Öncelikle merhaba. O kadar uzun zaman olmuş ki girmeyeli, bu yazıyı yayımlamak için nereye giriliyordu ne yapılıyordu ondan bile emin değilim.
İşin aslı ne söylemem gerektiğinden de pek emin değilim.
Epeyce bir süre yazamadım, birkaç mesaj aldım, yazmayı bırakmamın ardından çokça beğeni, yorum aldım. Tüm bunların farkındaydım ancak uzaklaşmamı gerektiren birçok şey oldu ve ben de bu sebeplere bağlı kaldım sanırım.
Yazmaya geri dönmek konusunda karar vereli çok uzun zaman olmadı; ama yazmaya devam etmem gereken o kurgu bu mu emin olamıyorum. Kafamda çok farklı senaryolar oluştu bir yandan da Aras ve Ada'dan böylece kopmalı mıyım emin değilim.
Ben kafasında bin farklı senaryoyla gezen bir insanım. Farklı bir kurgu düşlemek, farklı karakterler hayal etmek benim için hiçbir zaman zor olmadı. Hayal dünyam, gerçek dünyamla fazlasıyla iç içe çünkü. Zor olan kurgulamam değil, benimsemem. Hayata geçirebileceğim, hissettirebileceğim şeyleri kalemimden döküyorum sadece.
Karar zamanım geçiyor artık sanırım.
Hâlâ burada olan, bu yazdıklarımı görüp duyacak bir kesim var mı tam olarak bilemiyorum. Ama bunun kararını kendimden çok beni okumak isteyecek insanlara bırakmak istedim. Fikrinizi belirtirseniz emin olun üzerinde düşüneceğim.
Buraları özlemişim, fazlasıyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH KADAR
Teen FictionSiyah gibi olmalı insan. Siyah gibi sade, siyah gibi koyu, siyah gibi yalnızlığı yansıtmalı kimi zaman ve siyah gibi kamufle etmeli ardındaki tüm diğer şeyleri. Bazen acımasız olmalı tıpkı siyah gibi, bazense çaresiz. Gecenin en karanlık saatini yan...
