Daha önce Ahmet ile ayrıldığımız odaya Ali ile dönmüştük. Ahmet, Ali' ye dönüp
" Şu inatçı arkadaşını ikna et de benimle savaşmasın, barış imzalayalım artık. Ya da iyileşsin ondan sonra devam etsin inadına. Hiç dikkat etmemiş yıllardır kendine yapmadığını bırakmamış. Bari şimdi dikkat etsin. Benim yerime başka doktor olsa bu kadar bile uğraşmaz bu keçi ile. Sabır sınırlarımı zorlamasın artık ! " dedi ve kapıyı çarparak çıktı odadan.Ali'ye döndüm ve ne oluyor buna ya bakışı attım. Ali ise
" Begüm şu kasıntıya ne yaptın da böyle çıldırttın ya? Ben bu adamı yıllardır tanırım ama hiç böyle görmedim. Damarına iyi basmışsın. " dedi gülümseyerek.Ben de Ali' ye son bir kaç saat içinde olanları anlattım. O da gülerek yatağa yayıldı.
" Senden korkulur kızım ya! Tarık'ın neler çektiğini düşünemiyorum bile . " dedi keyifle. Artık bizim çatlak doktoru daha fazla kudurtmayayım bari diye düşünmeye başladım. Ordan burdan muhabbet ederek vakit geçirdik.Geçen yarım saatin sonunda Ali durgunlaştı birden. Aslında aklından ne geçtiğini biliyordum ama söylemek istemiyordum. Derin bir nefes aldıktan sonra ,
" Evlendiğini biliyorum Engin 'in. Hem de o kadınla. Beni aldattığı kadınla. Güzel olanı ne biliyor musun ? Bu gün onu burada görmek zorunda değilim. Başka da bir şey yok." dedim.
Ali bana karşı tüm içtenliği ile sarılarak
" Senin bunları yaşamaman için canımı bile verirdim Begüm. Ama yapamadım. Yapamadım. Seni herkesten korudum ama en yakınımdan koruyamadım. Engin' in sana bu kadar zarar verdiğini bilseydim, en azından o gitmeden önce bana anlatsaydın, bir şeyler yapabilirdim Begüm. Neden sakladın benden olanları? " dedi ve öfkeyle pencereye doğru yürüdü.Tam da günüydü zaten eski defterlerin açılmasının.
" Ne yapacaktın Ali? Beni sevmeyen bir adamla beni evlendirecek miydin Ali sırf ben onu seviyorum diye? Her gün beni aldattığı kadınlar hakkında konuşmak yerine; evimize getirmesini mi sağlayacaktın Ali? Ben onun beni sevdiği için dönmesini bekledim. Dönmek zorunda olduğu için değil!" Dedim ama göz yaşlarım artık durmuyordu bu gün...,Elif ve Engin..... biri ölmek üzere idi, diğerini yıllar önce ben öldürmüştüm. Kalbimde, yüreğimde, dünyamda..... Hangisi daha çok acı veriyordu? Tabi ki şu an kalbimde ölen... Elif'im şu an ölmemişti. Belki yaşardı. Umut vardı ona dair...
Engin'e dair hiç bir umut yoktu olsaydı da inanmak lazımdı. Ben ona dair hiç bir şeye inanmıyordum. Kırgındım, kızgın değil. Öfkeli değildim ona karşı. Kızgın olsam geçerdi. Kırgınlığım kalbimin paramparça edilmesindendi. Ama bana bir hayat borcu vardı. Hesabını verecekti. Hesaplaşma günü geldiğinde bu bedeli o öderken sadece izleyecektim. Bu benim her gece uyumadan önce ettiğim dua idi. Allah'ım onun hesabını ödediği günü göster idi duam. Sadece bu. Ne sevgi ne özlem ne de nefretti ona dair hissettiklerim.... Hissizdim ona karşı. Hesap gününü bekliyordum sabırla...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ (TAMAMLANDI)
RomanceSevgisini yıllarca içinde saklayan bir adamdan ne beklersiniz? Neler yapabilir? Nasıl anlatır sevdasını? Cevabını bu hikayede bulacaksınız