15. Bölüm

438 38 12
                                    

Bölümleri biraz aralıklı paylaştığım için üzgünüm tatil ama biraz derslere de odaklanmam gerekiyor maalesef. Bu bölümde olanlardan sonra on altıncı bölümün tamamını veya bir kısmını Aras'a vermek istiyorum. Biraz da onun duygularından haberdar olursanız daha anlaşılır olabilir her şey.

Bu arada yorumlarınız beni çok mutlu ediyor, okudukça gülümsediğim tek şey onlar diyebilirim. İyi ki varsınız.

Bu bölümde de bol bol yorum görmek istiyorum. Hepinizi çok seviyorum, iyi okumalar. ^^

-

 “Sana ondan uzak durman gerektiğini söylüyorum, sen onunla dans ediyorsun. Çok tuhaf değil mi?”

---

 Müzik kendi ritmini korurken ona cevap vermek yerine mümkün olduğu kadar mesafemi korumaya devam ediyordum, ancak yine de ellerimi boynuna koymuştum. Dans ediyorduk sonuçta ve karşımdaki kişi benim için kötü şeyler düşünen biri değildi. Sanırım.

 Cevap vermeyişim Görkem’in pek umrunda gibi durmuyordu. Aras’ın aksine, dans edişi fazla hareketliydi. Şarkıyı değil de kendi ritmini dinliyormuş gibi. Birkaç saniye sonra sırtımda, az öncekinden çok daha fazla bir acı hissedince kaşlarımı çattım. Gerçekten, dans pistinde şiddet görüyordum.

 Kollarımdan tutup çekişinden bile bu kişinin Aras olduğunu anlamıştım. Başka hangi öküz bu kadar kaba ve sert olabilirdi ki? Serra’yı tekrar Görkem’in kollarına bırakırken öldürücü bakışlarını atmayı da ihmal etmedi. Gerçekten, isteyince korkunç bakabiliyordu.

“Yanlışlıkla çarptım.” Dedi düz tuttuğu ses tonuyla.

“Tabii.” Ses tonumu eğleniyor gibi çıkarmayı başarmıştım. Demek yanlışlıkla ha? Sen onu benim külahıma anlat Aras.

“İnanmıyor musun?” Onun da sesi alaycıydı. “Başkasına çarpmaya çalışıyordum.”

Sadece güldüm. Vücutlarımızın birbirine fazlasıyla yakın olduğunu fark edince utanarak gözlerimi uzak bir noktaya sabitledim. Yüzümün kızarmasını şu anda hiç istemiyordum.

“Bak, şuradaki kumral kıza çarpacaktım aslında. Tam da önünde duruyordunuz, hedefimi kaçırdım.” Gözlerimi odakladığım noktadan kaldırarak Aras’a baktım. Gerçekten, beni kızdırmak için yaptığına emin olduğum halde, gözlerinin odaklandığı tarafa dönerek bahsettiği kumral kızı aradım.

 Sebebini bilmediğim ufak bir öfke Aras’a baş kaldırma isteği uyandırmıştı bende.

“Öyle mi?” Dans ederken ayaklarımı hızla o yöne gitmek için kullanıyordum. Aras’ın boş anına gelmiş olmalıydı ki, o da bana ayak uyduruyordu. “Al öyleyse.” Dedim çifte çarpmadan hemen önce ve Aras olayın farkına varana kadar çocuğun omzuna sert bir şekilde çarptığım anda kollarından çıktım. Kız hiç itirazsız çocuğu bırakarak Aras’a yöneldi ve ben de Aras’ın yüzüne bakmayı kesinlikle reddederek tanımadığım adamın kollarının arasına girdim.

Tahmin ettiğim kadar sinir bozucu bir durum değildi. Dans ettiğim adam “Merhaba,” dedi ve içten bir şekilde gülümsedi. Ben de aynı şekilde gülümseyerek karşılık verdim ve kollarımı boynuna sarıp yavaş bir ritimle dans etmeye başladım. Göz ucuyla Aras ve kumral kızın olduğu tarafa baktığımda yine sebepsiz bir şekilde dişlerimi sıktım. Burası biraz sıcak mı olmaya başlamıştı?

“Az önceki kız sevgilin miydi?” dedim gözlerimi onlardan ayırmadan. Kız resmen Aras’a yapışmış vaziyetteydi ve Aras yüzünü kızın yüzüne en fazla birkaç santim uzaklıkta tutuyordu. Neden bu kadar sinirlendiğim hakkında hiçbir fikrim yoktu.

SİYAH KADARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin