Bekleyiş

123 9 0
                                    

Bir anlık bir gürültüydü beni saatimden önce uyandıran. Merak edip dışarı çıktım ve bir adam deli gibi bağırıyordu. Kaldığım otel gayet lüks bir yer ama böyle şeyler göründüğü gibi her yerde yaşanabiliyor. Neyse ki uyanmama on iki dakika varmış. Uyandım nasıl olsa diyerek dolaba yöneldim. Bugün Kore'de ilk iş günüm. Çok heyecanlıyım. Nasıl olacağını merakla bekliyorum.

Bugün rahat dar bir pantolon tercih edeceğim sanırım. Çalışırken etek sıkıntılı oluyor. Ah doğru dün akşam Mİn Jun bana bir adres verdi. Neresi orası acaba? Daha da önemlisi biz o yerde n'apacağız? Meraktan çatlayabilirim ama akşamı beklemek zorundayım. En iyisi kafayı oraya takmamak... İşi düşün! İşi düşün!

Kendime bir araba almalıyım sürekli taksiyle sorun olacak. Bir GPS'le hallederiz her şeyi. Aşağı indim taksim gelmişti. Aslında her sabah sporumu yapıyordum Türkiye'deyken. Ama burada önce yapacağım yeri keşfetmeliyim. Hastaneye geldik. Yüreğim ağzımda resmen. Heyecandan taksiden inerken tökezledim. Umarım bir daha yaşamam. En azından hastanede yaşamam. Yine o büyük ve görkemli kapıdan içeri girdim ve insanlar klinikler için erken saatte gelmişti bile. Artık odamın yerini biliyordum. Yukarı çıktım ve odamı zor buldum. Soo Young Hanım bana hastaneyi gezdirmişti ama o kadar büyük ki bir an hatırlayamadım. Kapıda ismim yazılıydı bile. ' Uzman Diyetisyen Melis Acar' Bunu sevdim. Odama girdim. Penceresi çok güzel bir yere bakıyordu. Çok ferah bir odam var. Tek problem henüz asistanımla tanışmadım.' Merakla bekliyorum ' derken tam o sırada içeri çok güzel bir kız girdi. Evet. Gerçekten çok güzel bir kız. Galiba asistanım.

-Merhaba ben Jong Ah Jin. Asistanınızım. Melis Acar hanım değil mi?

-Evet Ah JinShi (shi : resmi ifade). Memnun oldum. Daha önce de burada mı çalışıyordun?

-Hayır efendim. Ben de bu hastaneye yeni geldim.

-Anladım. O zaman ikimiz içinde güzel şeyler olsun.

-Evet efendim.

Ah Jin'i sevdim galiba sevimli birine benziyor. Ve evet ilk hastamızı almanın zamanı geldi. Çalışmaya başladık.

Öğlen yemeği için hastane yemekhanesine indik Ah Jin'le birlikte. Ah Jin:

-Melis Hanım aslında doktorlar genelde asistanlarla birlikte yemek yemezler.

-Gerçekten mi? Neden ki?

-Çünkü siz bizim Sunbaemizsiniz (Sunbae: üst dönem anlamına gelir)

-Bence bir önemi yok ama galiba şuradakiler sana sesleniyor. Asistanlar...

-Evet efendim doktorlar yan masada yiyiyor buyurun.

-Peki afiyet olsun.

-Size de efendim

Bu biraz garipti. Hastanedeki buz gibi Sunbae Huebae sınıflandırmasını hissettim. ( huebae: Alt dönem). Bu iyi değil ama şu an gidip doktorların masasına oturmalıyım sanırım.

-Merhaba. Oturabilir miyim?

-Tabi ki buyurun. (hep bir ağızdan)

-Ben kendimi tanıtayım. Uzman Diyetisyen Melis Acar. Hastanenize yeni geldim. Lütfen bana iyi davranın. (Bu ifade Kore'de saygı amaçlı yeni gelen kişilerin söylediği şeydir)

-Hoşgeldiniz Melis Hanım ben Beyin Cerrahi Uzmanı Profesör Doktor Do Chin Hwa.

Vay canına Kendi kadar uzmanlığı da havalıydı. Doktorların bu kadar yakışıklı olacağını düşünmemiştim aslında. Sonuçta bu da beni ilgilendirmez.

-Memnun oldum. Profesör Bey ( Yine Kore'de hastanelerde bir hitap şekli)

Bay Chin Hwa'nın ardından masada oturan beş kişi daha kendini tanıttı. Yemeği yedikten sonra kahve içecek kadar vakit vardı. Aslında kahve sevmem ama uykumun gelmemesi gerekiyor. Malum daha çok planım var.

Kahve makinesinin önüne gittim ve yanıma Prof. Chin Hwa geldi.

-Hastanemizi sevdiniz mi Melis Hanım?

-Evet insanları iyi kişiler gerçekten.

-Yani öyledir genelde ama siz yine de dikkatli olun. Sizin gibi güzel bir bayanın etrafına çok fazla tehlike gelir.

-Anlamadım?

-Önemli değil. Kahve alacaktınız herhalde?

Biraz tuhaf hissettim. Tehlike derken? Güzel derken? İlginçti. Bu gerçekten tuhaftı ama muhtemelen iyiliğimi düşünerek böyle bir şey söyledi. Kahvemi alıp odama çıktım. İki hastam daha gelecekti onları da aldıktan sonra gitmek için hazırlanabilirdim. Nereye gitmek için? Açıkçası ben de bilmiyorum...

En fazla AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin