6."Ben mi? Evlenmek mi?"

13.2K 499 87
                                    

Multi: Mina

Ceren'nin ağzından (07.09.2015)

Nihayet adadan ve Fransa'dan kurtulup Türkiye'ye dönebilmiştik. Havaalanında hepimiz ayrılsakta aradan bir hafta geçmişti ve Antalya'da tekrar buluşmuştuk. Şimdide gecenin 2 sinde Buselerin eve girmeye çalışıyorduk, annesi gelmişti ve abimle koyun koyuna yatıyorlardı. Sessizce apartmanın kapısını açtım ve parmak uçlarında merdivenlerden çıktık, nihayet eve girip üzerimizi değiştirdikten sonra Buse'nin odasında koyu bir sohbete oturduk.

Lise yıllarındaki o güzel anılarımızdan bahsederken Buse'nin telefonu ısrarla çalmaya başladı bize hiçbir şey söylemeden ekrandaki ismi okuyup ayaklanarak odadan çıktı, geriye dönmesi fazla uzun sürmemişti ama yüzü adeta kireç gibi bembeyaz olmuştu.

Kızların sırtı kapıya dönük olduğu için o halini ilk fark eden ben oldum Buse telefonunu cebine sıkıştırdıktan sonra derin bir iç çekip suratına sahte bir gülücük yerleştirdi ve yanıma oturdu benden sonra Buse'nin bu halini fark eden ilk kişi Mina olmuştu.

"Neyin var senin? Kiminle konuştuysan yüzünün rengi solmuş." Buse derin bir iç çekti.

"Tarık aradı, yarın için bana bir sürprizi varmış. Önce kardeşiyle tanışacakmışım biliyorsunuz ailesini kazadan sonra kaybetmişti sadece kız kardeşi ve kendisi var. Sonrada sahile gideriz dedi başka hiçbir şey söylemedi." Saçlarını kulaklarının arkasına sıkıştırdı ve sırtını yatağın bazasına yasladı.

"İyide bu çok güzel bir haber sen niye mutlu değilsin?" Diye soran Tuğçeye meraklı gözlerle baktık.

"Evet güzel bir haber sadece kardeşi ile tanışacağım için fazla gerginim, ayrıca sürprizim var demesi ve önce kardeşiyle tanıştırmak istemesi açıkçası beni biraz şüphelendiriyor." Buse cümlesini bitirdiğinde Mina atladı.

"Evlenme teklifi geleceğinden korkuyor kankalar ben anladım." Biz hepimiz gülerken Buse tekrar konuştu.

"Evet öyle, evlenmek istiyorum hemde bu işi Tarık ile yapacak olmanın hayali bile çok güzel. Sadece emim değilim henüz yirmi yaşındayım hala okulum var, evlilik çok fazla sorumluluk gerektiriyor." Tekrar ofladı ve parmaklarıyla oynamaya başladı.

"Hele bir yarın olsun sana bir teklif etsin ondan sonra düşünürsün bunları, tabii teklif gelirse." Tuğçe'nin sözleri sonunda Buseyi de güldürmüştü.

Bir kaç saat daha havadan sudan ve oğlanlardan konuştuktan sonra nihayet hepimiz uyuma kararı alıp yataklarımızın içerisine gömüldük.

Ertesi sabah Buse'nin ağzından (08.09.2015)

Duyduğum mezdeke şarkısı ile gözlerimi bir hışımla açtım, odaya giren güneş ışığı gözlerimi yaksada aldırış etmeden gözlerimi ovuşturdum ve yatakta doğruldum. Belli ki kızların keyfi yerindeydi hepsi kahkahalar ile göbek atıyordu, beni duymayacakları için müziği kısın bile demeye tenezzül etmeden yataktan kalktım ve odadan çıktım.

Henüz pijamalarım üzerimdeyken önce lavaboya sonrada annemin odasına girdim annem çoktan işe gitmişti yatağını kapattıktan sonra abimi kontrol etmek için önce bir kaç kez odasının kapısını tıklattım ses gelmeyince yavaşça kapıyı açarak kafamı içeriye uzattım kendisi ölü gibi uyuyordu.

Odanın kapısını kapatıp mutfağa ilerledim dolaptan krep malzemelerini çıkarttıktan sonra bir güzel çırptım ve ocağın altını açtım, ben krepleri pişirirken kızlar yardıma geldi. Mina çok fazla iş yapmayı sevmediği için çay demlemiş ve buzdolabındaki hazır kahvaltılıkları salondaki masaya götürmüştü, Tuğçe domates ve salatalıkları dilimlerken Ceren çeşit çeşit peynirleri çıkartıp sunum tabağına diziyordu.

4 Spastik Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin