Begüm
Elime aldığım laptopta aslında neler olduğunu tahmin edebileceğimi düşünmüştüm. Hastane odasında merak edip de bakmaya çalışmış, ama şifresinden dolayı açamamış ve gelen uyarı ile şifrenin olduğunu fark etmiştim. Nereden bilebilirdim ki o şifrenin benim adım olduğunu. Ahmet'in eşi için üzülmüştüm açmadan daha sayfayı. Ne kadar acı bir şeydir eşinin gönlünün sana dönük olmaması. Nikâhta keramet vardır derler ya olmamış işte keramet bir türlü Ahmet'in nikâhında. Belki de Ahmet'in inadından olmamıştı. Takıntı haline getirmişti beni, gözünün önündeki güzellikleri karşı kör etmişti kendini. Bir çözüm yolu bulup, hem onun ailesine dönmesini sağlamalıydım hem de kendi iç huzurumun daha fazla bozulmasına engel olmalıydım.
Ekrana şifreyi girince lise zamanlarımdan kalma o küçük pul resmim vardı. Ama harika güllerle süslenmiş ve müzik olarak da Gülbebeğim çalıyordu fonda. Biliyordu hangi şarkıyı sevdiğimi ama neden sevdiğime dair en ufak bir fikri bile olmadığından kullanmıştı. Bilse neden o şarkıyı dinlediğimi, dinlerken nasıl ağladığımı sanırım hiçbir şekilde kullanmazdı. Neyse...
Arkadaşlarımla, tek başıma, okulda, dershanede, metroda, hatta üniversitede bile çekilmiş resimlerim vardı. İlginç olan resimler öyle gizli çekilmiş gibi de durmuyordu. Sanki ben bilerek poz vermişim gibi. Anılara yolculuk yapıyordum. Şaşkınlık vardı, hüzün ve özlem vardı o resimlere dair içimde. Engin ile çekilmiş hiçbir resim yoktu. Sanırım özellikle onun olmadığı zamanlarda çekmeye çalışmış. Ben de olsam onun yerinde onu eklemezdim anılarımın içine. Olmadığı daha iyi olmuş. Şimdi onun yüzünü hatırlayıp, kendimi üzemezdim. Sanırım hiç mi hiç hatırlamadım şimdi.
Her kadın böyle bir sevgi ile sevilmek ister. Benim de gururum okşanmıştı aslında. Yanlış zaman ve yanlış insan saçmalığını söyleyemeyeceğim şimdi. Hayatta yanlışlık diye bir şey yoktur bence. Olması gereken ne ise o olur ve buna kader denir. Kaderde nasip değilse gerisi boştur konuşmak ve yorumlamak için. Mutluydum ama bir yanım eksik öbür yanım huzursuzdu. Aslında böyle hissederken nasıl mutlu olunur derseniz; anılarımı getirmişti gözlerimin önüne. Zihnimde bile kaybettiğim günlerim gözlerimin önüne serilmişti. Ona saygısızlık etmek gibi bir niyetim de, nasıl davranmam gerektiğine dair de fikrim de yoktu.
Ben resimlere bakarken beni izlediğinden eminim bir yerlerden Ahmet'in. Karda yürüyüp izini belli etmeyeceğini düşünüyor sanırım şu anda. Vereceğim tepkilere dikkat etmem de bunun için önemli aslında. Farklı anlam çıkarmaması gerekiyor aslında. Hoşuma giden resimlere de gülümseyerek tepki vermiyor, gülümsemelerimi dudaklarımda hapsedip, sanki iş yerinde evrak inceliyormuş gibi yapıyordum. Böyle davranırken dudaklarımı da ısırmak zorunda kalıyordum. Sanırım bu gün benim için imtihan günüydü. Ve ben şu ana kadar hiç böyle bir imtihanla karşı karşıya kalmamıştım. Bu konuda Allah'ım bana güç versin inşallah ki ben de günaha girmeden, kalp kırmadan evimin yolunu tutayım istiyordum sadece. Zor bir gün vesselam...
Ahmet
Saklandığım yerden Begümün sakin sakin resimlere bakması garip gelmişti. Ben yıllarca onun bu resimleri gördüğünde çok mutlu olacağını hayal etmiştim hep. Ne bileyim kadınlar genelde duygularını fazla saklayamazlar diye düşünmüştüm. Yalnız başına olmasına rağmen bu kadar sakin olması farklıydı yine benim için. Zaten Begüm farklıydı, gönlümün onda tutuklu olmasının sebebi değil miydi onun sıradan olmaması.
Çok sevinip havalara uçsaydı, zihnim de bana evli olan kadın neden böyle davranıyor diye sorular soracaktı. Begüm yine doğru davranmıştı. Sanki evli bir kadına aşkını itiraf etmem çok doğru bir şeymiş gibi yorum yapıyorum bende işte. Saçmalıyordum işte baştan aşağıya. Hayatında hep mantık önemli diyen ben Dr. Ahmet, bildiğin saçmalıyordum işte Begüm'ü tekrar gördüğümden beri. Sahi ben ne istiyordum şimdi? Begüm'ün eşini terk edip bana gelmesini mi? Çocuklarını bırakıp, benimle yuva kurmasını mı? Tanıdığım Begüm asla çocuklarını bırakmazdı. Peki benim eşim böyle bir şey yapsa ben ne yapardım diye düşündüm birden yıllardır bu konuya dair en ufak bir fikir zihnimden geçmemişken. Saçmalıyorum işte............
Olmayacaktı. Begüm bu gün, konu kapandığında yuvasına dönecek ve arkasında daha beter bir halde Ahmet bırakarak gidecekti, harabe halinde, gururu da kırılmış bu sefer bir Ahmet eskisinden farklı olarak. Ondandı bu sakin tavırları. Güzin abla gibi beni dinliyordu. Sadece seni dinleyebilirim benden başka bir şey bekleme idi bu tavırlarının sebebi. Zihnim bayağı iyi çalışmaya başladı birden. Zehir gibiyim yine...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ (TAMAMLANDI)
Lãng mạnSevgisini yıllarca içinde saklayan bir adamdan ne beklersiniz? Neler yapabilir? Nasıl anlatır sevdasını? Cevabını bu hikayede bulacaksınız