Gölün kenarında onu yalnız bırakıp, bekledim bir süre. Ellerini saçına götürüp, bir süre sonra iki elini de göğsünde birleştiriyordu ki bu henüz bir karara varamadığını gösteriyordu. Hiç beden dili değişmemiş yıllar içinde. Geçen zamanda artık yanına gitmem gerektiğini düşündüm. Tam yanına ulaşınca yere oturup, göle taş atmaya başladım. Onu içinde bulunduğu çıkmazdan kurtarmalıydım. Begüm de benim gibi yere oturdu o da göle taş atmaya başladı. Farkına varmadan en uzağa hangimiz atacak yarışına girmiştik. Begüm yorulunca bana döndü ve dili çözüldü:
-Seni tam anlamıyla tanımıyorum Ahmet. Yani nasıl seni kırmadan üzmeden davranabilirim bilmiyorum. Bu kadar güzel seven bir adamın kötü olabileceğini asla düşünemem. Sen iyi bir adamsın. Gayet yakışıklısın ve maddi açıdan iyi imkanlara sahipsin. Benim sana mutluluk adına verebileceğim hiç bir şeyim yok. Bir anneyim ve eşine sadık bir kadınım. Benden sadece dostluk istersen olur derim. Ama sana sevgi veremem, hislerinin karşılığı yok bende. Bundan yıllar önce de bana açılmış olsaydın sonuç yine değişmeyecekti Ahmet. Benim uçarı tavırlarım aniden gelirdi ve sen her zaman ölçülü bir insan olmuştun. Senin katı kurallarınin içinde bana o zaman da yer yoktu. Gözlerinde gördüğüm o zamanki öfke şu anda sevgiye dönüşmüş, görebiliyorum , ama sonucu değiştirmiyor malesef.
Yıllar önce bana bir mail atmıştın ya ben de sana evlendiğimi söylemiştim. O zaman bekar olsaydım da sana ümit veremezdim ki. Senin bende bıraktığın güzel bir kaç anıdan başka bir şey yoktu hafızamda. Eğer sadece mesleğin için sana olumlu yaklaşsaydım kendini iyi hissedebilecek miydin? Böyle bir kadını mı sevmişim ben demiyecek miydin? Hakkımızda hayırlısı olan ayrı kişilerle hayatımıza devam etmemiz olduğuna inanıyorum. Sadece kendini suçlayıp durmanı istemiyorum. Sen isteseydin ve açılsaydın da ben sana hep olmaz diyecektim. Artık bunu kabullen lütfen. Eşin ve çocuğuna geri dön ve yuvana sahip çık. Oğlunu annesinden, annesini de evladından mahrum etme. Ben zannettiğin kadar iyi biri değilim ki. Çok çabuk sinirlenirim ve inatçıyim da. Bir sürü takıntım vardır, bir de eşime sorsan!Ah zavallı adam neler çekiyor benden ! Ahmet iyi bir dost kazan buradan giderken. Geriye dönüp baktığımda ne yüce gönüllü bir adammış diyebileyim senin için. Eminim bu her ikimiz için de iyi olacak. Tersini düşünelim; beni zorla burada tuttuğunu ya da kendine mecbur bıraktığını. Sence ben bu koşullarda sana olan saygımı ve inancımı koruyabilir ve güvenebilir miyim? Her gün sana lanet okuyan, huzursuz ve mutsuz bir kadin olarak yanında tutmak istiyorsan sana söyleyecek sözüm yok. Eminim şu ana kadar bir çok yönü düşünmüş ve alternatif planlar oluşturmuşsundur. Akıllı bir adamsın Ahmet, bunu anlamamak için saf olmak lazım. Akıllı olmak tüm bu sonuçları görmeni sağladı mı? Beni kendine esir etmeye mi hazırsın yoksa azad etmeye mi? Yılların acısını mı çıkartacaksın yoksa özlemini sadece bu saatlerde giderebilecek misin? Sana kırgın ya da kızgın değilim. Ama yorgunum Ahmet. Sırtımdaki yüklere en büyüğünü, en ağırını yükleme bana. Sadakatsiz bir kadın ve evlatlarını yüzüstü bırakan sıfatlarını yükleme bana. Yükleyeceksen eğer burada öldür daha iyi. Yoksa ben günden güne ölürüm zaten Ahmet. Huzurun olamam sadece vicdan azabın olabilirim ancak. Hazır mısın beni vicdan azabın yapmaya? Mutlu olacağım dediğin kadının bir ömür boyu mutsuzluk sebebi olmaya? Sen karar ver buna. Ben sana olacakları söyledim. Senin kararın belirleyecek bundan sonraki hayatımızın yönünü. Umarim mantıklı yönün ağır basar, bunca yılın hatırına...Dedi ve sustu Begüm.
Ne var ne yok döktü işte içindekileri. Her yönü ile hayranlığım artti yine. Onun gözünde kendisini esir edecek bir adamdım işte. Benden bir ömür nefret edeceğini de ekleyince geriye ne kaldı ki? Yıkık dökük, köpekler gibi pişman ve gururu da kırılmış bir adamdım artık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ (TAMAMLANDI)
RomanceSevgisini yıllarca içinde saklayan bir adamdan ne beklersiniz? Neler yapabilir? Nasıl anlatır sevdasını? Cevabını bu hikayede bulacaksınız