10. Bölüm

568 35 12
                                    

Merhaba arkadaşlar, genelde sadece bölüm yayınlayıp geçiyordum ama bu kez açıklama da yazıp birkaç şeye değinmek istiyorum.

Bölümlerin geliş süresi öncelikle. Ben yazmaya ciddi anlamda aşık biri olarak elimden gelen her anda oturup yazıyorum, buna emin olabilirsiniz. Ama bölüm yayınlamak için biraz daha teşvik bekliyorum açıkçası.

Okunma sayılarına bakıyorum, sonra vote ve yorumlara bakıyorum tamamen birbirinden uzak. Okuyan herkesin mutlaka iyi ya da kötü eleştirisi vardır. Ben her yorumu okuyorum, dikkate alıyorum, eleştiriye de açık bir insanım.

Daha bölüm sayısı çok az olduğu için, konu tam olarak oturmuş olmadığı için çok fazla dile getirmek istemiyorum böyle şeyleri. Yine de lütfen görüşlerinizi, yorumlarınızı bir şekilde belirtin.

Bölüm şarkısı Avril Lavigne - Wish you were here

Medyada Aras ile Ada var.

Bugün benim için özel bir gün...dü. Biraz farklı bir bölüm olsun istedim o yüzden.

Hepinize şimdiden teşekkür ediyorum ve iyi okumalar diliyorum. :)

-

 Ailemin Aras’la tanışıp ona bu kadar çabuk ısınmış olmalarına anlam veremiyordum. Odama gelip bana yine laf çarpmaya çalıştıktan sonraki 3 saat ara sıra yanlarında durarak, ara sıra da sinirlerim bozulup odama geri dönerek geçmişti. Bu çocukta şeytan tüyü falan vardı belli ki. Sadece genç kızları değil, genç kızların masum ailelerini de kandırıyordu. Neyse ki bana işlememişti o çakallığı.

 Bizim sürekli sinir bozucu tartışmalarımızı göz önüne almazsak aslında muhabbeti gerçekten güzel olan bir adamdı. Bunu ailemle konuştuğu sırada anladım. Fazlasıyla saygılı ve ölçülü davranması beni gerçekten şaşırtmıştı. Ailemin iki gün sonra gideceğini öğrenince, mutlaka gitmeden önce birlikte kahvaltı yapmaları gerektiğini söyledi. Neden bilmiyorum, bu hoşuma gitmişti.

Ertesi gün akşama doğru, annemler “Memlekete biraz bir şeyler götürelim ayıp olmasın şimdi” diye kendi aralarında konuşa konuşa alışverişe çıktılar. Salonda televizyon karşısında pinekliyorken çalan telefonum yerimden sıçramama sebep oldu.

Ekranda yazan numarayı ise kesinlikle tanımıyordum.

“Alo?”

“Hadi hazırlan çık, kapının önündeyim.”

“Sen kimsin bi kere telefon numaramı nerden buldun ve ev adresimi nereden biliyorsun?”

“Ha… Ada affedersin ya ben senin numaranı alınca benimkini senin telefonuna kaydetmeyi unutmuşum. Ben Aras.” Aras olduğu kısma değil, kesinlikle telefon numaramı aldığı kısma takılmıştım. Benim haberim yokken?

“Sen benim numaramı nasıl aldın ya?”

“Telefonundan. Benimkini de kaydedecektim sana ama unutmuşum.”

“Ya bir bayanın telefonu karıştırılır mı hele ki benim telefonum!” diye bağırdım en tiz sesimle.

“Bağırma kulağımın dibinde, hadi hazırlan gel işte.”

“Senle hiçbir yere gelmem.” Küçük bir çocuk gibi dudaklarımı büzüp kaşlarımı çatmıştım.

“Senden bir şey istemem gerek.”

“Söyle.”

“Sadece bir defa, ateşkes ilan edelim ve kavga etmeden her şeyin çok daha güzel olacağını gör istiyorum. Seninle daha önceden bir plan yapmışız ve ben sabırsızlanmış erkenden gelmişim, kapının önünde seni bekliyorum. Sen de özellikle bekletiyorsun…” Birkaç saniye durdu. “Gibi.”

SİYAH KADARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin