İyi okumalar dilerim. Oy ve yorumda bulunursanız, mutlu edersiniz.
Bileklerime temas eden soğuk ve keskin kolonya ile gözlerimi açtım.
Karşımdaki kadın uyandığımı görünce, elindeki kolonya şişesini bırakıp bana döndü.
"Merhaba, isminiz neydi?"
"Ne oldu?" dedim, gözlerimi hareket halinde olan ambulansın içinde gezindirirken.
Ve sedyede gözleri kapalı yatan Ateş'i gördüm.
Demek oydu.
Kadın tekrar konuştu;
"O Beyefendiyi soruyorsanız, hayati riski yok. Fakat kurşun, özel bir bölgeye isabet etmiş. Bu konuda ciddi sıkıntı var."
Doğruldum ve sordum;
"Nasıl, neresiymiş bu özel bölge?"
"Şey..." dedi kadın ve Ateş'in bacak arasına tampon yapmakta olan sağlık personelini gösterdi işaret parmağıyla. Fakat pamuktan 'özel bölge' olarak kast ettiği yeri göremiyordum.
Bir anda tüm ciddiyetimi bir kenara bırakarak sağlam kahkahamı patlattım ve herkesin yüzünde bir tebessüm oluşurken. Ardından onlarda kendilerini salarak gülmeye başladılar.
Daha sonra tampon yapan adam muhtemelen yaptığı işten hoşnut olmadığı için sinirle söze girdi yüzüme bile bakmadan. "Hastayı hastaneye teslim edeceğiz, sizin de polise ifade vermeniz gerek." dedi küfredercesine. O sırada aklıma Ateş'i vuranın Kenan olabileceği gelince bedenim kasıldı ve tahmin yürütmeye çalıştım.
Ateş, Kenan'ı ihbar eder miydi? İkisinin arası hep kötüydü, düşünmeye gerek yoktu. Tanıdığım Ateş, yataktan kalkar kalkmaz ilk gördüğü karakola gidip Kenan'ı ihbar ederdi. Üstüne vurulduğu nokta oldukça hassas bir yer olduğundan, Kenan'ı artık Ateş'in öfkesinden kimse kurtaramazdı.
Gecenin soğuğa bulanmış karanlığında, ambulans yavaşlayıp dururken, kapılar açıldığında indiğim gibi telefonumu çıkartıp Kenan'ı aradım.
"Toprak?"
"Neredesin Kenan?" dedim.
"Yoldayım, hastaneye geliyorum."
"Sen mi yaptın?" dedim, alacağım cevabı bildiğim halde.
"Hayır, ben vurmadım. Başka bir adam vardı."
Bir an duraksadım, tahminim yanlış çıkmıştı. Ama orada bizden başkası da yoktu.
"Nasıl yani, kim o?"
"Halan tutmuş, neden böyle bir şey yaptı bilmiyorum. Ama halan sayesinde ikimizde yaşıyoruz."
"Tamam, ben biraz sonra eve geleceğim. Sen de geri dön."
"Hayır, az kaldı varmama. Ambulans beni almadı ama hangi hastane olduğunu söylediler. Zaten birkaç sapak kaldı." dedi.
"Sakın gelme, polis seni görmesin. Ateş muhtemelen suçu senin üstüne atacak. Zira benim üstüme atarsa bu mantıksız olur, çünkü ben zaten baygın haldeydim ve boğazımda Ateş'in elinin izi var bu yüzden o beni boğduğu için bayıldığımı düşünürler. Haliyle bayıldıktan sonra onu vurmuş olamam, ambulansa baygın bindim. Bu yüzden suçu bana değil, sana atacaktır. Şüpheyi en aza indirmeye çalışırken sen hastaneye gelirsen daha da yoğunlaştırırsın."
"Tamam, o halde haber bekliyorum." dedi ve kapattı.
Yarım saat sonra bir polis memuru bana doğru gelmeye başladı. Elinde bir defter vardı, şapkasını düzelttikten sonra önümde durdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayal İpliği
Mystery / ThrillerUğrunda hayallerimden dahi vazgeçtiğim o intikam hırsı. Diplerde barınan kinim ve gözlerime yansıyan kıvılcım. Benim adım Toprak. Topraktan yaratılmıştır insan. Ve ölüme kucak açtığında; yine özüne, toprağına döner. Ama senin bir mezarın bile olmaya...