-Amber'ın Anlatımı-
Yatakta kıvrandım ve Harry'nin gelmesini beklemeye devam ettim. Markete gitmişti. Nedenini de bana söylemiyordu. Önemli bir şey alması lazımmış. Söylediği tek şey buydu.
Sizce de bir sevişme tarihi ayarlamak ya da hazırlık yapmak saçma değil mi? Biz bunu yapıyoruz işte. Tanrım kim bu zamanı ayarlar ki?
Gözlerimi devirdim. Bu işe bir kere bulaşmıştım. Kendimi sürtük gibi hissedecektim ama sözümden geri dönmekten de yana değildim. Hem belki her şey değişir, farklı olurdu. Harry artık bana daha anlayışlı davranırdı.
Kapının kapanma sesiyle irkildim. Harry gelmişti.
Poşetten üç tane paket çıkararak yanıma oturdu. Ne yaptığını anlamaya çalışıyordum.
"Birini seç." Elindeki paketlere baktım. Biri beyaz, biri pembe ve biri siyahtı.
"Bunlar ne?" Paketleri inceleyerek sormuştum bu soruyu. Konuşmak için dudaklarını araladı. "Çok mu merak ettin?" Dudaklarını alayla yukarı kıvırdı. Ben ise sadece kafamı 'evet' dercesine salladım.
"Prezervatif." Sırıtmaya başladığında gözlerimi devirdim. "Neden seçmemi istiyorsun?" Avuç içlerim içimdeki korkuyu belli ederek terlerken eteğime sildim.
"İşe eğlence katmak istiyorum." Elimi tuttu. "Korkmanı istemiyorum." Gözlerinin içine bakarken yeşillerinin parladığını gördüm. Tıpkı bir zafer kazanmış gibiydiler.
Paketlere tekrar bakarken siyah olanı seçtim. Kendim istesem de sonuçta bir şey kaybedecektim. Ve şu an bulunduğum durum göze alındığında siyah daha uyundu. Bu yüzden onu seçmiştim zaten.
Diğer paketleri çekmeyece koyduktan sonra siyah paketi masaya bıraktı.
"Çok garip." Bir an durup tek kaşını kaldırdı. "Garip olan şey ne?" Bana ifadesizce bakarken yutkundum.
"Bu tür şeyler normalde gece oluyor. Ama şimdi ise öğle vaktindeyiz." Kahkaha atıp beni kendine doğru çekti. "Bu da bizim farkımız." Kahkaha atmaya devam ederken yüzümü buruşturdum. Bu söylediği şey çok bayattı.
"Bir an önce bitsin." Kucağına oturdum. Korkuyordum. "Ne olursa olsun gözlerime bak." Saçımla oynamaya başladığında onu onayladım. Bunu söylemesinin nedeninin beni korkutmak istemediği olduğunu düşünüyordum. Bana onca şeyi yaptıktan sonra şimdi dokunsa kırılacakmışım gibi davranıyordu.
"Korkmuyorum Hazza. Sakin ol." Dedim, onu rahatlatmak için ama yalandı. Yalancı durumuna düşmek istemiyordum da.
Dudakları boynuma değince irkildim. Soğuk olan bedenimle sıcak dudakları temas halindeyken vücudum karnıma garip hisler yolluyordu. Bu his çok değişikti. Bendeki etkisi fazlaydı.
Kucağına daha iyi oturup gözlerimi kapattım. Dudakları çok hafif ve kibarca boynumdaki yerini almış, orayı yavaşça ısırmaya başlamıştı.
Vücudundan yayılan her elektrik benim vücudumu titretiyordu. Karnım karıncalanıyordu. Kokusu sanki cennetten hediye edilen bir parfümdü. Etkisinin fazlalığı her dokunuşta artıyordu ve doruğa ulaşıyorduk.
Gözlerimi bir kez daha kapatıp inledim. Dudaklarının gevşediğini hissediyordum.
Beni yavaşça yatağa yatırdı. Gözlerimi açıp ne yaptığına baktım.
"Üstünü ben çıkarmayacağım. Sen yap." Gözlerinin içine baktım. Korktuğumu sanmaya devam ediyordu. Kafamı sallayıp oturur pozisyona geldim. Arkasını bana döndü.
"Bakabilirsin." Hâlâ bana dönmemişti. Onu yavaşça kendime doğru çekip bana bakmasını sağladım.
"Bak, Harry. Korkmuyorum. Böyle yaparak beni tedirgin ediyorsun. Beni izle. Sadece bakabilirsin işte." Anlamsızca bana bakarken itiraz edeceğini düşündüm ama kafasını sallayarak beni şaşırtmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Psychopat Cousin | Harry Styles Fanfic|
Fiksi Penggemar"Burada ne arıyorsun?" Gelen boğuk sese dönüp bir süre baktıktan sonra tekrar havuza bakmaya devam ettim. "Üstüne bir şey de giymemişsin. Hasta olacaksın kuzen." Gelen toprak kokusu huzur verirken Harry'nin bu huzuru bozduğunu düşünmeden edemiyoru...