedi soruyla karşılık vererek 

Güldüm ve

'yemezler canım. Dersi kaynatirsin sen. Hem hangi derstenmis bu eksiğin?'Dedim. 

'Kimyadan başka nerden olucak. Bir türlü anlamıyorum su kimyayı. Peki nerede çalışıyoruz?'dedi sevinerek. 

'Kimya mı ?Ama sadece bugünluk ygs de kimyayı ful çıkarmazsan karşıma çıkma sakın ona gore. Bizim evde çalışalım. 'Dedim. O da 

'Tamam bir saate sizdeyim o zaman. 'Dedi ve öpücük atarak telefonu kapattı.

Aşağıya indiğimde kahvaltı masası sömürülmüş bir sekilde karşımda duruyordu. Bizimkiler yemiş icmiş evin altını üstüne getirmiş ve gitmişlerdi. Ogün bize gelecegine göre benim bu dağınıklığı acil olarak halletmem lazımdı. Ve bu işte bana yardım edebilecek tek kişi kendimdim. Masanın üstündeki kahvaltı tabaklarını kasık çatalları toparlayıp mutfağa götürdüm. Kirli olanları makineye gelisigüzel dizip yiyecekleri de dolaba kaldırdım. Mutfaktaki işimi halledip salonu toparlamak üzere içeri geçtim. Maşallah Sarp ve Olacay ikilisi her nasıl başarıyorlarsa uyurken koltuğun minderlerini oraya buraya atıyorlardı. Bir de yatakları yokmuş gibi sürekli salonda yatıyorlardı. Zaten ne zamandır onlarla bir sey yapmıyorduk. Bir ara onlarla da program yapmalıydım.

Evi eski haline getirdikten sonra yukarı çıkıp giyindim. Sportif bir seyler giymiştim. Altıma her zamanki pantolonlarımdan üstüne de bol bluzlarimdan giymistim. Saclarimi da duzelttikten sonra Kimya kitaplarımı alıp aşağı indim. Kitapları masaya bırakıp mutfağa geçtim. Benim için özel olarak yapılmış abur cubur bölmesini açıp kalan cephaneliklere göz gezdirdim. Gözüme kestirdiklerimi çıkarıp mutfak masasının üstüne bıraktım. Ocakkta çaydanlıkta duran çayı tazeleyip ısıtmaya koyuldum. Ben ancak islerimi bitirmişken kpai çalmıştı bile. Koşarak gidip kapıyı açtım. Ogün elinde poşetlerle gelmişti. Gözüme ilk çarpan zaten o poşetlerdi. Henüz suratına bakamamıştım bile. Poşetleri bana doğru uzattı. Bense yüzüne baktım ve

'Hoşgeldn tatlım. 'Dedim. Onun da yüzü gülmüştü. 

'Hoşbulduk bir an yüzüme hic bakmayacaksın sanmıştım. Seni aç bırakmamak lazım. 'Dedi.

Utandigimi itiraf etmeliyim. Hep mide derdine düşüyorum. Elindeki poşetleri alıp onu içeriye davet ettikten sonra mutfağa doğru geçtim. Ogün iki poşet dolusu cips almıştı. Benim çok aç bir insan olduğunu tahmin ettigi ortadaydı ama ben bu kadar de öküz değildim. Onları mutfağa bırakıp içeri geçtim. Ogün 'un yanına oturdum. 

'Bak vakit kaybetmeyelim haftaya sınavımız var. Hadi otmayalım birazcık. 'Dedim. 

Ogün de bana hayretle bakarak

'Senin bu kadar da inek olduğunu bilmiyordum. Çalışkan sevgilim benim. 'Dedi. Burada inek muamelesi görüyorum. Yok bunun ötesi.

'Simdi sana iyi gelecek için çalışmak lazım nutukları çekmek isterdim ama olan enerjimi derse harcamak istiyorum. 'Dedim. Onu Elinden tutup kaldırdim beraber masaya geçtik.

Hemen hemen bir saattir Ogün'e ders çalıştırıyordum. Baş ağrıları baş göstermişti bile. Kurduğum cümleden anlayın. Ogün de hani zeki çocuktu. Anlattıklarını çabuk öğreniyordu. Ya da numara yapıyordu. Şişmiştim artık. Kalemi masaya bırakıp arkama yaslandım. Ogün güldü ve

'Ne zman pes edeceksin diye bekliyordum. 'Dedi. 

'Yemek molası. 'Dedim sırıtarak. Mutfağa gidip tüm abur cuburlari toplayıp geri geldim. 

Masanın üstü tepelere yiyecek dolmuştu. 

Sanırım bunların hepsini biz yiyecektik. 

Önümüzde sadece boş paketler kalmıştı. İkimizde karnımızı tutuyorduk. En son en önce kim paketi bitirir yarışması yapmıştık ama ikimizde yarıda tikanmistik. Su an kusabilirdim. Midem o derece dolmuştu. Ogün ayağa kalktı ve

'Ben biraz uzanacğim yoksa mide zafiyeti geçireceğim. 'Dedi. Geçip bir koltuğa uzandı. Ben de onun gibi yapıp tam karşısındaki koltuğa uzandım. O kadar doymuştum ki konuşamıyordum bile. Ogün'ün de durumu benden farksizdi. İyice uyku da bastırıyordu zaten.Daha fazla zorlamayıp; kendimi uykunun ellerine bıraktım.

Zilin sesiyle gözlerimi zorlukla da olsa açabilmiştim. Zil çalıyordu. Tehlike alarmı!!Abimler gelmiş olabilirdi. Saat daha erkendi ama okuldan bu saatlerde dönmeleri normal degildi. Duvardaki saate baktığımda saatin aksam 5 olduğunu gördüm. Ne halt edecektim simdi?Karsimda Ogün uyuyordu ve kapıda da abimler vardı. 

HAYAT BANA GÜZEL!!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin