"Please, dont do this Harold!"

3.5K 132 40
                                    

Soğuk su ikinci defa bedenimle buluşurken çığlığı bastım.

"H-Harry... Y-Yapma!" Gözlerim kapanmamak için direniyordu. Soğuk su buz gibiydi, ve vücudum dayanamıyordu.

"Sana söyledim! Gitme şuraya dedim!" Harry sinirle tıslarken suyu kapatmak için musluğa elini değdirdi. Ah Hayır, tam tersine. Kaynarcasına sıcak suyu açtı.

"B-Benim suçum yok." İtirazlarımın ardından suyu sinirle kapattı.

"Biliyor musun? Artık bıktım. O piçin tamamlayamadığını ben tamamlayacağım." Gözlerim kocaman açılırken vücudum korkudan sıvı hale gelmeye başlamıştı.

"Y-Yani?" Yüzüne bir sırıtış ekledi. Kalbim göğüs kafesimi zorlayacak derecede atarken, midem bulanıyor, başım donüyordu. Islak olduğumdan dolayı da üşüyordum.

"Evet, seni becereceğim."

...10 saat önce...

"Yeni işiniz hayırlı olsun." Elini tutup tokalaştım az önce patronum olmasına izin verdiğim adamla.

"Çok teşekkür ederim efendim." Elini çekti ve gülümsedi.

"Lütfen tatlım, bana Cliff de. İsmim bu." Kafamı sallayıp etrafa göz gezdirdim. Bu barda çalışacaktım. Burayı seçmenin nedeni eve çok yakın olmasıydı. Ayrıca Los Angeles'ı tam bilmediğim için yolları karıştırmadan buradan eve gidebilirdim. Barda çalışmak bana cazip gelmese de, çalışmak istiyordum. Çalışma nedenim ise kafa dağıtmaktı. Çünkü biraz daha o evde sıkışıp kalırsam, kafayı yiyeceğim. Özellikle Harry yüzünden. Onu bu aralar çok düşünüyorum.

"Bu akşam başlamak istiyorum." Etrafı toplarken dikkatini bana verdi.

"Nasıl istersen." Vedalaştıktan sonra kapıya doğru yürüdüm. Soğuk hava bedenim ile temas edince titremiştim. Umursamaz bir hal takınarak eve doğru yürümeye devam ettim. Ev hemen ilerideydi.

Biraz daha yürüdükten sonra eve vardım. Harry ve ailesi çok zengindi. Bu evin dışına da yansımıştı. Ama garip olan şey, böyle bir evin şehre fazla uzakta olmamasıydı. Uzaktı, ama fazla değildi.

İç çekip bahçeyi incelemeye başladım. Ne zaman bahçeye girmiştim?

Havuza sinirle baktım. İlk geldiğim gün piç Harry beni havuza atmış, donmamı sağlamıştı. Çıkmaya çalışırken kafamı itiyordu. Tanrım, psikopatlığa bakar mısınız?

Kapıya ulaşıp tıkladım. Birkaç saniye sonra ayak sesleri duydum. Kapı açıldığında yeşil irislerle karşılaştım. İrisler, beni süzdükten sonra ise o boğuk ingiliz aksanını işittim.

"Merhaba hanımefendi, yoksa kaçak mı demeliydim?" Gözlerimi devirdim. Sadece beş dakikalık uzakta duran bir yere gitmiştim. Harry'den izin almamışsam ona ne?

"Seni ilgilendirmiyor. Ben reşit sayılırım." Yüzüne bir sırıtış ekledi.

"Ama değilsin. Daha iki ay var." Kaşlarım belli belirsiz çatıldı.

"Sen nereden biliyorsun?" İçeriye geçip montumu astım. Kapıyı arkamdan kapattı.

"Ben her şeyi bilirim." Eliyle saçını karıştırdı.

"Peki onun barda çalışacağını biliyor musun?" Arkamdan gelen sese döndüm. Briana'ya lanet okumak istiyordum.

Söylemişti.

My Psychopat Cousin | Harry Styles Fanfic|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin