AYRILIĞIN RENGİ

346 50 3
                                    

Davranışları o kadar sıcaktı ki Tuna' ya aşık olmamak mümkün değildi.Siyah gözleri içinde küçük yıldızlar vardı ve bana göz kırpıyordu. Bana sarıldığında içimden ona doğru ılık ılık bir şeyler akmıştı sanki. Hiç ayrılmak istemiyordum ama yine ilk uzaklaşan ben oldum.

_Tamam hadi bavulunu kapatalım dedim. Ağzına kadar tıkıştırdığımız bavulun fermuarını zor da olsa kapattık.

Az sonra kapı çaldı ve doktor içeri girdi.

_Hadi çocuklar, toparlanın gidiyoruz.

_Tamam amca, ben hazırım. Henna' ya anahtarları teslim ettim. Beni bıraktıktan sonra onu da yurda bırakır mısın?

_Tabi çocuklar sormanıza gerek yok. Dedi ve bavullardan birini aldığı gibi dışarı çıktı. Diğer bavulu da Tuna aldı ve ikimiz beraber dışarı çıktık.

Otogara vardığımızda yolcu anonsları yapılıyordu. Hemen bavulları muavine teslim ettik. Ayrılık vakti gelmişti. Tuna amcasıyla vedalaştıktan sonra benimle de tokalaşarak yalancı bir resmiyetle vedalaştı.

Sonra yerine oturdu ve pencere kenarındaki koltuğuna oturdu.Otobüs gözden kaybolana kadar el salladık birbirimize.

Bir insanı çok seversem gideceğini biliyordum zaten. Tuna' yı sevmemeye çalıştım ama O buna izin vermedi.Beni kendine bağladı ve sevgimi kazandı. Sonuçta ne oldu? Ayrılığımızı çabuklaştırdı. Ne zaman birini çok sevsem ya da bir eşyayı sonu hüsran olmuştu. Ya araya ayrılık girdi, ya ölüm. Sevmekten korkar olmuştum. Bağlanmak istemiyordum hiç bir şeye. Haklıydım. Tuna bunun son örneğiydi. Görüşeceğiz diyordu ama ikimiz de öyle olmayacağını biliyorduk. Yine boğazıma bir şey düğümlenmişti konuşturmuyordu beni. Sessizce otogardan ayrıldık ve arabaya bindik. Doktor da konuşmuyordu. Beni yurda bıraktı ve öylece gitti.

................................

Bütün gün canım çok sıkkındı ve akşam yemeğine de inmemiştim. O ana kadar Tuna' yı sevdiğimin farkında değildim. Nedense insanlar bir şeyin değerini, onu kaybedince anlıyorlar. Şimdiden gözlerimde tütüyordu.Kim bilir bir daha ne zaman görüşecektik.Halimi fark etmiş olmalı ki Ayşe yanıma geldi.

_Henna ne oldu sana, hasta mısın canım?

_Yok bir şey, sadece kendimi iyi hissetmiyorum.

_Yapabileceğim bir şey var mı?

Öyle tatlı ve yumuşaktı ki, birden her şeyi anlatmak ve içimi ona dökmek istedim.Ama sonra vazgeçtim. ''Neden daha önce anlatmadın'' diye beni azarlamasını kaldıramazdım şimdi.

_Sadece biraz uyumak istiyorum.

_Tamam canım ben seni yalnız bırakayım.

Odada yalnız kalmıştım ve yorganı başıma çekip ağlamaya başladım.Yine içimdeki okyanus taşıyordu. Aydan ve Aynur da erkenden evlerine gitmişti. Benim hijyen eğitimlerim bu hafta da devam edeceği için ben gidememiştim. Ağlamaktan yorulmuştum ve tam da uyumak üzereydim ki telefonum çaldı.Arayan doktordu.

_Alo

_Henna nasılsın?

_İyiyim Oğuz bey siz nasılsınız?

_Ben iyiyim. Bu gün görüştüğümüzde söylemeliydim ama unutmuşum. Tahlil sonuçlarını aldım. Önemli bir şey yok. Anemi (kansızlık) olmuşsun. İlaçlarını aldım yarın gelirken getireceğim.

_Teşekkür ederim ama niye geliyorsunuz? Pazartesi görüşeceğiz zaten.

_Sana bir sürprizim var. Gelince daha ayrıntılı konuşuruz.

HENNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin