Merhaba!!Bu bölüm daha çok Ceren'in sınıfı tanımasıyla alakalı.İnşallah beğenirsiniz...Yorumlarınızı ve votelaınzı bekliyorum...
Ayrıca daha ilk bölümlerdeyiz biliyorum ama Melancoliess'e çok teşekkür ediyorum...Bir hikayeye başladığımda yorumlarıla ve votelarıyla hep yanımda olduğu için....Bu bölümü sana armağan ediyorum...
Başım çatlıyordu.Gözlerim sanki birbirine yapışmıştı.Off!Zorlukla da olsa gözlerimi açabildim.Dün akşam olanlar olmuştu tabi.Fırsatçı küpeli pislik barmen yapacağını yapmıştı.Ne kadar da uzun bir cümle kurdum.-Zincirleme sıfat tamlaması fırsatçı küpeli pislik.Ahaha
Kim bilir kaç bardak doldurmuştu?En son Olcay'ın kucağında olduğumu hatırlıyordum.Şimdi ise odamdaydım.Penceremden içeri giren ışık tam da gözüme doğru geliyordu.Yavaşça doğrularak yatağımdan kalktım.Ev çok sessizdi.Erken bir saatte falan mı kalkmıştım ben?Fazla ses çıkarmamaya çalışarak merdivenlerden aşağı indim.Direk olarak mutfağa yöneldim.Ecza dolabından bir ağrı kesici alsam iyi olacaktı.İlacı alıp bir bardak da su doldurduktan sonra yiyecek bir şeler olduğunu ümit ederek salondaki yemek masasına doğru ilerledim.Ooo!!Sanırım evde ses olmamasının nedeni aslında evde kimsenin olmaması!Demek ben erken değil tam tersi bayağı geç kalkmışım.Zaten dün akşamki halimden ve sabah odama gelen ışıktan öğlen olduğunu anlamalıydım.Yok ya ben daha ayılamamışım...
Masada benim için hazırlanmış kahvaltı tabağına göz ucuyla baktım.Tepsiyle elime alıp televizyonun karşısına geçtim.Sabah sabah hiç bir halt olmaz mıydı ya?Televizyonu geri kapatıp ballı ekmegimi alıp bir ayı edasıyla ağzıma tıkıştırdım.Beni yemek yerken gören biri bir daha yüzüme bakmazdı.Ahaha!Ağrı kesicimi de içtikten sonra odama geri döndüm.Saatin kaç olduğuna hala bakmamıştım.Bir dakika ya!!Hala dün akşamki kıyafetlerimle duruyordum.Iyk!Üstümü hemen değiştirmeliyim.Elimde duran telefonumun saatine baktım.Saat on iki buçuk olmuştu.Okul mokul da kalmadı zzaten.Abimler birazdan okuldan döner bile.Onlar gelmeden kendimi sahile falan atmalıyım,deniz havası iyi gelir.Gelince de dün akşam işlediğim suça karşılık cezama boyun eğerim.Cezam da büyük olasılıkla bir hafta kadar dışarı çıkmamak olacaktı.Ama önce bir duş alıp kendime gelmeliydim.
...
Sıcak su çok iyi gelmişti.Dolabımdan bir kot tayt bir kapşonlu alıp giydim.Ayağıma da spor ayakkabılarımı.Telefonumu ve cüzdanımı da cebime attıktan hemen sonra evden çıktım.Kapşonumu kafama geçirmeyi unutmamıştım tabi ki!Islak saçla rüzgarlı bir havada hem de sahilde dolaşırsam baş ağrısından ölürdüm.Hava serindi.Ama böylesi iyiydi,soğuğun etkisiyle kendime geliyordum.Sıcak duşun ardından soğuk hava ben de travma etkisi yapıyordu ama olsun...Sahil tabelalarını takip ede ede sahile vardım.Biraz fazla yürümüş olsam da sonunda sahile varmıştım.Yorulmuştum boş bir banka oturdum.Masmavi gözüken denize bakıyordum.Ne zmaan bir deniz görsem annem aklıma gelirdi.Onun da gözleri deniz gibi mavmaviydi.Kör olsun o gözleri!!Nostaljiye bağladım yine birazdan da bir Müslüm tatlıses şarkısı patlatırım...Dikkat edin ama Müslüm Tatlıses...İçimden kendi halime gülesim geldi.O beni yıllar önce bırakıp gitmişti ,belki beni şimdiye kadar hiç düşünmemişti.Bense hala o kadınla beynimi yoruyordum.Düşüncelerimi bir ses böldü.Bir kez susun da düşencelerim konuşsun!!!Espri konusunda iğrencim biliyorum.
'Okuldan kaçmak için biraz erken değil mi ilk haftadan?'
Sesin sahibi bankın öteki ucunda oturuyordu.Bunları söylerken bana bakmamıştı.Karşılık verme ihtiyacı duydum nedense.
'Peki sen neden buradasın daha ilk haftadan?'dedim.bana doğru döndü ve
'Sen hangi sebepten dolayı buradaysan ben de aynı sebepten dolayı buradayım.'dedi sırıtarak.Yüzünü inceledim.Kahverengi gözleri kahverengi saçları vardı.Saçları dalgalıydı.Onun da üstünde sportif bir şeyler vardı.Bizim okulan falan mıydı acaba?Öyleyse ben hiç görmemiştim.Bunu söyleyen ben miyim?Zaten okula sadece bir kez gitmiştim.Onunla uğraşamayacak kadar bitkindim.Ayrıca verecek bir cevap da bulamıyordum.Ben hazır cevap Ceren verecek cevap bulamıyor!!!Geri alıyorum sözümü ben daha ayılamamışım.Hem insan hiç tanımadığı bi insanla ne konuşur ki?Çocuğun yüzüne bile bakmadan banktan kalkıp yürümeye başladım.Arkamdan 'Sana da iyi günler!'diye bağırdığında biraz kaba davrandığımı fark ettim.En azından iyi günler diyebilirdim.Aman,sanki o çocuğu bir daha nerede göreceğim ki?