27. "Everything is

643 20 0
                                    

Size asla doğru düzgün bir final yazamadığım için sürekli aklıma takılıyor, eğer hala wattpad kullanan ve bizi okuyanlar varsa burdan herkesten tek tek özür diliyorum. Siz mükemmel bir finali hak ediyorsunuz, sizi seviyorum. Elime geçen en ufak fırsatta ve parada (fakirim bu ara) bu kitabı matbaaya götürüp bastıracağım. Öyle fazla değil, iki üç tane yada en fazla beş altı tane bastıracağım. Bu kadar güzel bir kitabı ellerime alıp sayfalarını çevirerek okumak için can atıyorum. İyi okumalar okurspastikler, ikinci part en kısa sürede elinizde olacak 💞

***

On sekiz saat uyanık kalmanın bedelini on sekiz saat uyuyarak ödemiştim, öğlen on iki de yatıp sabaha karşı altıda kalkmıştım.

Tabii bu kızları delirtmişti, Koray da benimle beraber bütün gece bir uyanıp bir uyumuştu bu yüzden şikayetçi değildi.

Uyandığımda açlıktan karnım ağrıyordu fakat Koray'ı uyandırarak bir tur daha sevişmemizi sağlamıştım daha sonra hızlı bir şekilde duş akıp üzerimi giyindim.

Şimdi ise telefonumu cebime kaydırarak odadan çıktım, whatsapp mesajlarına göz gezdirdiğimde kızların gece uyuduğunu fark ettim bu yüzden adete koşarak Buselerin odasına ulaştım.

Anahtara sahip olmadığım için kapıyı yumruklamaya başladım, kısa bir süre sonra kapıyı açan kişi Tarıktı.

"Sabah sabah başladın yine." Dediğinde telefonumdan saate baktım, henüz yedi olmuştu.

"Valla beni saat ilgilendirmez enişte kankacığım, fazlasıyla açım, enerjiğim ve kızları özledim." Tarık yatağa yattığında onu umursamadan Buse'nin bacaklarına atladım.

"Hadi uyan." Dedim Buse'nin bacaklarında zıplarken, bir kaç dakika sonra uyanmadığında komodindeki bir bardak suyu yüzüne boşalttım.

"Senin amına koyayım Mina!" Dedi daha gözlerini açmadan ve bende üstünden kalktım.

"Canım arkadaşım bende seni çok seviyorum." Diyerek Buse'nin saçlarına bir öpücük bıraktım ve koşarak odadan çıktım.

Sıra diğer iki salağı uyandırmaya gelmişti çünkü kahvaltıya onlarsız inmek istemiyordum. Ceren'i kulağına kalem sokarak Tuğçeyi de yataktan düşürerek uyandırmıştım ve hepsinin odasından hızlı bir şekilde kaçmıştım. Nasıl olsa mutfağa gelip ağzıma sıçacaklardı.

***

"Ne var yani hepinizi zorla uyandırdıysam?" Diye sordum tabağımdaki zeytinleri çatalımla yuvarlarken.

"Bak Kızıl Cadım ben sana uyandırma demiyorum, ama sen zorla da uyandırmıyorsun ki eziyet ediyorsun." Dedi Buse kahvesini kafasına dikerken.

"Ne yapayım kızım, enerjim çok geldi. Hazır buraya kadar gelmişken kendime bir sürü kumaş alacağım zaten." Dedim ve otuz iki diş sırıtıp yanımdaki Koray'a döndüm.

"Kredi kartını verirsin artık değil mi kocacığım." Kocacığım kelimesini bastırarak söylemiştim ki dikkatini çekebildim.

"Ulan bütün kredi kartlarının limitlerini zorluyorsun, nakit para kullan diyorum ama yok öyle bedavaya alıyormuş gibi hissediyormuşsun." Koray bunları söylediğinde hepimiz kahkaha atmıştık.

"Ne var yani enişte, güzeller güzeli karından üç beş kredi kartını mı esirgiyorsun?" Ceren bunları söylediğinde Koray gözlerini kocaman açmıştı.

"Ah Ceren, keşke üç beş kredi kartı olsa, hatun kendisine on beş tane kart aldı."

"Neyse neyse bunları sonra düşünürüz, kahvaltıdan sonra ne yapacağız?" diye soran Buseye masadaki çoğu kişi hak veriyordu.

4 Spastik Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin