4 Spastik

4. Kumral

Multi; Tarık

Tarık'ın ağzından

Koray gerizekalısı gerçekleri ağzından kaçırmış. Mina donup kalıncada beni arayıp çağırmıştı. Artık nasıl söylediyse hayvan oğlu hayvan kız tepki bile vermiyordu. Transa geçmişti resmen. Allah'ım affet diyerek Mina'ya attığım tokatın sonucunda Mina kendine gelmişti ama ben fena bir yumruk yemiştim, Koray'dan. Bu salak nasıl olurda söylerdi ki sırrımızı. Mina gidip yetiştirmeyecek miydi Buse'ye?

"Yarına anlatır mısın Tarık?"

Evet. Mina kendine gelince ilk işi beni sorguya çekmek olmuştu. Şu anda odada oturmuş benim söyleyeceklerimi bekliyordu. Ben bu kızı salak sanıyordum nasıl anladı lan? Mina'dan kaçış olmadığını anladığımda konuşmak için derin bir nefes aldım. Uzun olacaktı.

"3 yıl önce, alışveriş merkezinde gördüm sizi. Zaten çok mal hareketler yaptığınız için dikkatimi çekmeniz o kadar da zor olmadı. Siz öyle kendi aranızda eğlenirken tek düşündüğüm şımarık, zengin, tiki kızlardı. Tabi sonradan öyle olmadığını anladım orası ayrı. Tam dönüp gidecektim ki gözüm Buse'ye takıldı. Kahverengi uzun, dalgalı saçları, ufacık bedeni, renkli gözleri ve attığı kahkasıyla beni oraya çiviledi resmen. O kadar güzeldi ki, o gün giydiği şeylere kadar anlatabilirim. Sonra gitmedim, bir köşeye geçip sizi izledim. Akşama kadar ne gezdiniz lan yalnız, yemin ederim pestilim çıktı. Ama eğlenceliydi. O gün Buse'ye aşık olmamıştım aslında. Hoşuma gitmişti sadece. AVM'den çıkıp otoparktaki çocuğu dövmeniz var bir de. Size laf attı diye ağzını burnunu kırmıştınız. Baya gülmüştüm. Neyse, sonra bizim şirkette çalışan bir kaç kişiye Buse'yi araştırttım. Adını, soy adını, sadece onu değil sizide araştırdım. Bir süre sonra ebenize kadar tanımıştım. Çünkü hayallerim gerçekleşse, Buse beni sevse, baldızlarım olacaktınız... Neyse. İşte aradan 8 ay geçmişti ve ben her zaman takipteydim. O güldüğünde güldüm, ağladığında ağladım. Buse güzel bir kızdı ve modellik yapıyordu lisede. Onun sponsoru olduğu dergilerin hepsi evde yığılı. İçinde onun olduğu dergiler. Normalde bir bok anlamam o dergilerden. Ama sırf Buse'nin fotoğrafları için sürekli alıyordum. Bi ara babam gelip 'oğlum cinsiyet değiştirdiysen söyle. Biliyorum bu çok günah ama biz seni böylede kabul ederiz.' demişti lan. Bir gün tam cesaretimi topladım çıkacağım karşısına dedim, oradada siz yanlız bırakmadınız kızı. Kızım tuvalete bile birlikte gittiniz lan. Söyleyemedim işte. Sonrasında da böyle platonik kaldı. Tatile gideceğinizi öğrendiğimde bende bizimkilerle konuşup tatil ayarladım. Ama sen sanki çok ihtiyacınız varmış gibi gidip ucuz bir firmayla anlaştın. Garipsin işte. Neyse bizde aldık bir bilet. Biliyorduk bu işin kötü biteceğini bir sürü su ve yiyiyecek aldık o yüzden. Neyse sonrasını biliyorsun. Ben Buse'nin 3 yıldır peşindeyim. O görmesede hep yanındaydım. Fark etmesede, o güldüğünde gülüp, ağladığında hıçkırıklara boğuldum ben. Ben onu çok seviyorum. Ama sadece ben seviyorum. Ve sanırım hep öyle kalacak."

Konuşmamı bitirdiğimde derin bir nefes alıp sol gözümden akan bir damla yaşı sildim. Çok konuşmuştum be. Mina'ya baktığım da uyuduğunu gördüm. Tabi ki şaka. Uyusa döve döve uyandırırım. Bir şey anlatıyoruz şurada.

Gözlerini açmış şaşkınlıkla beni dinliyordu. Tabi kaldıramadı o kadar şeyi. Ah be! Ben bunca yıl kalbimde taşıdım senin o duymayı kaldıramadıklarını Mina hanım! Sonunda kendine geldiğinde konuştu.

"Mal."

Verdiği tepki beni şaşırttı mı? Hayır. 3 yıl içinde tanımıştım onu da. En garipleri oydu. Neye kızıp neye kızmayacağını bilemezdiniz. Şimdide farklı bir tepki verecekti.

"Niye?" diye sordum umursmazca.

"Yani enişteme yavşıyormuş gibi olmayayım ama yunan tanrıları gibisin oğlum, bu tiple mi korktun karşısına çıkmaya?" E-evet. Az önce beni övmüş ve dolaylı yoldan da olsa Buse'nin beni sevebileceğini ima etmişti ama benim asıl takıldığım nokta.. E-enişte?