Puzzle 8 : Gözlerinde

10.7K 378 19
                                    

(Multimedyadaki videoyu Merih'in çalmış olduğunu düşünebilirsiniz.
Bu arada Ateş multimedyada.)

Bazı zamanlar olur kendinizi hiç gibi hissedersiniz. Neden yaşıyoruz? Ne için çabalıyoruz? Her şey bomboş gelir. Para kazanmak. Bir şeyler satın almak. Bütün bu çabalarımız neden? Bir gün ölücek olmamızı bilmemize rağmen çırpınırız. Tam da bunu yapıyordum. Ölmemek için çırpınıyordum. Araba durduğunda derin bir nefes aldım. Yavaşça arabadan inmek için elimi kapıya uzattığımda Merih elini elimin üzerine uzatarak "Bekle."dedi. Sonra telefonu alarak birini aradı. "Odaya çıktı mı?" Bir süre karşıyı dinledikten sonra Ateş'e döndü "Tracy odada. Ne yapman gerektiğini biliyorsun." Ateş işaret parmağını ve orta parmağını başına koyarak selam verdi ve sonra indi. Gözlerimi Merih'e çevirdim. Ne yapmam gerktiğini kestirebilmek için. "Maskeni tak."dedi bana bakmadan. Oda kendi maskesink takıyordu. Siyah bir maske tercih etmişti. Benimkide elbisemin tonlarında işlemeli bir maskeydi. Arabadan indikten sonra bana gelmem için işaret yaptığında bende arabadan indim. Yanına doğru ilerlediğimde kolunu bana doğru uzattı. Koluna girdikten sonra ilerlemeye başladık. "Sıradan davetliler gibi davran. Sakın konuşma."dedi. Kapıda elinde liste olan bir adam vardı. Bize doğru bakıp süzdü önce sonra "İsimler?"dedi. Gördüğüm en iri adamlardan biriydi. Uzamış sakalları ve kalın kaşlarıyla ürkütücü bir havası vardı. Merih konuştu. "Arelia Graham."dedi eliyle beni göstererek. Adam listeye biraz göz attıktan sonra kalemle bir şeyler yaptı. Daha sonra geçmemiz için önümüzden çekildi. İçeri girip kapıdan yeterince uzaklaşınca "Senin adını neden sormadı?"dedim. "Arelia saygın bir mafya babasının dul karısı. Fazla sorgulamak iyi olmaz."dediğinde kafamı anladığımı belirtircesine salladım. Şu günü sağlam atlatırsam başka bir şey istemiyorum. Kalbim durucakmış gibi sanki. Bir masanın kenarında beklemeye başladık. Merih etrafı özenle inceliyordu. Heryeri ezberliyordu sanki. "Şimdi nolcak?"dediğim sırada Ateş'in geldiğini gördüm. Takım elbisesi, uzun sarı saçları ve iri gözleriyle ilgi çekiyordu. Yanımıza geldiğinde Merih ona bir maske uzattı. Hızlıca maskeyi takıp bana döndü. "Senin sıran."dedi. Heyecandan avuçlarımı sıkıyordum. Terleyen avuç içlerimi serbest bırakarak derin bir mefes daha aldım. Rahatlatıyordu. "Dikkatli ol." Merih'in sesiyle arkama döndüm. Yüzü görünmediginden ne düşündüğünü anlamak her zamankinden daha zordu. Ateş koluma girdi ve beni bir yere kadar götürdü. "Karim birazdan gelir. Benim fiziğimde,siyah saçlı bir adam. Oldukça siyah saçlı. Çalıştığımız gibi."dedi ve yanımdan ayrıldı. Merih tam arkamda Ateş ise sağ taraftaki müzik dinleyenlerin arasındaydı. Burda olduklarını bilmek biraz da olsa rahatlatıyordu. Yanıma yaklaşan maskeli adamı gördüğümde incelemeye başladım. Ateş'in anlattığı tarife uyuyordu. Kendinden fazla emin yürüyordu. Tam yanımda durduğunda omzumun üzerinden ona bakıp "Hayalet?"dedim. Sesimin aksanlı çıkması beni rahatlatmıştı. "Diego bu akşam seni görebilecek mi?"dedi Karim olduğu netleşen adam. "Önce iş sonra Diego."dedim. Tracy emir veren bir kadın dediler çünkü. "Diego bu işin duyulmasını istemez. Beni takip et." Dediğini yaparak peşinden ilerlemeye başladım. Dik ve düzgün yürümeye özen gösteriyordum. Etrafıma bakınmamak için çaba sarfediyordum. Bir odaya geldiğimizde "Bir oyun oynuyorsanız."dedim otoriter ve aksanlı bir şekilde. "Diego senin ortaklığını önemsiyor. Çıkarı olduğu sürece sorun olmaz."dedi. Sürekli Diego adına konuşuyordu. Bu adamın sesi bana çok tanıdık geliyor fakat bir türlü bulamıyorum. Açtığı kapıdan içeri girdim. Karşıdaki masaya oturdum. Bir hata yapmak istemiyordum. "Diego her şeyi hazırladı. Sana da göstermemi istedi."
"Umarım Diego işini ciddiye almıştır." Kenardaki bir dolaptan kağıtlar çıkardı ve önüme serdi. "Adamların malı getirdikten sonra depoda bir buluşma olacak." Eliyle kağıt üzerinde bir yer gösterdi. Adresi anlayabilmek için iyice incelemeye başladım haritaya benzeyen kağıdı. Karim'in bana baktığını fark edince devam etmesi için elimle işaret ettim. "Sonra Limandan teslimat gerçekleşicek. Senin işin burda bitiyor gerisi bizde."
"Paramı aldığım sürece sorun olmaz."dedim onun bana dediği gibi. Haritaya biraz daha göz gezdirip aklıma iyice kazıdıktan sonra Karim konuştu "Mallar sorunsuz teslim edilecek. Diego güvencesini veriyor."dedi ve odayı terk etti. Bende arkasından çıktım. Geldiğim yoldan ilerlemeye devam ettim. Büyük salona ulaştığımda gözlerim Merih'i arıyordu. Hiçbir yerde göremeyince biraz panikledim. Kenarda bekleyen korumalarda bir kaç hareketlenme olunca çıkış kapısına doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başladım. Umarım bir terslik yoktur. Titreyen diz kapaklarım yürümemi zorlaştırsada sonunda çıkabilmiştim. Hızla arabanın yanına geçip telefonu elime aldım.

MERİH (Mor Ve Yeşilin Dansı.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin