2004, İngiltere, Holmes Chapel
Küçük Harold kulaklarını elleriyle kapatarak oturduğu yerde sallanmaya başladı. Her zaman böyle oluyordu. Kavga ediyordu annesi ve babası. Onları susturamıyordu. Artık boğuluyordu. Ama inat etmişti. Asla ağlamayacaktı. Göz yaşları yeminliydi.
"Senden boşanacağım!" Olmuyordu. Babasının sesini bastıramıyordu. Öfkesi çok büyüktü. Yenemiyordu.
"Ne halin varsa gör!" Annesinin bağırışından sonra tek duyduğu dış kapının çarpılma sesiydi.
Camdan dışarı baktı. Babası sinirle gidiyordu. Belki de dediği doğruydu. Artık gelmeyecekti.
Annesi ve babası ayrı olan, annesiyle geçinen acınası bir çocuk olmak istemiyordu. Daha on yaşındaydı. Bunları hak ettiğini düşünmüyordu.
Odasından çıkarak merdivenlerden aşağıya inmeye başladı. Soğuk olan zemin, çıplak ayakları ile temas halinde olunca ürpermişti.
"Bıktım artık sizden!" Annesi oğlunu ilk defa böyle öfkeli, bağırıyor olarak görünce şaşırmıştı. Oğlu daha önce ona hiç bağırmamıştı.
"Gitti Harold. Baban gitti. Boşanacağız." Harry elini yüzüne kapattı. Verdiği yemini tutamıyordu. Ağlıyordu.
Artık babasız büyümek zorundaydı. Sonrası, annesinin başka biriyle evlenip onu unutmamasını ummaktı.
***
{Harry'nin Anlatımı}
Alışveriş merkezindeki insanlara bakarak ofladım. Yarım saattir -biraz abartmış olabilirim- Amber'ın bir mağaza seçmesini bekliyordum. Ve karşımda oturup sohbet eden, birbirlerine aşk sözleri söyleyip şirin şirin hareketlerde bulunan çiftleri izlemekten bıkmıştım. Kesinlikle sevgilim olursa onunla böyle olmayacağım. Hatta sevgilim olmayacak. Ben böyle iyiyim.
"Buldum. Şu mağazaya gidelim." Rahatlamayla nefesimi dışarıya verdim. Mağazaya doğru ilerleyip içeriye girdik.
Etraftaki giysiler dikkatimi çekti. Kısa şortlar, mini etekler, dekolteli elbiseler... Kesinlikle benlik değil.
"Bu harika." Gözlerimi Amber'ın gösterdiği elbisede gezindirdim. Kısaydı. Ve dekolteliydi.
"Güzelmiş. Tabi insanlara seks yapma teklifinde bulunmak istiyorsan." Dudaklarını büzerek ısrar etmeyr başladı.
"Lütfen bunu alalım. Dışarıda giymem." Ben cevap vermeyince çocuklar gibi zıplayarak göğsüme darbeler atmaya başladı. "Lütfen, lütfen lütfen lütfen..." Sıkıntıyla oflayıp "Tamam" dedim.
Bu hali çocuksu ve masumdu.
"Yaşasın!" Elindekini alarak kabine gitmeye başladı. Onu beklemeye başladım. Etrafa bakınırken karşımdaki çocuk dikkatimi çekti.
Yine bir kız çocuğuydu. Ama bir şeyler vardı. Sanki benim kız versiyonumdu. Saçları kıvırcıktı ve benim saçımla aynı renkteydi. Dudakları pembeydi. Sadece gözleri maviydi. Mavi...
Amber ile gelecekteki çocuğunuz.
İç sesime lanet okudum. Saçma şeyler buluyordu. Beni sinir etmekten başka bir işi yok. Tanrım neden bana verdin o zaman?
![](https://img.wattpad.com/cover/49405413-288-k336335.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Psychopat Cousin | Harry Styles Fanfic|
Fiksi Penggemar"Burada ne arıyorsun?" Gelen boğuk sese dönüp bir süre baktıktan sonra tekrar havuza bakmaya devam ettim. "Üstüne bir şey de giymemişsin. Hasta olacaksın kuzen." Gelen toprak kokusu huzur verirken Harry'nin bu huzuru bozduğunu düşünmeden edemiyoru...