-Hoşgeldin Hyo Sonn. Bir problemin mi var ?
-Ha ha benim gibi vücudu olan birinin sana neden ihtiyacı olsun ki ? Ben buraya seni uyarmak için geldim.
-Anlamadım. Ne konuda ?
-Ah normaldir. Bak canım Min Jun benim. Anlatabildim mi ? Filmimizi izlemişsindir diye düşünüyorum. Uyumumuzu ve aşkımızı gördün. Hayır. Hiçbir şey söylemene gerek yok. Zaten ne söyleyebilirsin ki sen? Ucuz şeytan seni. Kısacası bir daha seni Oppamın yanında görmek istemiyorum. Görüşürüz.
Çıktı gitti. Ben de sadece baktım. Asistanım da en az benim kadar şaşkındı. Ona da ne diyeceğimi bilemedim. İçimden tuhaf bir şekilde ağlamak geliyordu. Biraz dışarı çıkmalıydım. Hasta girişini 15 dakika için durdurdum. Tuvalete gidene kadar göz yaşlarım isyanı basmıştı. Tuvalete girdim ve gözyaşlarım tükenene kadar ağladım. Çıktım ve kliniğime gittim. Ah Jin bana giriş yapan kimse olmadığı için yemeğe gidebileceğimi söyledi. Bu iyi bir şey. Çünkü bu şekilde hastalarımla sağlıklı iletişim kuramazdım.
Hastanenin bahçesinde çok tenha bir kısım var. Oraya kimse gelmiyor. Bu yüzden çok sıkıldığım zamanlarda oraya gidiyorum. Yemek yiyecek midem kalmadığı için hemen bahçeye indim. Gizli yerime vardığımda ise Bay Chin Hwa orada oturuyordu. Şaşırdığımı bozuntuya vermeden yanına oturdum.
- Merhaba Profesör nasılsınız ?
- Ben iyiyim de asıl sen nasılsın gözlerin kırmızı kırmızı olmuş. Yemeğe bile gitmeyecek kadar seni ne üzdü söyle bakalım. Çünkü senin yemek yemeyi ne kadar sevdiğini biliyorum.
- Bir bayan hastamla problem yaşadım da o yüzden. Aslında önemli değil ama benim ağlayasım varmış.
- Peki o zaman yemeğe gelmek ister misin?
-Olur. Gidelim madem.
Espriler ve gülmelerle geçen bir yemeğin ardından biraz keyfim yerine gelmişti. Zaten Hyo Sonn gibi saçma bir kızı takmamalıyım ama benim üzüldüğüm nokta onun haklı olması. Evet Min Jun'dan hoşlanıyorum ve o... O ne hissediyor acaba? Neyse zaten Hyo Sonn söyledi. Demek ki aralarında vir şey var. Sadece dans sonuna kadar Min Jun'la görüşürüz bir daha da görmem. Kendi iyiliğim için bu.
İş çıkışı arabama bindim. Min Jun'la çalışmamız gerekiyor bugün. Şirkete gittim. Soyunma odasında üzerimi değiştirdim. Çalışma odasına gittiğimde müzik açıktı. Min Jun gelmişti. Yine kalbimin kontrolünü kaybettim. Kendimden bağımsız atmaya devam etti. Ben de Min Jun'u izlemeye...
Beni farketti. Hemen içeri girdim.
- Ne zaman geldin farketmedim.
- Biraz önce geldim nasıl dans ettiiğini izledim biraz da.
- Eee nasıl dans ediyorum ?
- Çok iyi... Yani gerçekten iyi dans ediyorsun.
- Hazırsak başlayalım mı?
Başladık. Ben sahnenin bir tarafından o diğer tarafından... Ve sonra birbirimize yaklaştık. Böyle devam eden koreografinin her vir hareketi birbirimizin nefesinin daha iyi duymamızı sağlıyordu. Hareketleri tek tek çalıştık. İkimiz de her bir hareketi rahatça yapıyorduk. Bugünlük yeterince çalıştık ve bıraktık. İkimiz de bedenlerimizi salonun ortasına serdik. Sonra Min Jun bana doğru döndü.
- Karnın acıkmadı mı senin de?
- Biraz... Senin acıktı heralde.
- Tavuk yiyelim mi ? Canım deli gibi tavuk istiyor.
- Bu saatte tavuk? Şu an bir diytisyenle konuştuğunun farkındasındır umarım.
- Ah hadi ama diyetisyen hanım. Bizim gibi sağlıklı insanlar yemezse kim yiyecek bu tavukları ?
- Peki peki. Benim de canım istedi zaten.
Tavukları söyledik. Saat gece 10 olmuştu. Biz oturmuş dans pratik odasında tavuk yiyiyorduk. Tavukların keyfini çıkartamadan davetsiz misafir gelmişti. Hyo Sonn bazı anları bozmada usta gerçekten.
- Ha ha bakın burada kimler varmış. Melis... Burada ne işin var senin ?
Min Jun benim yerime cevap verdi.
- Çalışıyorduk Hyo Sonn asıl senin ne işin var ?
- A-a oppamı görmek istedim. Başka bir sebebe gerek yok.
- Hyo Sonn bana oppa demesen. Hoşlanmıyorum.
- Her neyse. Peki bu kız burda ne yapıyor sorabilir miyim ? Ne çalışması yani bu ?
- Gizemli dansta beraber dans edeceğiz ya biz.
- Ne !!! Oppa ne diyorsun sen? Bu kız ? Nasıl olur böyle bir şey ? Aasshh !!
Çıkıp gitti. Biz de donup kaldık. Merakla bekliyordum. O beyninde nasıl kötülükler döndüğünü... Bekleyip göreceğiz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En fazla Aşk
RomanceÖnce valizler karışır. Sonra duygular. Önce bir fotoğraf çekiminde karşılaşır iki insan sonra kalpleri birleşir tek bir fotoğraf çerçevesinde... Yeni bir hayata yelken açan kadın bilmiyordu en zor aşkı bu yeni ülkede bulacağını... Gerçek duygula...