BÖLÜM 31

729 49 23
                                    

Bu hafta şehirdışına çıkyıorum ve  bölüm ekleyemeyebilirm.Ancak telefondan girebileceğim çünkü.Bu bölümden sonra güzel şeyler olucak emin olun:DDLütfen yorumlarınızla yanımda olun:DUzun kısa farketmez görüşlerinizi öğrenmek önemli benim için:D

Bu bölüm Gamze u00d6lmez 'e .Votelarıyla ve yorumlarıyla  yanımdaydı:DSağol cnm:D

-1 ay sonra-

 Telefonumun sesiyle kendime geldim.Zaten bir sağa bir sola dönmekten yattığımdan beri doğru düzgün uyuyamamıştım.Bugün büyük gündü Ogün’ün ailesi için.Oğulları Amerika’daki ortak şirketlerinden birine staja gidiyordu.Daha üniversiteden mezun olmadan yapacağı işi öğrenebilecekti.Acaba oğullarının başka bir meslek isteyebileceğini düşünmüyorlar mıydı?Ah babalar işte!Hepsi aynıydı.Can’ın ki de benimki de.Hepsi çocuklarının kendi itibarlarını devam ettirmelerini istiyorlardı.Neyse ki benim abim vardi tek varis ben değildim yani.Ama Ogün için kesindi o şirketin başında olmalıydı.Bunu her ne kadar istemese de yapmak zorundaydı.Yaz tatilini çalışarak geçirmek zorundaydı.Bensiz Amerika’ya gitmek zorundaydı.Zorunda olduğu şeyleri yapmak zorundaydı.Ben de bugün onu havalananında bırakıp onunla vedalaşıp; yaşamıma devam etmek zorundaydım.Zorunluluklar…

 Benim zorunluluklarım hiç bitmiyordu nedense.Bu yaz annemle bolca vakit geçirme zorunluluğum vardı bir de. Aramızdaki sorunları halledebilmemiz için yapmalıymışız bunu.Anne kız terapisi diye bir şey duydunuz mu hiç?Ben de duymamıştım ama annem sayesinde bu terapinin parçasıydım.Olduğunca az katılmaya çalışıyordum.Zaten terapist denen o kadın kasıntının önde gideniydi.Sanki ölmüş gibi cansız bir konuşması vardı ki gözlerimi zor açık tutuyordum.O kadını gördükten sonra belki okuyabilrim dediğim psikolojiden soğumuştum.

Hala tercihlerimize tam karar verememiştim.Sorumsuz bir öğrenci olduğumdan olabilirdi.Ama düşünmeme gerek yoktu benim yerime karar vericek birileri vardı.LYS yi atlatmak beni henüz rahatlatmıştı zaten ,bir de hangi üniversite hangi bölüme gideceğim diye düşünüp içimdeki sorunlara yenisini eklemek istemiyordum.

Bugünkü sorunumuz  sadece Ogün’dü.Yatağımın üstünde boş boş oturarak daha fazla vakit kaybetmek istemiyordum.Zaten Ogün’le geçirebileceğim az bir vaktim vardı.

 Hemen yatağımdan kalkıp dolabımı açtım.Dün yeni ütülendiğini bildiğim  elbisemi çıkarıp giydim.Ne giydiğimin pek önemi yoktu.Önemli olan içinde rahat olmamdı.Saçlarımı at kuyruğu yapıp Ogün’ün hediyesi olan yüzüğü taktım. Altına spor ayakkabılarımı giyip neredeyse kafam kadar olan çantamı elime aldım.Aşağıya indiğimde bizimkiler kahvaltı ediyordu.Benimse canım bir şey istemiyordu.Mideme bir şeyler inerse çıkartacak gibi hissediyordum. Yanlarına gelip abimlerin kalkmasını bekledim.Beni onlar bırakacaktı havaalanına.Çok fazla bekletmeden kalkmışlardı da.

 Arabaya bindiğimizde zevzek abim başladı benimle dalga geçmeye.Olcay ona uymuyordu neyseki sadece gülmekle kalıyordu.Fakat abim sabrımı zorlamaya başlamıştı.

 ‘Üç ay Ogünsüz  kalacaksın.Ya da belki sonsuza kadar.Orada bir Amerikalı bulursa görürsün sen.’dedi pislik.

Beni sinirlendirmek için bilerek yapıyordu.Aklınca beni sinirlendirip ağlama krizine sokacaktı.Yapmadığı bir şey değildi.Ben yine cevap vermeyince  Olcay abimin koluna dokunup susmasını söyledi.Halimden ağlama kıvamına geldiğimi anlamıştı.

 Nihayet  havaalanına geldiğmizde onlara bir şey demeden arabadan indim.Benim gelmemi bekleyen Can’a doğru ilerledim.Ogün az önce gelip içeriye girmiş bile.Can’ın koluna girip Ogün’ü gördüğümüz yere doğru ilerledim. Ona yaklaştığımızda gidip boynuna sarıldım.Ogün de bana sıkıca sarılmıştı.

Üç ay boyunca ona bu şekilde sarılamaycaktım.Kafamı göğsüne yaslayıp rahatlayamayacaktım.Sadece arayıp sesini duyabilecektim.Çok fazlaydı ayrı kalmak için bu kadar zmn.Ya dedikleri gibi gözden ırak olan gönülden de ırak oluyorsa?Aramızdaki bağ aramıza mesafelrin girmesiyle kopabilir miydi ki?Bizim aramızdaki enerji farklıydı.Öyle hemen unutulup gidebilecek değildi.Sonuçta gerçek sevgi uzaklıkla eksilmezdi ya!

 Ona doladığım kollarımı çekip gözlerimden  akan yaşları sildim.Ogün’ün de gözleri kıpkırmızı olmuştu.Ama ağlamıyordu.yanımda karizmasını çizdirmekten utanıyordu aptal.İkimiz de birbirimize bakarak dalıp gitmişken Can araya girdi.

 ‘Sizi romantik sevgililer sizi.Hadi bırakın sarılıp öpüşmeyi artık midem kaldırmayacak bu duygusal ortamı.’dedi.

 Bizi güldürmeye çalışıyordu her zamanki şebeklikleriyle.Ama belliydi o da benim kadar üzülüyordu Ogün’ün gitmesine.Bunu göstermek için kız gibi ağlamasına falan gerek yoktu.

 Hemen karşımda duran saate baktım.Ogün’ün uçağının kalkmasına yarım saat vardı.Biraz erken bile gitmesi gerekiyordu.Güvenlikten geçiş pasaport kontrolü falan.Yani bu ona veda etmemiz gerektiğini gösteriyordu.Can da bunu farkındaydı.Her zmanki gibi Ogün’le efsanevi kucaklaşmalarını yaptılar.Kucaklaşma sırası bendeyken Ogün Can’a döndü ve

 ‘Yengene iyi bak Can.Başkalrına kaptırmayalım .’dedi.Can başını sallamakla yetindi.

 Gözlerimden akan yaşlara aldırmadan  Ogün’e yaklaştım.Kafamı göğsüne gömdüm.Bir kaç dakika böyle durmak için her şeyi değişirdim.Ağlamam daha da şiddetlenmişti.Ogün bunu fark etmiş olacak ki kafamı kaldırıp ona bakmamı sağladı.

 ‘Lütfen yapma ama.Hem sana gelirken bir sürü hediye getireceğim.Hediyelerini görünce beni bile unutacaksın iddiasına varım.’dedi.Bunun üzerine gülümsedim.

 ‘Ceren sana uzun uzun veda etmek istemiyorum.Biliyorsun vedalardan nefret ederim.Çok uzun değil birkaç ay yanında olmayacağım.Sonra zaten bir ömür boyu birlikteyiz.’dedi ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı.Bir ömür boyu…Sadece birkaç ay…Hepsi bu.Kendime bunları tekrarlayıp duruyordum.Bu sırada Ogün çantasını yerden alıp gitmek için hazırlanmıştı bile.

 Can’ın yanına geçip gitmesini izledim.O pasaport kontrolünden geçrken Can ve ben de Can’ın arabasına doğru yürüyorduk.Görünen o ki yazın tek destekçim Can olacaktı.Ama her şeyden önemlisi  hep bir yanım eksik olacaktı ve yaz tatilim Ogünsüz geçecekti. Peki ben buna katlanabilecek miydim?

HAYAT BANA GÜZEL!!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin