Bölüm 4

413 145 69
                                    

Medyada mütevazı bir tanıtım videosu var, bunun için yapan arkadaşa teşekkürler.

İyi okumalar, hayalkolikler.

Ateş'in yanından geçerken sinirlerime hakim olamadım ve karnına elimde tuttuğum çantayla vurdum. 

Ardından hızlı adımlarla yürümeye başlayıp arabamın kapısını açarken, arkamdan Ateş'in kahkaha sesleri geliyordu. Onun bir ruh hastası olduğuna adımın altı harfi kadar emindim.

Arabayı rastgele sürerken gözüme yol kenarında duran banka çarptı. 

Arabayı durdurdum ve bankaya girdim. Hesabımdan bir miktar para çekip, tekrar arabaya bindim.

Metin Bey'in planında en sevdiğim kısım Sinan'dan aldığım paralarla ona zarar vermekti.

Bu harika bir döngüydü.

Eve uğrayıp direk merdivenleri adımlayarak odama çıktım.  Aldığım paraları siyah deri sırt çantama doldurdum ve iplerini bağlayıp sandalyenin üzerine bıraktım.

Bir kupa kahve içtikten sonra Armodies teknesine doğru yola çıktım. Vardığımda beni tekrar takım elbiseli adam karşıladı ama o ağzını açmadan ben konuştum.

"Hoş buldum takım elbiseli." O ise cevaben beni başıyla selamlamak ve gülümsemekle yetindi.

"Hoş geldin. " dedi, arkamdan Metin Bey bal rengi gözlerini gözlerimde ve ardından tek koluma taktığım çantamda gezdirerek.

Bakışlarının hedefi olan çantayı ona uzattım. "Para çantada. Yarına halledeceğini umuyorum." dedim.

"Kuşkun olmasın."

Babama zamanında fazlaca iyiliği dokunmuştu. Onu küçüklüğümden beridir tanırdım. Her zaman centilmen, etrafa cömertçe gülümsemesini sunan ve karizmasını taçlandıran gözlerindeki ışıltıyla her kadını baştan çıkartabilecek bir adamdı.

Ama gel görelimki, kin ve intikam hırsı bazı insanların merhamet kapısına kilit vuruyordu. Onu bu yönden kendime benzetiyordum. Bir an merak ettim ve sordum.

"Sinan sana ne yaptı?"

Bir an gülümsemesi soldu, sorumu önce gözlerindeki bakışlar yanıtladı, daha sonra cümleleri.

"İflasımın nedeni o herif. Kirli yollarla beni iflasa sürükledi. Akabinde karım beni terk etti. Tabii bunlar başlangıç. Birkaç şey daha var ama zamanı bunları anlatarak israf edemeyiz değil mi?" dedi.

"Pekala." diye yanıtladım onu.

"Bir kahve içer misin? İstersen kanyakta var." dedi, eliyle alkollerin sıralandığı teknenin içindeki dolabın raflarını işaret ederek.

"Belki daha sonra, teşekkürler. Bu arada bir isteğim var senden. Çantanın içinde fazladan para var. Bir kısmını YTÜ'de Serkan Balçık adında bir öğrenciye, kendi adına burs yoluyla her ay verir misin?"

"Neden olmasın?" Tek elini sol omzuma koydu.

"Ama kim bu, neden veriyorsun bu parayı ona? Daha doğrusu, neden kendin vermiyorsun?"

"Öldürdüğüm adamın kardeşi, onu bana emanet etmişti."

Bir an gözleri büyüdü, ağzı açık kaldı.

"Katiline kardeşinimi emanet etti bu adam?" dedi hayretler içerisinde. Onun bu haline her ne kadar gülmek istesemde, içimdeki buruk acı suratımı ifadesiz kıldı. "Evet." dedim.

"Evet, katiline emanet etti."

Ve ona Hakan'ı anlattım.

                                                                                                                     ***

Hayal İpliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin