Dolabımı açıp giysilerime göz gezdirdim. Bu gün siyah giymeyecektim. Onu kurtaracaktım ve siyah giymek istemiyordum. Bu yüzden yeşil, uzun kollu bir kazak ve kot pantolon aldım.
Orada ne olacak bilmiyordum. Onu ne halde bulacağımı bilmiyordum. Ama Denis'in hayatını sikeceğimi biliyordum. Hak etmişti. Ben değil, o hak etmişti. Bilerek yapıyordu.
Elime aldıklarımı giydikten sonra merdivenlerden inmeye başladım. Aşağıdan Briana'nın bağırma sesleri geliyordu. Kaşlarımı çattım. Yine neden ergence davranıyordu?
Bir şey unuttum, o zaten bir ergen.
Mutfağa girip tek kaşımı kaldırarak olayı dinledim.
''Bıktım artık. Tam kendime bir anne buldum dedim. Ama beni hiç dinlemiyorsun.'' Briana sinirle bağırırken gözlerim devirdim. Ben de ergen olunca böyleydim.
Yanımdan hızla geçerken kolunu tuttum ve sinirle yüzüne baktım. Gözlerini korkuyla gözlerime dikmişti. Daha önce annemle böyle konuşmaması, ona bağırmaması gerektiğini defalarca söylemiştim. Tehdit bile etmiştim.
''Annemden özür dile.'' Bağırmamıştım. Bunu gayet sakin söylemiştim. Kafasını iki yana salladı. ''Dilemeyeceğim.'' Kolunu daha çok sıkınca acıyla inledi.
''Tanrı aşkına o senin ergenlik uzmanın değil! Özür dile hemen!'' Sinirle yüzüne tıslayınca vücudunun titrediğini hissediyordum.
''Dilemek istemiyorum.'' İnatçı olduğunu biliyordum. Ama bana sökmezdi.
''Sana isteyip istemediğini sormadım. Dediğimi yap küçük sürtük.'' Annemin burada olması umrumda değildi. Onun yanında küfür etmeme sıcak bakmasa da sesini çıkaramıyordu. Alışmıştı.
Elimle onu salladım.
''T-Tamam.'' Sırıtarak elini bıraktım. Onları izlerken o anneme yaklaştı ve gözlerini kaçırarak ''Özür dilerim.'' dedi. Annem ise sadece kafasını aşağı yukarı sallıyordu.
Elim cebime gitti. Saat 13.33'tü. Mutfaktan çıkmaya başladım.
''Nereye Harry?'' Annem seslenirken arkamı dönmeden konuştum. Bir bahane bulmak için uğraşmadım. Bahanem hazırdı.
''Arkadaşlarla işimiz var. Oradan da Amber'ı alıp gelirim. Akşama bekleme.'' Cevabını beklemeden evden çıkıp arabama bindim. İlk işim her zamanki yerimde Liam, Zayn ve adamlarımızla buluşmak olacaktı.
---
Yaklaşık yarım saattir yoldaydık. Bir şey yapmamıştık. Sadece toplanıp arabaya binmiştik. Tarif ettiği yer uzaktı. Bu yüzden saat ikide yola çıkmıştık. Liam ve adamları arkamızdan geliyordu. Ben ve Zayn ise sadece iki kişi almıştık.
Oflayarak yanımda oturarak arabayı süren Zayn'e döndüm.
''Ne kadar yolumuz kaldı?'' Oflayarak dudaklarını araladı. "Bir buçuk saat var." Kafamı sallayarak camdan dışarıya bakmaya başladım. Çimenlerde köpekler vardı. Kimisi daha küçüktü. Bunu görünce yüzümdeki tebessüme engel olamadım.
"Küçükken köpeğimiz vardı." Diye fısıldadım yüzümdeki tebessümü bozmayarak.
"Hatırlıyorum." Onun da yüzüne bir tebessüm yerleştirdiğini görebiliyordum. "Çok mal çocuklardık." Diye ekledi pozisyonunu bozmadan.
"Ve de masum." Sesim kısık ve neşeli çıkmıştı.
Masum diyince aklıma Amber gelmişti. Onu her saniye özlüyor, her saniye merak ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Psychopat Cousin | Harry Styles Fanfic|
Fanfiction"Burada ne arıyorsun?" Gelen boğuk sese dönüp bir süre baktıktan sonra tekrar havuza bakmaya devam ettim. "Üstüne bir şey de giymemişsin. Hasta olacaksın kuzen." Gelen toprak kokusu huzur verirken Harry'nin bu huzuru bozduğunu düşünmeden edemiyoru...