Bölüm 18

33 13 19
                                    

Medyada Serkan Balçık var.

Oy / yorumda bulunursanız sevinirim.

Herkes bu satıra en sevdiği karakterin adını yazabilir mi?

Teşekkürler ve iyi okumalar dilerim.

İçlerde bir kin vardır; yakıp yıkmak ister her şeyi, en başta kalpleri. Sadece bir hissiyat tetikler başlangıcı, nefret kıvılcımı.

Ve domino taşları gibi arkası gelir, kurulu düzenin kaleleri tek tek düşer. Zaman asla geri alınmaz, suyun içindeki taş yumuşamaz.

Kin, arkası alınmaz bir histir.

Kin, belalı bir histir.

Derin bir sessizlik, hiç böylesini tatmamıştım belki de. Güneş yavaşça göğe yükselirken, geceye karışan günahlar, dibinde izlerle birlikte karanlığa sığınır. Çünkü hayatın mottosu budur, gece günahkardır.

Siyah botlarımın uçlarını gölgeleyen kan lekeleri, benim imzam sanki.

"Yeryüzünde bir katil ölürse, Dünya'daki katil sayısı eksilmez, yerini katili öldüren katil alır ve sayılar eşitlenir. Ancak sen dengeleri bozdun, sen ruhlara savaş açtın." dedi. Elindeki tabancaya kenetlediği işaret parmağı daha sıkı sarıldı tetiğe.

Namluyu kendi kafasına bastırıp iki kez vurdu;  "Tüm katiller burayı hedef alıyor." diyerek.

Ardından namluyu ayaklarımın dibine kurulu cesede çevirdi ve rastgele bir el ateş etti Metin'in cesedine.

"Sen bunu yapıyorsun, Toprak Payza. Senin işin cesetlerle. Ölüp kaybolan bir hayatın intikamı derdinde olduğunu zannedip, aslında en başta onu tekrar tekrar öldürüyorsun."

Bir adım yaklaştı, soğuk hava ciğerlerinden dudaklarına yönelip buharlaşarak çıkarken, buharlar dumanı andırıyordu. Sözleri de, dudaklarından çıkan buhar gibi sisliydi.

"İntikam, gerekli bir şeydir. İntikam, haz veren bir şeydir, seni huzura götürür. Ama işin içine masum bir insanı kattığında, dengeler sarsılır ve rayından çıkar." dedi.

Elindeki tabanca, onda absürt duruyordu. Ona ait değilmiş gibi, biraz önce bir can almamış, Metin'in hayatına o son vermemiş gibi.

"Saf intikamla tanışacaksın. Çünkü henüz nedir öğrenememişsin. Sen geçmişi eşeledikçe, geleceğine toprak attığının farkında değilsin. Tekrar görüşeceğiz ve o an seni kendi intikamınla sınayacağım, senin ruhunda bir yangın çıkartacağım. Ve bilmelisinki, ruhuna açılan bir savaşta karşı taraf ölse de, sen kaybedersin." dedi.

Donmuş bir vaziyette, söyledikleri zihnimin en ıssız köşesine akarken, yerdeki cesedi sürükleyerek biraz önce Metin'in yaslandığı beyaz arabanın bagajına koydu. Ardından arabanın koltuğuna geçti ve onu ilk gördüğüm akşamki gülümsemesini sundu bana tekrar Serkan.

Beni sıyırarak geçerken, sokağın sonundan arabayı döndürdü ve gitti.

Yine birilerinin ardında kalmıştım.

Ölmeyi dilemek nedir? Nefes almayı reddetmek mi, yoksa dudaklarından savrulan nefesin, sana ait olduğunu reddetmek mi?

Yerdeki küçük kan birikintisine kaydı gözlerim, ardından düşüncelerim.

Her şey bitti zannederken, bitmemişti. Aksine belki de her şeyi ben başlatmıştım.

Küçük Dünya'nın, küçük insanları.

                                +++

Serkan Balçık'ın ağzından;

Hayal İpliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin