Bölüm 8

219 73 28
                                    

"Ne yaptı size Sinan? Bu nefret, neredeyse benim kinim kadar güçlü."

"Belki de fazlasıdır benimki. Söyle bakalım, elindeki her şeyi kaybettiğin oldu mu?" dedi, Metin Bey.

"Kalbimden başka neye her şeyim diyebilirim ki?"

Baktı, uzun uzun baktı. "Hadi kalkalım artık."

Hesabı ödemek için elimi çantama attığımda kolumu tuttu. "Ben öderim. Az da kalsa, bir avuç itibarım var."

Kolumu sıvazladıktan sonra cevap verdim gözlerimi kısarak. "Fazla komplekslisiniz ama yine de teşekkürler."

Kafeden çıktıktan sonra Metin Bey sağa, ben de solda duran halamın arabasına doğru yürüdüm. Şoför kapıyı açarak bana yol verdi. Ardından kendisi binip, eve doğru sürmeye başladı. Kafamı cama koyup etrafı izlemeye dalarken, telefonum çaldı.  Arayan Kenan'dı.  Açıp kulağıma götürdüm.

"Efendim?"

"Misafirini yalnız mı bırakıyorsun?" Sesinden canının sıkkın olduğunu anlamıştım.

"Arkadaşımla kahvaltı ettik, yurt dışından gelmişti."

"Bende Torsağı Restaurant'tayım. Şey, istersen gel kahvaltı edelim diyecektim. Ama sen beni bırakıp çoktan etmişsin..."

"Başka zamana artık, görüşürüz." dedim, gülerek.

"Tamam görüşürüz."

Sesi biraz kötü geliyor gibiydi, yüz yüzeyken sormaya karar verdim.

Araba birkaç dakika sonra evimizin önünde durdu. İndikten sonra zile basıp beklemeye başladım. Kapıyı halam açtı ve beni baştan aşağıya süzdü.

"Hoş geldin."

"Hoş bulduk, neden öyle bakıyorsun bana?" diye sordum, bu bakışlarına ve vurgulu ses tonuna karşılık.

"Dün gece ne oldu haberin var mı senin?"

Ona yaklaştım ve sordum. "Kötü bir şey mi oldu?"

"Geceleyin bahçede yangın çıktı, ufak bir yangın. Ama büyüyebilirdi, bunda hem fikiriz değil mi? 'Kuru odun ve kıvılcım dost olursa, tüm dünyaya ateş saçar.' Bunu sen söylerdin."

"Felsefik cümlemi neden gerçek olaya yorumluyorsun? Hem nasıl çıktı yangın? Neden beni uyandırmadın?"

Cevap vermeden bana bakmaya devam etti. Bu bakışlarda gizli bir ima saklıydı, bir şeylerden kuşkulandığında ya da tedirgin olduğunda attığı bakıştı bu.

"Hala, ne oldu? Açıkça anlat."

"Güvenlik görevlisi yangını çıkartanın Ateş olduğunu söyledi. Onu kaçarken görmüş. Ve bu sabahta Kenan'ı babası aradı. Onların da evinde yangın çıkmış. Şim-"

Sözünü yüksek çıkan sesimle kestim. "Güvenlik, Ateş olduğuna emin mi? Kasıtlı bir yangın mı bu?"

"Oldukça emin. Sinan Bey'in akrabası olduğu için, aramızda bir hukuk var. Bu yüzden ihbar etmedim, peşine birini de salmadım.  Ama bil ki, müdahale etmeseydik şu an cenazemiz kalkıyor olurdu. Sana söylüyorum Toprak, durumun ciddiyetinin farkında mısın?"

"Sadece sakin ol. Bu konu ile bir alakam yok. Ateş amcasına sinirlendi, ben sadece günah keçisiyim. "

"Sana güveniyorum. Ama önlem olarak kapıya birkaç adam diktim. Ateş yine bir şey yaparsa, benim yapacaklarım da mübahtır."

"Pekala ben odama çıkıyorum."

Koşar adımlarla odama çıktım, kapımı kapattıktan sonra telefonu elime aldım. Ateş'i aradım ve beklemeye başladım. Birkaç saniye sonra açtı.

Hayal İpliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin