Bolum 26

8.9K 686 0
                                    

26.BÖLÜM

Rüya değildi. Hiç bir şey rüya değildi... Damon'un tutkuyla bakan gözlerine baktım. İçimdeki tüm kuşkuları ona anlatmak istedim.

"Damon. Beni dinlemeni istiyorum. Her şeyi anlamaya çalışıyorum. Senden ayrı olduğum dönem o kadar düşündüm ki." Çok heyecanlıydım. Kendimi ona doğru ifade etmek istiyordum.

"Zaten yapacak çok fazla şey yoktu. Sana hak vermek istedim. O kadarda harika biri değilim, biliyorum." Konuşmak istedi elimi titrekçe dudaklarına götürüp onu susturdum.

"Ama yapamadım Damon!Biliyormusun? Babama bile hak verdim. Sonuçta onu asla sevmeyecek bir kadınla yaşamıştı. Babam sevgi ne demek bilmiyor Damon. Aşk, sevgi bunların kavramını çözemiyor. Onu anlıyorum. Âmâ seni, nedenlerini anlayamıyorum." sulanan gözlerimden akan yaşlarımı yavaşça sildim. Hüzünlü bir yüzle bana bakıyordu.
"Bencilim Damon, her zaman öyleydim. Sevdiğim ya da benim için değerli olan hiçbir şeyi paylaşamam. Annemi paylaşamadım, seni paylaşamadım. Çocuk istemediğini öğrendiğimde dünya başıma yıkıldı Damon.Onu da paylaşamadım. Benden almandan, onu yok etmenden korktum." Duygularımdan dolayı boğazım düğümlendi.
"Seni çok sevdim ben, her gece rüyalarımı süsledin. Özlemle yandım. Âmâ yine de seni affedemedim Damon. Davranışlarınla, sözlerin o kadar farklı ki. Seni sevdiğimi söylediğimde verdiğin tepkiden sonra bile seni anlamaya çalıştım. Ne yaşadın bilmiyorum, bu yüzden sana hak vermek istedim. Âmâ sen beni geçici bir heves olarak gördün Damon." Hıçkırıklarım boğazıma düğümlendi.
"Benden sıkıldığında ne olacak? Metres mi tutacaksın. Tüm masraflarımızı karşılayıp, aynı evde ayrımı olacağız. Ben annemin yaşadığı hayatı istemiyorum." Gözlerinin dolduğunu gördüm.
Ellerini uzatıp yüzümü okşadı yavaşça.
"Valeria, ben seni çok seviyorum. O kadar çok seviyorum ki. Bu canımı acıtımasına neden oluyor Valeria. Hiç kimsenin iyileştiremeyeceği bir yara gibisin... Biliyorum, aptalın tekiyim. Tüm güvenini yıktım. Artık bana güvenmiyorsun. Beni affetmeni de beklemiyorum. Sadece bana bir şans daha ver."Ağlayarak ona baktım. Yorgundum ama konuşmak istiyorum. Her şey o kadar karmaşık olmuştu ki.
"Damon, çok korkuyorum. Tekrar kaybetmekten, acı çekmekten korkuyorum." Sıkıca ellerimi tuttu ve eğilip öptü.
"Bir şans Valeria, yalnızca bir şans istiyorum, yemin ederim pişman olamayacaksın. Seni çok seviyorum." Ağlayarak ona baktım... Hayatımın aşkına, tek erkeğime...
"Beni sevmekten sakın vazgeçme, çünkü ben asla vazgeçmeyeceğim." dedim. Uzanıp yanaklarından akan yaşları sildim. Eğilip beni öptü ve bende ona istekle cevap verdim. Çünkü biliyordum ki, ondan başka hiç kimseyle birlikte olamazdım.

Elimi uzatıp çekmecedeki son mektubu aldım. Yine babandan gelmişti ve Damon, yine saklamıştı. Hastaneden ayrıldığımdan beri 2 hafta geçmiş ve ben hızla sağlığıma kavuşmuştum. Damon'la her şeye baştan başlama kararı verdik. Evi tekrar eski haline getirdim. Temiz ferah ve çiçek kokan güzel evim. Üst kattaki yatak odasını attım ve Klaus'a harika bir çocuk odası yaptık. Daha doğrusu ben hastaneden çıkana kadar Damon halletmişti. Klaus babasına aşık bir çocuktu, boş bulduğu her vaktini onunla geçiriyor ve Damon o harika bir baba... Verdiğim şansı sonuna kadar değerlendiriyor. Mektubu bu kez atmadım ve yavaşça açtım.

"Valeriam,bunu okur musun bilmiyorum... Ama o kadar pişmanım ki. Çok geç biliyorum, her şey için çok geç... Ama yine de Tanrı'ya her gün beni affetmen için dua ediyorum. Bir yandan da benim yaşayamadığım sevgiyi yaşadığın için şükrediyorum. Beni affet kızım... Annen hayatta olsa şu an seninle gurur duyardı biliyorum... Hakkım yok, bunu da biliyorum, âmâ lütfen beni affet... Dimitri..."

Aslında babamı çoktan affetmiştim. Dolaylıda olsa onun sayesinde kocamla tanışmıştım ama Damon onu asla affetmeyecekti. Her ne kadar affetsem de ailemde yeri yoktu babamın. Bakışlarımı salonda oyun oynayan oğluma çevirdim. Büyükbabasını tanımak isterse, ileride bu şansı Klaus'a verecektim. Mektubu tekrar zarfa koydum ve çekmeceye geri bıraktım. Bu gün büyük gündü ve ben çok heyecanlıydım. Kapının açılma sesi ile koridora baktım. Damon yüzünde geniş bir gülümseme ile seslendi. "Ben geldim." Klaus'un ilgisi elindeki oyuncaktan uzaklaştı ve küçük bedenini kaldırıp bağırarak eğilen Damon'un kucağına atıldı.
"Babacım, bana ne getirdin."Damon gülümseyerek oğlumuzu havaya kaldırdığında konuştu.
"Sanırım, elimde güzel bir şeyler var." Gülümseyerek hayatımın aşkına yaklaştım.
"Damon, ona oyuncak almaktan vazgeçmelisin. Şımarık bir çocuk olacak."

Klaus sözlerimden dolayı bir an yüzünü assa da ilgisini yine babasına çevirdi. Damon onu yavaşça yere bırakıp, kapının yanında duran büyük paketi Klaus'a uzattı.
"Hadi koş aç bakalım. Beğenecek misin?" Oğlum küçük bedeni ile büyük paketi taşımaya çalışırken, oldukça heyecanlıydı. Bakışlarımı onun üzerinden Damon'a çevirdim. Yavaşça bana yaklaştı ve uzanıp ateşli bir şekilde beni öptü. Dudaklarımız ayrılırken kıkırdadım.
"Sana o kadar düşkün ki bu akşam yine aramızda yatacak." Gerginlikle yüzü asıldı.
"Üst katta oda fikri iyi olmadı sanırım." Sonra ilgiyle bana baktı. "Fazla güzelsin kızıl." dedi fısıltıyla. "Sanırım hazırsın." Gülümsedim. "Evet, çıkıyor muyuz?" Tekrar beni öperken kollarından zor kurtuldum. "Damon, rahat dur. Kimseyi bekletmek istemiyorum." Elleri ile belimi sararken sordu.

"Heyecanlı mısın?"
"Sanırım, bayılıcam." Sıkıca bana sarıldı.
"Her şey yolunda kızıl... Seni çok merak ediyorlar. Gidip Klaus'u alayımda çıkalım." Büyükbabamın evine yaklaşırken kalbim yerinden çıkacaktı. Damon ve büyükbabam her şeyi ayarlamıştı. Bu akşam annemin ailesi ile tanışacaktım. Büyükannem ve büyükbabam hayattaydı ve benden haberleri yoktu. Damon,arabayı park ederken söylendim.
"Damon, çok heyecanlıyım." Yavaşça yüzümü okşadı.
" Sakin ol bebeğim seni herkes sever." Yavaşça başını arka koltuğa uzattı.

"Klaus, anneyi kim sever?" Oğlum heyecanla atıldı.
"Herkes..." Bir kahkaha attım.
" Ona seni desteklemesi için rüşvet mi veriyorsun? Damon, çok kötüsün."
Eve yaklaştığımızda her zamanki gibi biz çalmadan Demi'nin kapıyı açması ile onun yine bizi izlediğini anladım.
"Demi." dedim sevecence ama beni ve Damon'u hızla itti.
"Sizinle işim yok! Benim küçük aşkım nerde?" Demi'nin sevgi gösterisi karşısında Damon'un elini tutan Klaus öne atıldı. Hastanede yattığım gece Klaus'la Demi ilgilenmişti ve sonraki 1 hafta. Klaus, ailenin göz bebeğiydi. Eve beni ziyarete gelen ailem, Klaus için çıldırıyorlardı. Kucağındaki oğlumu Demi gıdıklarken onunla birlikte gülüyordu. İçeri girmek için adım attığımda Damon sıkıca elimi tuttu. Bakışlarımı ona çevirdim ve gülümsedim.

Salona geçtiğimizde ilk gözüme çarpan, anneme benzeyen yüzlü zayıf ama hala çok güzel olan kadındı. İri mavi gözlerini bana dikmiş heyecanla bakarken yavaşça ayaklandı. Yanındaki, ondan biraz daha çökmüş duran yaşlı adamda kadına ayak uydurdu. Nefesimin kesildiğini sandım. Yaşlı kadın ellerini birleştirip, ağzını kapattı. Sanki hayalet görmüş gibiydi.
"Âmân Tanrım, Anna'ya o kadar benziyorsun ki?" sözleri dudaklarından döküldüğünde en çok istediğim şey annemim yanımda olmasıydı. Yıllar sonra ilk kez, küçük bir çocuk gibi annemi istedim.

Konitopoluos serisi 1 Kacak GelinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin