Merhaba!!! Bir sonraki bölüme hazırlıklı olun şimdiden söyleyeyim:)Ben heyecanlandım eklemek için:)Yorumları bekliyorum.Geçen bölümde votelar için teşekrü ederim:)Bu arada multmediada şu sıralar aşırı dinlediğin bir şarkı var dinleyin severiniz heralde:)
Koşa koşa gidip kapının deliğinden kimin geldiğine baktım.Tahmin ettigim gibi abimle Olcay'di. Eger Ogün'ü burada yakalarlarsa ikisi beraber ağzını yüzünü dağıtırlardi. Ogünü uyurken bıraktığım yere geri dondüm. Nasıl bir uyuma seklin vardı senin ya. Zaten nasıl yorulduysan artık kapı ziline uyanmadın. Bir de düşünsenize abimlerin anahtarı olduğunu. Bundan sonra anahtarsiz geldiklerinde onlara söylenmeyeceğim.
Ogün' ü dürtüp uyandırdım. Elimi burnuma götürüp sus işareti yaptım anında. Fisildayarak
'Hadi çabuk yukarı, abimler kapıda. 'Dedim. O ise rahat bir tavırla ayağa kalktı ve üstünü duzelterek
'İyi iste ne guzel bir an önce onlarla tanışmış olurum. Saclarım cok mu dağılmış bir düzeltsene Ceren ya. 'Dedi. Ben de sınirle
'Birak simdi sacını basını. Ogün seni burada görürlerse parçalarlar. İkimizi aynı evde tek basımıza sağ çıkamazsın burdan. 'Dedim gözünü korkutmaya çalışarak.
Elinden tutup koşa koşa yukarı çıkardım. Bu arada Cebimdeki telefon titremeye başlamıştı. Ogünü çıkarip odamın lavabosuna kilitledim. Yazık cocukcağiz bir sey de diyemedi. Koşa koşa aşağı indim. Yüzüme uykudan yeni kalkmış havası verdim ve esneyerek kapıyı actım.Atarli abim her zamanki gibi kapıyı acar acmaz başladı söylenmeye
'İki saattir dikiliyoruz burada. Nerdesin kızım ya. '
Ben hemen süt dökmüş kedi edasıyla
'Abi ne yapayım sabahtan beri ders calişıyorum. İcim gecmis. 'Dedim.
Onları içeri sürükleyip arkamı döndüğümde, unuttuğum kanıtlarlar karşılaştım. Birincisi masanın üstündeki tek kişiye ait olamayacak kadar cok yiyecek vardı.ikincisi koltuğun üzerindeki Ogün'ün hırkası. Yan yan giderek hırkayı alıp arkama sakladım. Olcay masadakileri görünce bir ıslık çaldı ve
'Kac gündür yemek yemiyorsun Ceren. 'Diye benimle dalga gecti. Neyse ki anlamamislardi. Hızlı hızlı odama çıktım. Kapii kilitledim ve derin bir nefes aldım. Kocaman bir problemimiz daha vardı. Ogün'u bu odadan nasıl çıkartacaktım. Upss. Ayrıca banyoda kilitli unutmuştum onu. Gidip önce onu oradan çıkarttım. Gelip yatağımın üstüne atladı. Sırıtarak
'Yatagin da amma rahatmis. Sık sık ziyarete gelirim artık seni. 'Dedi. Yalandan gülmüş gibi yapıp dalga geçtim. Sonra da
'Sen daha nelerle uğraş. Hemen buradan çıkman lazım. 'Dedim. Elimi alnıma götürdüm. Ogün yattığı yerden doğruldu ve
'O is halloldu bile. 'Dedi göz kırparak. Ona nasıl yaptın bakışı attım. O da bana bir ne sandin beni bakışı fırlattı. Sonra da yanını gösterdi. Gidip yanına oturdum.
'Can gelene kadar yarım kalan uykumuza devam edebiliriz sanırım 'dedi.
Kafamı yastığa koydum. Ogün zaten yatıyordu. Bana baktı ve
'Su an kollarımın arasındasin. Gidiklamak icin iyi bir firsat. Gidiklaniyor muydun bakalım Ceren hanım. 'Dedi. Ben de hemen ciddileserek
'Sakin denemeye kalkma sesime abim buraya gelir. Devamını anlatmaya gerek yok sanırım 'dedim.
O da sustu ve sıkıca bana sarıldı. Kalp atışlarımın hızlandığını hissedebiliyordum. Onunla bu kadar yakın olmak. Aynı yatakta yatıyor olmak beni heyecanlandiriyordu. Bu şartlar altında nasıl uyuyabilirdim ki?sakinlsmeye çalıştım ve gozlerimi kapadım. Ogün'ün kokusunu icime çekmemeye ve varlığını kendime unutturmaya çalıştım. Sonrasında uykuya dalmıştım bile.
…
Gözlerimi yavas yavas açtığımda odamda birinin dolastigini gördüm. Bu Can'di. Benim uyandığımı görünce sırıtti.
'Gunaydin uykucu. Kaç saattir uyanmanızı bekliyorum insaf bana da biraz . Her basınız sıkıştığında beni arıyorsunuz. Can abiniz olmasa beladan kıçınız kurtulmayacak. 'Dedi. Güldüm ve
'tabi canım. 'Dedim. Canım. Simdi kafama dank ediyordu da ismiyle ne kadar uyumluydu degil mı?
Ogünü sarsarak uyandırdım. Önce bir afalladi sonra yatakta doğrulup kapşonlusunu üstüne geçirdi.ben bu sırada ikinci kattan nasıl ineceklerini düşünüyordum. Ama o kdar zekiydim ki Can'ın buraya nasıl çıktığını atlayivermistim. Önde Can arkada Ogün pencereme dayandıkları merdivenle bahceye indiler. Biri düşecek diye ödüm kopuyordu ama neyse ki sapasağlam inmislerdi aşağıya.Neyseki bir dertten daha kurtarmıştı can bizi.
1 gün sonra
Aksam gece yarısına kadar ders çalışmıştım ve uykumu halen daha alamamıştım.Dip not bugun benim dogum gunüm. Ogün'ün bunu henüz bilip bilmediğinden emin değilim. Yani bir sürpriz falan beklemiyordum. Yanımda ötüp duran telefonumu susturp Mesajlarıma baktım. Hepsi Ezgi'dendi. Sapsal. Dogum gunüm için saçma sapan dileklerde bulunmuştu. Yüzümde siritisla üzerimi değiştirip elime kitaplarımı alarak aşağı indim. Kahvaltı yapmayıp kahve ve kurabiyeye idare edecektim. Zaten ev ahalisi işine okuluna gitmişti. Saat öğlen olmuşu bile.
Hemen önüme tarih kitaplarımı çıkarıp çalısmaya başladım. Turk tarihi ,ıslam tarihi ,mezopotamya uygarlıkları. Abidik gubidik isimler. Hepsi birbirine girmişti. Bense onlara saçma sapan şifreler uydurarsk aklımda tutmaya çalışıyordum. Beynimi bunlarla yorarken üst kattan gelen ses korkmama neden oldu. Evde benden baska kimse yoktu ama sesler vardı. Fortmantoya gidip abimin her seye karşı hazilrlıkli olmak lazım diyerek oraya sakladığı beyzbol sopasını aldım. Bu cocuğun aklı arada çalışıyordu yani. Parmak uçlarında yukarı doğru çıkmaya başladım.Tirsmistim ama cok korktuğumu soyleyemiyecegiim. Zaten elimde sopa vardı ve ben onu kafasına indirirsem adam olabilirdi bile. Belki bu yönden biraz endişelenmeliydim. Yukarı vardığımda sesin benim odadan geldigi kanaatine vardım. Kapıyı ses yapmadan actım ve sopayı da yukarı kaldırdım karşıma çıkana anında geçirecektim.
Odama girdiğimde iki cok tanıdık simayla karşılaştım. Can ve Ogün. Bu ayrıntıyı da söylemeliyim. Cam acikti. Derin bir oh çekerek
'Siz de iyi alıştınız bu evin bir kapisi var degil mi ?'dedim. Can dudaklarını büzdü ve
'Demek bizi evinde istemiyorsun hadi Ogün cocuklara söyle de geri dönelim. 'Dedi. Ogün ağzını acacaktı ki ben susturdum
'Cocuklar derken evimde sizden baska birileri daha var yani. Onlar da mı pencereden girdi?'dedim şaşkınlıkla. Cevabı Ogün verdi can o sırada aşağıya inmişti bile.
'Hayir canım onlar kapidalar. Dogum gunü cocuğuna sürprize geldik. 'Dedi. Beni çekiştirerek aşağı indirdi. Aşağıya indiğimde herkes bir yerlere dağılmış farklı uğraşlar peşindeydi.Karsima ilk çıkan İlhan oldu. Elindeki hediye paketini bana doğru uzattı.
'Dogum gunün kutlu olsun. Benim için cok anlamı olan bir sey aldım sana. He bir de kıymetimi bil sınavlara bir hafta kala koca bir günümü senin için feda ediyorum. 'Dedi. Paketi actigimda ağzımın iki metre on santim açık kaldığını farkettim. İcinden bir test kitabı çıkmıştı.ama kapağında bir not vardı. Sadece bir saka. Sana dogum gunünde lys soru bankası almadım. İcini acarsan ne olduğunu daha iyi göreceksin. Nota pek anlam veremedim. Kitabın icinde ne olabilirdi ki ?kitabi acip boş sayfalara bakakaldim. Tahminime gore bu bir günlüktu ve cok enteresandi. Onu daha sonra incelemek üzere masanın üzerine bıraktım.
O sırada nesili mutfakta bir isler pesinde olduğunu farkettim. Yanına gittim anında. Evi daha sonra toparlayacak olan bendim sonuçta. Gördüğüm manzara karşısında sok olmuştum. Mutfak darma daginkkigi. Bir kenarda Salih elindeki 'sarhoş edici içecekleri' bardaklara dolduruyor diğer yandan nesil dogum gunü pastamı hazırlıyordu. Mutfak perişan bir durumdaydı. Sınır krizi geçirmemek için oradan anında çıktım.
O anda bir el beni tutup kapıya sürükledi. Can yine is başındaydi. Yanlış tahmin etmiyorsam beni bahçeye çıkarmaya çalışıyordu. Evimi ne kadar da çabuk keşfetmişti. Bahçeye çıkıp salıncağa oturduk. Can cebinden bir kutu çıkardı.Bu gun beni ne kadar da fazla sasirtmislardi. Kapağını açtığında bunun bir kolye olduğunu anlamamak imkansızdi. Ama bu değişik bir kolyeydi. Önünü döndürüp bana gösterdi.yuvarlak bir tabakanin ustunde ceronimo yazıyordu. Canin her zmanki haykazliklari. Cereimo yazdirmis kolyenin ustune. Çıkartıp boynuma taktı.acikcasi benim için cok değerli olucakti bu kolye. Can'ın mizahi yönünü her zmana hatırlatacaktı. Gülümseyip
'Cerenimi mu?En acayip hediye unvanını bu kolye kazanacak olmalı. 'Dedim ve ona sarıldım. O ise bir sey söylemedi. Ayağa kalkıp
'Hadi içeri gecelim dogum gunu cocuğu ortalıktan kayboldu diye basımın etini yerler sonra. 'Dedkm. Ben koşa koşa içeri geçerken o da arkamdan geliyordu.
…
Tum gun boyunca poşetler dolusu yemek yedik ve dans edip eğlendik. Ortalığın icine etmiş olsak da giderken toplayacaklarına söz vermişlerdi. Saat altı civarıydi ve bu da parti zamanının dolduğunu ifade ediyordu. Herkes toparlanmaya ve toparlamaya başlamıştı. Yavas yavas herkes beni tebrik edip evine dağılıyordu.
Sona Ogün ve ben kalmıştık. Ogün'ü yolcularken cebinden bir kutu da o çıkardı. O da mı kolye almıştı yoksa?Kutuyu yavas yavas açtı. Tahmin ettiğim gibi olmadı. O bir yüzük almıştı. Oyle hafif kalın gümüş rengi üstünde çeşitli simgelerine olduğu bir yüzüktu. Sonsuzluk işareti vardı mesela. Bir de parlaklığından gözüme çarptığı uzere ikimizin bas harfleri vardı. Kendimi evlneiyor gibi hissettim. Getirip onu parmağıma taktı ve
'Bunu parmağından hic çıkartmamani istiyorum. Hep yanında olmalık ki ben her zaman yanında olayım. 'Dedi. Vallaha filmlerde olur ya kaybederler talan. Aynısı benim de basıma gelirse. Ayrılık nedemiz olur artık.
'Yuzugu hic çıkartmayacağım ama unutma ki sen benim her zaman kalbimdesin. 'Dedim.
Alnıma bir opucuk kondurup evden uzaklaştı. Kapıyı kapatıp içeri girdim. Ortalığa bir ceki düzen verdikten sonra duş olmaya odama çıktım. Yüzüğümü ve kolyemi çıkarıp yatağımın yanındaki sehpaya koydum.
…
Sıcak bir duş yorgunluğun ardından cok iyi gelmişti.Üstüme pijamamı geçirmiştim bile. Saat cok erkendi ama abimler olacaktı evde sadece. Hatta belki onlar dogum günümü unutmuslardi. Yatağıma kendimi bırakıp yüzüğümü elime geri taktım. Ardından kolyeyi alıp incelemeye başladım.cerenimo. Sapsal ya. Üstündeki yazıya bakarken kolyenin iç tarafındaki yazı gözüne çarptı. Ne yazdığına inanamayacaksinız. Can seni cok seviyor yazıyordu. Cok cok küçük olsa da yakından okunabimiyordu. Yüzünde bir gülümseme belirdin. Telefonumu alıp Can'a mesaj attım.
'Ben de seni cok seviyorum afacan. Yazmıştım. Pek beceremezsin süslü püslü lafları. Ama bu hissettiklerimi anlatmaya yeterdi.
Ardından yüzük icin bir teşekkürü hak eden Ogune kalbimden geçenleri yazıp yolladım. Su ana kadar yaşadığım en guzel dogum gunüm bu olsa gerekti.