' I stared up at the sun
Thought of all the people, places and things I've loved
I stared up just to see
Of all the faces, you were the one next to meGüneşe baktım,
Sevdiğim her insanı, her yeri, her şeyi düşündüm
Sadece görmek için baktım
Her yüze
Sen bana yakın olandın 'İnsan içinde çok derinlerden gelen o seslere kapatır hep kendini. Hisseder insan ters giden şeyleri. Ama inandırırız kendimizi peri masallarına. Duymayız. Susturmaya çalışırız o sesleri.
Bazılarımız sigara içerek. Bazılarımız biriyle düşüp kalkarak. Bazılarımız uyuyarak. Bazılarımız müziklere, kitaplara, resimlere sığınarak. Ama hepimiz sustururuz. İş işten geçince keşkelerle baş başa kalınca anlarız. Geçmiştir.
Erenin bir şeyler dediğini duydum. Ardından araba da durdu. Bağ evine bir kaç kez gelmiştim. Çok seviyordum burayı. Arabadan bütün eşyaları alarak eve doğru giriş yaptık. Kocaman ahşap ev ferahlatıcı doğa kokusuyla, toprak kokusuyla sarmalanmıştı. Belki düşünmeden huzurlu bir kaç gün geçiririm.
Pek mümkün olmasa da. Merdivenlere ilerleyerek hızla çıkarak tam manzaraya bakan balkonlu odayı kaptım. Bilgenin bir kaç küfür bağırdığını duyunca kıkırdayarak eşyalarımı yerleştirmeye başladım. Yolda gelirken Bilge ve Eren alışveriş yapmışlardı. Çok açtım. Üzerime beyaz eşsiz kıyafetlerimden birini geçirerek saçlarımı dağınık topladım.
Ortama ayak uuydurmuştum. Kesinlikle buraya aittim. Hızla aşağı inerek mutfakta bir şeyler yapmaya başlamış Bilge'ye "Ne yapıyoruz bakalım?"dedim. Bir yandan da kollarımı sıyırıyordum. Kenardan Merih'in gülüşünü yakaladığımda "Sırıtmadan duramıyordun değil mi?"dedim. Sırıtışı daha da yayılınca yüzüne
"Bir insana bu kadar yakışmaz yemek yapmak."dedi. Ona gözlerimi devirip dil çıkarmakla yetindim. Hala bana bakıp sırıtıyordu. Derin bakıyordu. Etkilenmiştim. Bir bakış ancak bu kadar çok şey anlatabilirdi. Bilge'nin makarna yaptığını anladığımda domatesleri alarak sos hazırlamaya başladım. "Sen sosu ekle ben salata yapacağım."dediğimde içeri giren Eren bir kaç kusma sesi çıkardı.
"Yine o sağlık saçmalıklarıyla değişik otlarla dolu o şeyden yemem."dediğinde kafasına bir kaşık fırlattım. Kız gibi bir çığlık attığında kafasını ovarak koltuğa fırlattı kendini. Ben de onun o haline kıkırdıyordum. "O kadar kötü diyorsun yani?"dedi o tanıdık ses. Ah her koşulda bana takılacak bir şey bulmazsa eksik kalırdı aten.
"Ben söylemem sen anla."dedi Eren. Özlem Tekin'in şarkısını söyler gibi yapıp beni ifşa ediyordu aklınca. "Çok pisliksin Eren."dediğimde Merih konuştu
"Çok pisliksin Eren."dediğimde Merih konuştu
"Onu sadece bana diyorsun sanıyordum."dedi gülerek. İçimden bir ton saydırdıktan sonra "Hala favorim sensin."dedim alaylı bir şekilde.
"Her fırsatta izlemelerinden anlamalıydım." dediğinde salatalıkları doğradığım bıçağı ona doğru kaldırıp öldürücü bakışlarımı yollayınca o sırıtışını hiç bozmadan ellerini teslim oluyorum der gibi kaldırdığında gülümseyip önüme döndüm.
Eren ve Merih'in bu tarz pislikliklerine maruz kaldıktan sonra masaya oturduğumuzda Eren makarnaya laf edince Bilge superman gibi Erenin üstüne uçmuş hala yakaladıkça tırmalıyordu. Hiç büyümeyecek bunlar. Ben de onları izliyordum gülerek.
Merih'in bahçeye çıktığını görmüştüm bir ara. Ortalarda yoktu. Ben de hava kararmadan manzaranın tadını çıkarmak için yukarıdan çizim defterimi alıp aşağıda kendime bir kahve hazırlayarak bahçeye çıktım. Bahçede kendime uygun bir yer ararken biraz fazla açılmıştım sanırım. Kenarda ufak bir dere gördüğümde orada duran güzel ve uzun yapraklı ağacın altına oturarak yaprak ve toprak kokusunu içime çektim. Ne çizeceğimi bilmeden karalamaya başladım.
![](https://img.wattpad.com/cover/48371000-288-k776030.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MERİH (Mor Ve Yeşilin Dansı.)
Fiksi RemajaYalanlar, sırlar ve ihanetler vardı geçmişimde. Peki ben bunlardan nasıl bir haberdim? Öğrenmem gereken, belki de gerekmeyen onca şey yaşandı. Yaşananlar bir sis perdesi gibi üzerimi örterken, her zaman yaptığım gibi kalemimi aldım ve etrafıma kimse...