ANNEM 12.BÖLÜM

9.2K 538 3
                                    


Gözlerimi yavaşça kapattım , akan gözyaşlarım herşeyi anlattı. O benim annemdi, her şeyimdi 20 yıl bana bakandı. Nasıl silebilirim ki onu ? Annem özür dilerim. Canımın diğer yarısı, kim bir nasıl üzülmüştür nasıl acılar çekmiştir. Firuze Hanımın çektirdiği acılar yetmezmiş gibi bende ona acı çektirmiştim. Nelere katlanmıştı ben küçükken Allah bilir ben daha fazla devam edemezdim. Benim anneme daha fazla acı çektirmemem gerekiyordu yataktan kalkıp elimin tersiyle yüzümü sildim. Günlüğü yastığın altına koyup kapıyı kilitleyerek merdivenlerden inmeye başladım. Bir yandan burnumu çekip bir yandan annemden nasıl af dileyeceğimi düşünüyordum.

Sadece bir kapının altından ışık geliyordu sanırım oda Asaf'tı. Ondan medet ummaktan nefret ediyordum. Kapıyı yavaşça tıklattıktan sonra çıplak ayaklarının yere değmesini duydum, demek ki oda uyumamıştı.

" Kim o " dedi uykulu bir sesle.

" Benim Mihrimah" dediğimde kapının kilidi açıldı. Yavaşça kapıyı açıp arasında kafasını çıkardı. Dağınık saçları uyku mağduru gözleri şişik dudakları dikkatimi çekti.

Beni neden ilgilendiriyorsa onun dudakları!

" Şehirli gece bu saatinde umarım iyi bir nedenle beni uyandırmışındır" dediğinde burnumu çekmek zorunda kaldım. Göz musluklarımla beraber burunumunkiler de açılmıştı. " HEYY noldu " sanırım ağladığımı fark etmişti kapıyı tamamen açtığından pijama ve bol turuncu tişörtüyle olduğunu gördüm. Kendime hakim olamadım ve beline sarıldım.

" Asaff " dedim hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

" Şşşşttt sakin ol , içeri geç bakim. " başımı olumlu bir şekilde salladım. Ama başımı göğsünden çekmedim, portakal kokusu beni rahatlatıyordu. Kapıyı yavşaca kapattı.

Hala ona sarıldığımı hatırlayınca ayrıldım ondan izin almadan yatağına oturdum , komidinin  üzerindeki kalp şeklindeki çakıltaşı kolyesini görünce sol yanım sızladım. O anneme aşık küçük bir çocuktu hala.

" Neler olduğunu anlatacak mısın şehirli ?"

" Ben annemi özledim " dedim ona doğru baktım. Kaşlarını çatıp ciddi misin bakışı attı. " Gecenin bu saati için mi uyandırdın beni ? Git ara "

" Telefonum yok telefon Sonayların orda var bir tek. "

" Komidini üzerinde ki telefonu al konuş."

" Dışarı çıkabiliri miyim ? burada rahat edemem. "

" Peki kapıyı kilitlemiyorum, uykum çok hafif ve yarın çok işim var. "

" Söz veriyorum ruhum bile duymayacak, bu arada ışıkla mı uyuyorsun?" o yatağa uzanırken ben kalktım. " evet başka soru?" dedi yastığa sarılarak. derin nefes alı kapıya yöneldim.

 Yavaşca kapıyı açıp örttüm, iyi ki şifre falan koymamıştı. Bahçeye çıktığımda hayvan seslerinden başka ses yoktu, burası gece daha mı güzeldi ne ?

Sessizliği dinlemek daha yaşanır kılıyordu burayı. Babamın yaşadığı eve baktım ve bizim yaşadığımız ev aklıma geldi.

Onlar yedikleri önünde yemediklerinde arkasında olurken bizim kuru ekmekle su içtiğimiz günler aklıma geldi. Hatırlıyorum da 15 yaşındayken çok sıkışmıştık başımızda dedem yok annemin çalıştığı evin giderleri binanın aidati için bitiyordu çabuk. Birde ben lise yeni başlamıştım kitap defter derken baya durumumuz kötü olmuştu annem dedemden kalan evi satmayı bile düşündü. Açlıktan artık ağlamaya başlamışken fırından taze ekmek kokusu midemin içindeki canavarı çoşturmuştu. Fırından çıkan teyze parasını cüzdanına koyarken düşürmüştü 100 lira bizi neredeyse 1 ay ekmek için idare edebilirdi. Parayı aldım karnım kuruldamaya başladı midemi tutarken birde fırındaki ekmeklere göz attım.

Baba Tarafı ( Tamamlandı.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin