Boşlukta kalmış iki salak gibi birbirimize bakıyorduk. Gözleri güldü önce sonra da kendisi... Aynı anda kahkahayı bastık. Tavuklarımızı bitirmiştik. O soruyu sormamak için içim içimi yiyiyordu; "Hyo Sonn senin için ne ifade ediyor? " . Ama başka bir soruyla devam ettim.
-Hyo Sonn'la filmden mi tanışıyorsunuz ?
-Şey . Aslında ben bu sektöre girdiğimden beri tanıyoruz birbirimizi. Aynı şirkette çalıştık hep. Birgün hakkımızda dedikodu çıktı. İkimiz hakkında yani. Bu yüzden şirket bir açıklama yaptı bu senenin başında ikimizin sevgili olduğu açıklandı. Ama öyle bir şey yok kesinlikle!! İşte şu an halk bizi sevgili sanıyor. Hyo Sonn da bu duruma kendini biraz fazla kaptırdı.
Yorum yapamadım. Hiçbir şey söyleyemedim. Sadece boş boş baktım. Ne kadar boş baktığımı o da farketti ve bir şeyler söyleme isteği duydu heralde.
-Ya ama kesinlikle ben ona karşı bir şey hissetmiyorum. Yani bu sadece formalite icabı. Zorunda kaldık.
-Hyo Sonn pek senin gibi düşünmüyor gibi...
-...
Bir süre suskun kaldık. Kalkıp duş aldıktan sonra giyindim gitmek için. Min Jun yanıma geldi.
-Hadi biraz dolaşalım bu saatte parkta fazla insan olmaz.
-Olur dolaşalım.
Dışarı çıktık. Min Jun maskesini takmadı bu sefer. Sohbet ederek yürüdük. Bir anda arkamızdan iki genç kızın sesini duyduk. "Min Jun oppaaaaa!! ", "Oppaaa sensiiinnn!! "
Min Jun bir anda elimden tutup koşmaya başladı. "Kurtulmamız lazım" dedi. Kızlar var güçleriyle arkamızdan koşuyordu. Aynı şekilde biz de. Bir an açık bir kapıdan içeri girdik. Kızlar bizi görmedi fakat her an gelebilirlerdi. Ben duvara yaslandım. Min Jun bana doğru yaklaştı kollarını iki yanıma koydu. En az görünecek şekilde durmaya çalışıyorduk. Min Jun her an kalp atışlarımı duyabilirdi. Sonrası rezillik zaten. Ama onun yüzü gözlerimin hemen önündeyken kalbime engel olamıyordum. Bana bakıyordu. Ben de ona bakıyordum. Yaklaştı bana doğru. İyice... ve iyice... Tam o an kızlar bizim bulunduğumuz kapının önüne geldiler. "Nereye gittiler?" "Jun oppayı kaçırdık." "Yanındaki kim Hyo Sonn'a da benzemiyor. Acaba onu aldatıyor mu?" Hayır Jun oppa öyle bir şey yapmaz. " "O Hyo Sonn'dan başka biriyle olamaz!" "Neyse gidelim bari. Ama bunu hemen yazmalıyız."
Min Jun'un gözlerindeki üzüntü ve korkuyu görebiliyordum. Bir an kollarını çekti benden uzaklaştı.
-Gittiler. Gidelim istersen.
-Tamam.
Eve vardığımda yatağa attım kendimi. İçimden ne kadar geldiyse ağladım, ağladım, ağladım...
Ben gerçekten imkansızı istiyorum. Düşünceli bir sabaha açtım gözlerimi. Ne yapmak istemediğimi biliyordum. Min Jun'u kesinlikle görmek istemiyordum. Çünkü onu görmek beni sadece üzecekti. O benim için sadece tesadüfle gelen bir aşktı. Tesadüf aşk...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En fazla Aşk
RomanceÖnce valizler karışır. Sonra duygular. Önce bir fotoğraf çekiminde karşılaşır iki insan sonra kalpleri birleşir tek bir fotoğraf çerçevesinde... Yeni bir hayata yelken açan kadın bilmiyordu en zor aşkı bu yeni ülkede bulacağını... Gerçek duygula...