Hayatı boyunca sevdiği tek bir adam oldu Aysima'nin.. Ve sevdiği adamdan ona tek bir parça kaldı geriye. Adı gibi kendiside Ay Parçası olan Mihrimah. Babasının öldüğünü zanetti yıllarca. Sonra bir gün kader çarkı onlar için döndü ve birbirlerini bul...
Babam yanımdaydı ama onun tarafı tam karşımdaydı. Eli elime kayınca güvende hissetmiştim fakat şimdi.. Korku bütün bedenimi esir almıştı.. Alt tarafı torunu olduğumu söyleyecekti. Dedem, Bulut Amcam, Ayfer Halam.. Onlarda buradaydı çocuklarıyla birlikte. Onların isimlerini bilmiyordum ama neredeyse yaşıtlarımdı..
Babam sohbet ederken anlatmıştı oradan biliyordum. Belki de karıştırıyorum hiç bir fikrim yok. Ama babaannem olacak kadının yanındakini tanımıyordum. Yaşına göre güzeldi.
" Güneş? " dedi masadan ayağa kalktı. " oğlum düğüne sayılı günler kaldı neredeydin? Ne oldu iyi misin başın neden sarılı!' Hem o kızı neden getirdin bırak elini! " gözlerinden ateş çıkıyordu. " Anne , baba size torununuz Mihrimah Sancak 'ı getirdim. " diyince şaşkın bir şekilde baktı başımı yere eğip sonra siyah incilerin sahibine baktım. Gözlerime baktı yavaşça kapattı. Firuze hanım yavaş yavaş geldi. " Ciddi misin sen? " dedi babamı itti. O sıra da ellerimiz ayrıldı. " Kimden olduğu belli olmayan piçi nasıl Sonay çiftliğine getirirsin? Nereden belli senin kızı olduğu, salak mısın oğlum bu kız masör olarak geldii buraya! " sonra dönüp bana baktı. O piçi ben sana yedirirdim de neyse! " Sen sen nasıl bir kızsın?! Nasıl kandırdın, benim oğlum salak ! Kandırmak kolay oldu değil mi? " dedi tokat attı. Başım yana kayarken saçlarım yüzümü kapatmıştı. Elim yanağıma giderken bir kere daha vuracakken Asaf elini tuttu. Ben şok geçirerek olanları idrak etmeye çalışıyordum. " Eğer Mihrimah bir daha dokunursanız büyük dinlemem! " gözleri öldürürüm gibi bakıyordu. Boşta kalan Asaf'ın eline dokundum. Sait Bey araya girdi, "Ağzını topla Firuze bi dinle ilk!" dedi gözlerim ona kaydığında mahçup şekilde baktı.
" yıllardır koynumızda yılan beslemişiz! " dedi elini başına koyup ağıt yakmaya başladı. " Anne!" diye kükredi babam, " Sen.. Sen hep böyle kötü müydün ? Belki de Aysima beni, bırakmak da haklıydın sana kim dayanır ki? " geri kalanları duymak istemiyordum.
Asaf bileğimi tutup çekmeye başladı. Bende başım yerde eğik onu takip ettim...
Attığı tokat canımı yakmamıştı.. İncitmişti, kırmıştı. Nereye ait olduğumu hissettirmişti. Ben buraya ait değildim. Hiç olmamıştım.
" Sakın ağlama! " diye emirde bulundu. Beni kendine çekti. Saçlarımı koklayıp yüzümü avuçladı. " Orda onu öldürebilirdim.. Sana nasıl dokunur? Sana nasıl tokat atar! Onu öldürmeme için beni durdur. " dedi yalvarırcasına. Yüzümü avuçlayan elini dokundum. Yüzümü çevirip avuç içini öptüm. Nasır bağlayan sert elleri dudaklarımı acıtsada öptüm. Güzel seven adamım benim.. Güzel gözlü sevgilim..
" Beni seviyorsan. . " diyince güldü.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
O etli dudakları hareketi ile beyaz dişleri gözüktü. " Sana aşığım. " ağlamamak için gülümsedim. " Eğer bir damla gözyaşı o güzelim gözlerinden düşerse.. O kadını gebertirim. " dedi çenesini sıktı.
