12. Bölüm

214 16 0
                                    

Arkadaşlar ufak bir hatadan dolayı 11 ve 12. bölümler silindi. Tekrar yayınlıyorum o yüzden. İyi akşamlar herkese. :)

*

"Konuya girmek..." Gözlerini gözlerime kilitlediğinde, dudaklarındaki tebessüm öylece dondu. "Tekrar merhaba Ada, ben, ölü Esin'in erkek arkadaşı Görkem. Tanıştığıma çok memnun oldum."

---

Karşımdaki adama öylece kilitlenmiş bir halde kalakalmıştım. Hayatımda ilk kez şoka girmiş olabilir miydim? Ne söyleyecek tek kelimem, ne de hareket etmeye mecalim vardı. Nefesimi tutmuş bir vaziyette öylece duruyordum. O ise sanki bu hale geleceğimi biliyormuş gibi sıradan bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu. Bu sıradan bir durum değildi ki!

"B-ben... Gitmek istiyorum." dedim güçlükle. Sesim fısıltıyı andırıyordu. Şaşkınca baktı.

"Daha yeni geldin! Sana söylemek istediğim öyle çok şey var ki. Bu gece bizim için çok özel olacak sevgilim."

Anlamsızca yüzüne bakmaya devam ederken söylediği saçma sapan şeyleri idrak edemiyordum. Ne demek istediğini, ne yapmaya çalıştığını düşünmeye mecalim yoktu. Sadece korkuyordum. Yapacağı veya söyleyeceği herhangi bir şeyden değil; yüzleşmekten.

Cafenin sahibine ufak bir el hareketi yaptıktan sonra yine o küçük tebessümüyle bana baktı.

"Bugün çok durgunsun. Bir şey mi oldu? Seni üzecek bir şey mi yaptı?"

"Kim?" Sesimi zar zor bulmuştum ama şu anda olan hiçbir şeye gerçekten anlam veremiyordum.

"İşte şu gülüşün... Bunu hiçbir şeye değişmem."

Duygularım yavaş yavaş yerini buluyor gibiydi. İçimi dolduran anlamsızlık ve öfke duygusuyla ayağa kalktım.

"Ben bu saçmalıkla daha fazla uğraşmayacağım."

Çantamı alıp kapıya kadar hızlı adımlarla ilerledikten sonra son bir kez arkama dönüp bakmamak için kendimi zorlamam gerekmişti. Peşimden geliyor olmasını istemiyordum. Kapı koluna asıldıktan sonra küfretmemek için dudağımın içini ısırmam gerekmişti. Tekrar ona doğru döndüm. Masada aynı sakinliğiyle oturuyordu. Ne korkutucuydu, ne de insana farklı geliyordu. O kadar doğal bir tavır içerisindeydi ki kendimden şüphe etmeye bile başlayabilirdim. Gerçekten, neler oluyordu?

Kapıyı açamayınca; çığlıklar atarak ortalığı ayağa kaldırma yeteneğimi kullanmak yerine tıpış tıpış tekrar masaya geçip oturdum. Ellerimi sakince çenemin altına koydum ve dirseklerimi masaya sabitledim.

"Benimle açıkça konuşmanı istiyorum." Diyebildim sadece.

Elini masanın ortasına doğru uzattı. Bakışları şey gibiydi... Aşık. Birkaç saniye aynı bakışlarla baktıktan sonra bir anda donuk bir ifade hakim oldu yüzüne. "Ellerin." Dedi rica eder gibi. Ben neler olduğunun farkında bile değilken onun söylemek istediği veya yaptığı hiçbir şeyi gerçekten anlamıyordum. Öylece bakmaya devam ettim. "Ellerini uzat. O öyle yapmıştı."

O kimdi? Burada neler oluyordu ve bu Görkem denen manyak herif ne anlatmaya çalışıyordu?

"Ellerini uzat! Hemen!"

Korkuyla hızlı bir nefes aldım ve ellerimi masaya uzattım. Tekrar o bakışları geri gelmişti. Kırmaktan, incitmekten çok korktuğu bir şeye bakar gibi bakıyordu.

"Bugünün anlamını tahmin etmemiş olmanı umuyorum, prenses. Bu konuşmayı yapmak için yeterince sabrettiğimi düşünüyorum. Hayatıma anlam katmaya başlayalı tam olarak 1.5 sene oldu ve ben artık sensiz tek bir sabaha bile uyanmak istemiyorum." Yutkunup bakışlarını yere eğdikten sonra elleriyle dolduğunu görmeme fırsat vermediği gözlerini sildi ve tekrar bana baktı. "Hiçbir şeyin bu kadar ilerleyeceğini bilmediğimiz o gece bana ait oluşunun ilk günüydü ve ben o günün devamını sonsuzluğa mühürlemek istiyorum."

SİYAH KADARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin