Bolum 23

8.8K 683 2
                                    

İstediklerim aslında o kadar basit ki, belki de bana öyle geliyor. Yaşadığım sıkıntıları üstüne atmak değil derdim. Tam da tersi, bütün hepsini unutmak için sana koşmak istiyorum. Yangın yerine dönen şu kalbimi, aşkınla söndürmem gerek.

23.BÖLÜM

Gözlerimi açtığımda ilk algıladığım genzime dolan sabun kokusuydu. Gözlerimi yumdum ve bu rüyanın tadını çıkarmaya çalıştım. Âmâ sonra hatıralar hızla aklıma hücum ederken tekrar gözlerimi açtım. Yanağıma değen yumuşaklığı fark ettim. Yavaşça başımı çevirdiğimde yüzümü avuçlayan küçük elini gördüm. Üçlü koltukta karman çorban bir şekilde uyuyakalmıştık.

Gece boyunca konuşmuştuk ve o ağlamıştı bende onu teselli etmeye çalışmıştım. Şimdi ise o benim kollarım arasında böyle masumca yatarken, tekrar yaşadığımı hissettim. Tekrar nefes alabiliyordum hem de göğsüm acımadan... Güzel yüzünü inceledim. Dudakları hafif aralanmış, sakince soluyordu. Gözleri ağlamaktan şişmiş ve altında beyaz tenine inat mor halkalar oluşmuştu. Sanki omuzlarında binlerce yük taşıyormuş gibiydi. Bu kadar gençken, bir o kadar bitkindi. Onunla çıktığım yolu, onunla bitirememiştim. Ona hep destek olacağımı söylerken ellerimden kaymasına izin vermiştim. O küçücük bir kadındı, bana muhtaçtı. Hayır! Dedi içimdeki ses, yaşamak için sen ona muhtaçsın. Sırtındaki elimi daha sıkı sardım. Evet, ben ona muhtaçtım, yaşamak için nefes almak için. Daha çok sokuldum ve o güzel kokuyu içime çektim. Yüzüne bakarken yavaşça gözlerinin kıpırdandığını gördüm ve içgüdü ile gözlerimi hemen yumdum.

Gözlerimi açtığımda gördüğüm manzara ile bunun bir rüya olup olmadığını kavramaya çalışıyordum. Bu her gece gördüğüm rüyadan daha farklıydı. Daha gerçek... O gerçekti, bu kez rüya görmüyordum. Dolan gözlerimi yumdum ağlamamak için. Sonra yavaşça açtım ve onun mükemmel yüzünü gördüm. Elim yanağındaydı. Yavaşça parmaklarımı oynattım ve yüzünü okşadım. Onu hala çok seviyordum. O kadar çok seviyordum ki ona her bakışımda bu kalbime binlerce bıçak saplanması demekti. Bende annem gibiydim. Asla bana âşık olmayan bir adama delice tutulmuştum. Alnımı yavaşça alnına yasladım. Düzenli soluklarından uyuduğunu biliyordum.
"Damon, seni çok seviyorum ama asla birlikte olmayacağız." Eğilip yavaşça dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım. Yüzü kasıldı bir an ya da bana öyle geldi bilmiyorum. Âmâ yavaşça kollarından ayrılırken bunun onunla son yatışım olduğunu biliyordum. Çünkü babamın sözleri tüm gece rüyamda bile beynimde dolanıp durmuştu.

Şimdi anlamını kavrıyordum.
"Merak etme o bir Krukovich olarak güçlü yetişecek senin aksine..." Oğlumu eğitecekti. Bana yaptığı şeylerin aynını ona da yapacaktı. Buna izin veremezdim. Yeni bir Krukovich yetiştirmek için onu tek bir yere götürmüş olabilirdi. Hemen gidip cep telefonumu aldım.

"Antonio,sanırım Klaus'un nerede olduğunu biliyorum. Hayır, Damon, değil...Oğlumdan bahsediyorum...Seninle 1 saat sonra buluşalım.. Tamam.. Görüşürüz." Telefonu kapatıp, kotumun cebine sokup gitmek için döndüğümde onunla karşılaştım. Çatılı kaşlarla beni süzüyordu.

"Eğer bir kez daha benden kaçmaya çalışıyorsan Valeria, bunu bir daha düşünmeni öneririm." Antonio'nun yanına giderken yol boyunca konuşmadık. Söylenecek fazla bir şey yoktu. En azından hala beni sevdiğini biliyordum. Bu içimi mutlulukla doldururken, hala beni terk etme düşüncesi olması, o kadar yaralayıcıydı ki. Âmâ bu kez ona izin vermeyecektim. Her ne olursa olsun beni dinleyecekti. Aracı yavaşlatırken, Antonio'yu gördüm. Kardeşim kendinden emin adımlarla araca bindi.


"Herkese merhaba, umarım kahvaltı yapmamışsınızdır. Bir şeyler yerken konuşabiliriz." Yavaşça başımla onayladım. En yakın cafede otururken hava oldukça güzeldi ama buna rağmen Valeria'nın elleri titriyordu. Onu sakinleştirmek istedim.
"Valeria, bize her şeyi anlatabilirsin." İri mavi gözlerini benimle Antonio'nun üzerinde gezdirdi bir süre. Sonra derin bir nefes aldı.

Konitopoluos serisi 1 Kacak GelinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin