Bölüm 12

168 48 19
                                    




Halama dönüp sessizce fısıldadım.

"Sen git, biz yalnız konuşalım."

Halam göz ucuyla bir baktıktan sonra başıyla onayladı ve yukarıya çıktı.

Kenan'ın yanına oturdum.

"Sende biliyorsun, bu işte yanlış birşey yok. Olması gereken buydu zaten."

Bana hayretle baktı. "Amcamı öldürdüğünü biliyordum ama ya yengem? Yengemi, amcam öldürmüştü. Bunu sende biliyorsun, hatırla." Dedi ve gözümde o senaryo canlandı.

Sabahı aydınlatan Güneş sakin bir günü vurgularken, öğlen vakti aslını inkar ediyordu. Üç ay önce, Sinan Beylerin evinde bir akşam yemeğinde sohbet ederken, Ateş'e gelen telefon, annesinin uzun süredir kayıp olduğundan öldüğü düşünüldüğü ve katilin babası olduğu düşüncesiyle şüpheli olarak Olcay Beyin tutuklandığı haberini veriyordu.

"Alo?" dedi Ateş.

O günden başladı Ateş'in hayat karmaşası. İçindeki kuşku ve sorular onu yaşamdan koparıyordu. Aklında hep 'Acaba babam yapmış mıdır? Annemi öldürmüş müdür?'' Soruları vardı.

Aslında Ateş'le iyi bir dost olabilirdik. Düşmanımız ortaktı, kinimizin sebebi de tıpa tıp aynıydı.

Kenan'a döndüm, küçük bir çocuğu teselli eder gibi konuşmak istedim onunla. Ama yapamazdım. Sinan, Kenan'ı hak etmiyordu.

Esasen ben,  Ateş ve Sinan Bey ile bulunduğumuz çemberde masumiyetini koruyan hep o olmuştu. Onu bende hak etmiyordum, biliyordum.

Biraz gerçek, birazda yalan kattım ortaya. Aslında tam olarak yalan sayılmaz, bende bilmiyordum Funda Peyker'i gerçekten kimin öldürdüğünü. Gerçi gerçekler şüphe götürmezdi, ancak bir delil olmadığı sürece aklınızda daima soru işaretleri kalırdı.

"Yengenin ölümü kesin değildi, sadece şüpheleniyorlardı. Şimdi kesinleşti, belkide katil..."

Başını iki avucunun arasına alıp, yere bakan Kenan hışımla bana döndü.

"Bu olayın aslını öğreneceğim, belki babam masum değil ama bu tuzağı kuran insanlarda birer melek değil. İşin içine sahtelik kattılar, babamın yengemi öldürmesi için bir nedeni yoktu. Onun öldürmediğine eminim."

"Funda Hanım uzun bir süre kayıptı, amcan tarafından öldürüldüğü düşünülüyordu. Hatırlarsan amcan şüpheli olarak sorgulandığında, avukatı bendim. Ve bende eminimki Olcay Bey, Funda Peyker'in katili değil. Madem sende, babanın bunu yapması için bir nedeni olmadığını düşünüyorsun, o halde kanıtla. Katili bul ve babanı temize çıkart. Ben hep gerçek adaletten yanayım ve olmaya devam ederim ama inanmak istediğin şeye kanıp, gerçekleri göz ardı etme. Kendini kandırırsın, adaleti asla. Zira onu yanlış yere koyarsan gelir, seni yine bulur."

Birkaç saniye bakıştıktan sonra, Kenan ayaklanıp evden çıktı.

Yukarıya halamın yanına çıktım, bana meraklı gözlerle bakıyordu.

"Bir şey yok, sadece teselli ettim." dedim.

Halam birkaç saniye düşündükten sonra kolumu sıvazladı.

"Artık Özgünlerle olan bu yakınlığına bir mesafe koyman gerekiyor. Son ver demiyorum ama sınırını çizmelisin."

"Ne demek istiyorsun hala?"

"Biz asil bir aileyiz, Toprak. Payzalar her zaman üstün ve soylu bir aile olarak tanındı. Şimdi tam bu olayların üstüne Özgünlerin avukatlığına ve Kenan'la olan yakın dostluğuna devam ettiğin sürece soyadımız gölgelenecek."

Hayal İpliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin