Öncelikle yorumlarınızı görmemek beni çok üzüyor.Geçen bölümde neredeyse hiç yorum yoktu.Böyle olunca da yazmaya hevesim kaçıyor.Lütfen yorumlarınızla beni yine mutlu edin:DD
Gelelim bölüme...Bu bölümde küçük bir ayrıntı var Ceren'in düşüncelerinde.Ogün'ün geleceğiyle alakalı bu biraz onları uçuruma sürükleyecek gibi.
Bölüm armağan etmeye devam ediyorum:DBu bölüm cerengngren için...Yorumlarınla yanımda olduğun için sağol:D
Bu akşam annemle tanışmaya (!) gidiyordum.Ogünlerde yemek yiyecektik.Tabi ki bu yemeği Ogün ayarlamıştı.Benim kim olduğum hakkında bir şey deyip demediğini bilmiyordum.İçim kıpır kıpırdı ve biraz da hüzünlü.Ne biliyim ruh halimi artık yorumlayamıyordum.Kesin olan bir şey vardı ki bir yanım oraya gitmek için heyecandan ölüyorken diğer yanım evden bile çıkmamak için bahaneler üretiyordu.İlkini dinleyip sorumluulk sahibi bir kızı oynamak istiyordum bu akşam o evde.Babamla da konuşmuştum zaten.Adresini buldum onu araştırdım diye kızıp bağırmasını beklemiyordum ve öyle de olmamıştı.İlk söyledğimde belli belirsiz onu hatırlayıp gözleri dolmuştu.Sonra kendini topralyaıp annemi tanımamın benim en doğal hakkım olduğunu söylemişti.Bir de temkinli olmam gerektiğini onu hayatıma hemen dahil etmemen gerektiğini söylemişti.Babam iyi kalpli yumuşak yürekli adamın tekiydi.Sanki olumsuz bir şeymiş gibi konuştum ama bu insanların onu üzmesine neden oluyordu.Ne biliyim eğer ben terk edilmiş bir eş olarak onun yerinde olsam kızımın kesinlikle annesiyle görüşmesini istemezdim ve o kadına acı çektirmek içi yer arardım.İyi ki ben babamn yerinde değildim.
Abimle de bu konuyu konuşmuştum Ne zaman anne konusu açılsa sinirleri tepesine çıkardı abimin.Belki bu annemi az da olsa hatırlıyor olmasıyla ilgiliydi.Ona da durumu aynı babama anlattığım gibi anlatmış hatta yemeğe benimle gelmesi için ısrar bile etmiştim.Ama bu sadece aramızda gerilime sebep olmuştu.Abim asla bi
Dolabımdan mavi kot pantolon ve kırmızı bol bi bluz çıkardım.Oraya gidince aşırı istekli gibi görünmek istemiyordum.Aksine hafiften zorla gelmiş gibi olsam daha iyi olurdu.Anne şefkatine muhtaç bir kız değildim ben.Tam tersine çok güçlü gözüken annesiz yaşamayı iyi öğrenmiş bir kızdım.Ya da ben öyle sanıyordum.
Saçlarımı at kuyruğu yapıp telefonu elime aldım.Beni almaya Ogün gelicekti.Zaten şu sıralar benimle aşırı ilgileniyordu.Benim güçsüz olduğumu bunları kaldırabileceğimi düşünüyordu sanırım.Ama aksini kanıtlıyacaktım ona.Bu akşam güçlü olarak.
Ogün’e mesaj atıp hazır olduğumu söyledim.Gelen mesaja göre Ogün çoktan kapının önündeydi.Abime malum kişiyle konuşmaya gittiğimi söyleyip kapıdan çıktım.Arabaya bindiğimde Ogün’ün yanağına bir öpücük kondurup arkama yaslandım.Ogün arabayı çalıştırmadan bana baktı ve
‘Çok gergin gözüküyorsun.Şu havayı bir üstünden at.Her şeyin üstesinden geleceğiz birlikte.’dedi .İçten bir gülümsemeyle karşılık verip içimden bana bağırıp duran sesleri susturmaya çalıştım.
Birlikte hiçbir şeyin üstesinden gelemeyecektik.Bir kere üvey kardeş sayılırdık.O kadın bizim ilişkimizi onaylamayabilrid.Hadi onu bir şekilde atlatırdık belki.Ama Ogün ben annemle ilgili süreci yaşarken benimle olamaycakt.
İki hafta sonra üniveriste sınavımız vardı ve biz süper üçlü olarak -Ogün Can ben –hiç iyi çalışmamıştık.Can’ın ve Ogün ‘ün sınavı pek taktığı yoktu.Zaten bir diploma alıp şirketin başına geçeceklerdi.Hangi üniveriste olduğu önemli değildi.Tabi yine de birlikte aynı üniversitye gitmek istiyorduk.Bir kaç hafta önce fikir değiştirmiştim ki özel bir üniversite istiyordm.Babam da öyle istiyordu.Hem böylece onlarla aynı yerde olabilecektim.Kısaca ben de sınavı pek takmasam olurdu.Derece falan bekleyen yoktu beklediğim de yoktu.Zeki sayılırdım ama hiç çalışmamıştım bu sene.Geçen seneler gibi değildi.
Üniversite sınavından hemen sonra Ogün gidiyordu.Amerika’ya.Babasının isteği.Ogün mecburen kabul etmek zorunda kalmış.Bana da bunu daha iki gün önce söylemişti.Tüm yazı orada geçirecek ve bana yine onun yollarını gözlemek düşüyor.Tüm yaz boyunca depresif hayatıma geri dönüp Ogün’ün işleri arasında bana iki kelime mesaj atmasını ya da aramasını bekleyecektim.Bu nedenden dolayı Ogün’e kızamıyorudm çünkü onun elinde olan bir şey değildi.Babasının elindeydi.Gerçi o da oğlunun iyiliğini düşnüyordu.
Çalan korna sesiyle kendime gelip etrafıma bakındım.Gelmiştik bile.Ogün dalıp gittiğimi görüp kendime gelmem için basmış olmalıydı.Arabadan inip Ogün’ün yanıma gelmesini beklerken Can’ın sesini duydum.
‘Orada tren mi bekliyorsun gelsene içeri kızım.’diye bağırıyordu bana kapıdan.
Bu şapşal haline gülümseyip içeri geçtim.Ogün de hemen arkamdaydı.O kadın da –artık ona o kadın değil de Semiha hanım demem lazım herhalde- Can’ın hemen gerisinde bizi bekliyordu.Beni görünce yüzünde bi,r gülümseme oluştu ve gözleri doldu.Yoksa tahmin ettiğim şey…
Ogün ve Can’ın yüzüne baktığımda onların Semiha hanıma her şeyi anlattığını anlamıştım.Bu bir yönden iyi bir şeydi açıklama derdinden kurutlmuştum.Ama diğer yandan aramıza koymak istediğim mesafeyi koyamayabilridim artık.Olayları,beni nasıl anlattıklarını bilmiyordum.Bir an gelip sarılacak sandıysam da sonra böyle bir şey yapmayacağı kanaatine vardım.Yanıma gelip eliyle içeriyi işaret etti.Ben arkamı dönüp Ogünler’e yanımda olmalrını söyleyecekken onların çoktan evden uzaklatıklarını anladım.Bizi yalnız bırakmışlardı aklılarınca.İçeriye geçip oturdum o da karşıma oturdu.Büyük o olduğuna göre onun bir yerden başlaması gerekiyordu.
‘Kocaman bi kız olmuşsun.’dedi birden.Bu da neyin nesiydi şimdi.Kendimi uzak akraba ziyaretlerinde hissetmiştim.
‘Ya öyle oldu.Tabi bizi bıraktığınızda daha henüz dört yaşıma bile basmadığımdan aradaki fark çok olsa gerek.’dedim.
Gözünden bir damla yaş aktı.Sanırım onu üzmüştüm.Ama o da bizi üzmüştü.Bunlara kendini hazıramalıydı zaten.Benim vereceğim tepkiyi tahmin etmeliydi.Konuya nasıl gireceğini düşüğndüğünü biliyordum.ama ilk adımı ondan bekliyordum.
‘Öncelikle hiçbir şeyin çok iyi olmayacağını, işte ne biliyim diğer ailelerdeki gibi anne kız olamayacağımızı biliyorum.Ama yaptığım hataları telafi edeceğim sözünü verebilirim.Senden sadece anlayışlı davranmanı istiyorum.Ayrıca bana tavır yapmakta haklısın bilmeni isterim.’dedi.
Soğukkanlılığını koruyup iyi bir konuşma yapmıştı şimdi sıra bendeydi.
‘Anne kız gibi olamaycağımızı bilmeniz iyi bir şey.Tek sormak istediğim neden bizi bırakıp gittinz?’dedim.Konuşurken sadece yere bakıyordum.
‘Bana anne demeni istemiyorum yani demen için zorlamak istemiyorum ama Semiha diyebilrisin.Anne kız gibi olamasak da arkadaş gibi olabilirz.Gelelim sorduğun soruya.Ceren benim sizi sevmedğimi falan asla düşünme.Bunu yapmamın sebebi babandı.Sürekli işleriyle uğraşıyordu ve …beni sevmediği davranışlarından belliydi.Ben de ona bayılmıyordum.Zaten biliyorsun aşık olup evlenen çiftlerden dğiliz biz.Bir gün dertlerimde o kadar boğuldum ki sabrım taştı ve boşanmak istedim.Ama baban bunu yapamayacağını söyledi ben de evi terk edip istanbula geldim ve boşanma işlemleri için de bir avukatı görevlendirdim.Sonrasında sizin için dava açsam da ne yapıp edip sizleri görmemi engelledi.’dedi.
Bunları söylerken sesi kırılgandı.Ona inanmak istiyordum ama erkendi.
‘Babam bana bunlardan hiç bahsetmedi.’dedim kısa ve öz olarak.
‘Siz o zaman küçüktüz abin bile henüz ilk okula başlamıştı bu davalr sırasında.Eminm ki sizin psikolojiniz için bunları gizli tutumuştur.’dedi.
Sonra devam etti.
‘Eğer izin verirsen yıllar sonra sana bir kez de olsa sarılabilir miyim?’dedi. Sadece başımı salladım.Söylediklerine inanmıştım.İnanmak istiyordum.Yanıma gelip oturdu ve beni kucakladı.Kısa süre sonra rahtsız olup geri çekildiğimde anlayışla karşılaycağını düşnümüştüm.Bana gülümsedi ve
‘Hatalarımı telafi edeceğim göreceksin.’dedi.
Yaşayıp görecektim.Dediği gibi olması temennimdi.Biraz geç olsa da bir anneye ihtiyacım olduğu kesindi.