Doktor yanıma gelene kadar, gölge penceremin altından uzaklaştı. Yanıma gelen doktor beni camdan uzaklaştırıp pencereyi açtı.Kendini camdan sarkıtıp sağa sola bakındı.
_Ne oldu Henna kimdi o?
_Emin değilim doktor, net olarak göremedim.
Aslında görmüştüm, başhekim olduğuna yemin edebilirdim ama yine de korktuğum için benzetmiş olabilirdim.Doktoru da korkutmak istemiyordum.
_Korktun sen, gel bir bardak su iç dedi doktor, pencereyi kapatıp beni masaya çekti.
Saldalyeye oturtup elime bir bardak su verdi.Kendisi de dizlerimin önüne diz çökmüş suyu içişimi izliyordu.Bardağı titreyen ellerimle tutup kafama diktim. Boş bardağı masaya bıraktım.Doktor ellerimi avuçlarının içine almış sıkıyordu.
_Korkma yanındayım. Bu gece burada kalacağım.Seni yalnız bırakamam artık.
_Gerek yok doktor, korkmuyorum.
_Sen korkmuyor olabilirsin ama tüm vücudun korkudan titriyor.İçim rahat etmez artık.Burada kalıyorum, nokta.
Doktorun yanımda olması içimi rahatlatıyor bana güven veriyordu.Normalde asla böyle bir şeyi kabul etmezdim ama korku iliklerime işlemişti. Her an masanın altından biri çıkacak ve bana saldıracak gibi hissediyordum.Ellerimi avuçlarından çekip ayağa kalktım.
_Peki öyle olsun, madem rahat hissedeceksiniz.
O da ayağa kalkıp karşıma dikildi.
_Yüzün sapsarı oldu. Git yüzünü yıka ben de çay koyayım.Bir eliyle çenemi tutup sağa sola çeviriyordu.
_Tamam geliyorum hemen dedim ve banyoya gittim.
Yüzüme soğuk suyu çarptıkça az önceki manzara da sularla birlikte akıp gidiyordu. Yumuşak havluyla yüzümü kurutup saçlarımı taramaya başladım. Ne zaman stres yapsam, saçlarımı taramak bana iyi geliyordu. Taramaktan iyice parlayan saçları, sağ omzumdan sarkıtıp örmeye başladım. Böylece kendimi daha iyi hissediyordum.
_Henna nerede kaldın bir saattir?
_Geldim doktor.
Çay demlenmiş bardaklar masaya konmuştu.
_Hadi doktor salona geçelim. Kanepede rahat rahat içeriz çaylarımızı.
_Sen nasıl istersen.
Salona geçip çaydanlığı sehpanın üzerine yerleştirdim.Üzerini mutfak havlusuyla kapattım.Doktorun çayını doldurup ikram ettim.Kendime de bir bardak koyup kanepeye doktorun yanına oturdum.
_Bakalım televizyonda neler var.Kumandayı alıp kanalları dolaşmaya başladım.
Sonunda ilgimi çeken bir şey bulamayıp kumandayı doktora verdim.Birkaç kanal gezip bir kanalda bıraktı. Belgesel kanalıydı ve hayvanların çölde yaşam mücadelesini anlatıyordu.Esasen tv izlemeyi sevmezdim.Eve geldiğimde ses olsun diye açar, diğer işlerle uğraşırdım. Tv karşısına oturup film izlediğim nadir olurdu.
Çayımı yudumlarken gözüm yanımda oturan doktora takıldı.
_Doktor, ben Bursa'da iken siz nerede olacaksınız?
_Dahiliye uzmanlığım bitti.Tayinim Bursa'ya çıktı. Seni gözümün önünden ayıracağımı mı zannettin?
_Ya gerçekten mi? Çok sevindim.Neden daha önce söylemediniz?
_Sırası gelmedi ki.
_Siz nerede kalacaksınız?
_Uludağ Üniversitesi Tıp fakültesinde göreve başlayacağım. Daha ev tutmadım.Seni yerleştirip ev arayacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HENNA
ChickLitGüvercinin boynundaki o kırmızımtırak tüyler vardır ya, bir kere taktı mı güvercin o tasmayı boynuna başka birisini sevemezmiş, ama bazen fazla sevgiden güvercinler birbirlerini de öldürürlermiş, birbirlerinin gırtlağını deşerlermiş fazla sevgiden...