''Adın ne ?''
Tabağı masaya bıraktıktan sonra koltuktaki oturuşumu düzelttim.
''Amber . Senin adın ne ?'' Ona minnettardım. Beni evine getirmişti ve karnımı doyurmuştu. ''Adım Liam. Peki sen neden buradasın ? Bana kendini tanıtsana.''
''Normal bir hayatım var. Önemli bir şeyden dolayı buraya, teyzemin yanına geldim. Artık onlarla yaşayacağım. Anne Cox adında bir teyzem var. Briana ve Harry adında iki tane kuzenim var. Öyle işte.''
Gözlerini kocaman yapıp bana baktı. Ne dedim ki şimdi ? Yani sadece bana kendini anlat dedi ben de anlattım.
''Harry mi ? Şu Harry Styles?'' Kafamı aşağı yukarı salladım. Onu tanıyor. Yani bu biraz, garip. Şansıma onu tanıyan biri beni buldu . Buda beni eve götürebileceğini gösteriyor. Acaba beni merak ettiler mi ? Harry'nin ettiğini sanmıyorum. Kaybolalı 3 saat olsa da beni merak etmez. Çünkü o Harry.
''O çok psikopattır. Ona pek bulaşma istersen. Yani, birbirimizden pek hoşlanmayız. ''
Buna hiç şaşırmamıştım gerçekten. Harry ile anlaşabilecek biri varsa dünyanın sonu gelir. Harry'nin de arkadaşları var ama o arkadaşlar da psikopattır. Sonuçta, psikopat psikopattan anlar. Burada espiri yaptım. Gülmelisiniz. Gülün de.
''Boynundaki izi o mu yaptı ?'' Diye sırıttığında utançtan kıpkırmızı oldum. O izi saklamayı tamamen unutmuşum.
''Ş-Şey... Artık gidebilir miyiz ? Merak ederler de.''
Kıkırdadı. Ben de kıkırdadıktan sonra ayağa kalkıp kapıya doğru yürüdük.
***
Kapının açılmasını bekliyordum. Liam Harry ile karşılaşmak istemediği için beni kapının önünde bırakıp gitmişti.
Kapı sertçe açıldığında o yeşil irisleri gördüm. Anne Cox ve Briana gelmemiş olmalıydı ki kapıyı Harry açmıştı.
Kolumdan tutup beni içeriye çekti.
"Tanrı aşkına Amber! Seni ne kadar aradım haberin var mı? !"
Gözlerimi devirdim. Harry bağırıyordu. Bağırıyordu. Yine. Alıştım. İki hafta olsa bile alıştım.
"Önce beni kaybolmam için markete gönderiyorsun. Sonra arıyorsun. Beni bulunca da bana bağırıyorsun. Ne tür manyaksın sen ?!"
Bana bağırıp "Sen bana bağıramazsın." Demesini beklerken o tek bir şey yapmıştı. Sarılmıştı.
Çok geçmeden bedenini benden ayırdıktan sonra tek kaşını kaldırdı ve konuşmak için dudaklarını araladı.
"Peki, seni kim buraya bulup getirdi."
Kıkırdadım. "İşte o konu... Liam beni bulup buraya getirdi. "
Meraklı ifadesi yerini öfkeli bir ifadeye bırakmıştı.
"Ne?! Liam mı? Liam Payne? Sana bir şey yapmadı değil mi?!"
Harry gerçekten beni merak mı etti yoksa bana mı öyle geliyor? Yok bence etmedi. Kesin bir çıkarı var bu işten.
"Hayır. Bana zarar veren biri varsa o da sensin Harry."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Psychopat Cousin | Harry Styles Fanfic|
Fanfiction"Burada ne arıyorsun?" Gelen boğuk sese dönüp bir süre baktıktan sonra tekrar havuza bakmaya devam ettim. "Üstüne bir şey de giymemişsin. Hasta olacaksın kuzen." Gelen toprak kokusu huzur verirken Harry'nin bu huzuru bozduğunu düşünmeden edemiyoru...