26.Bölüm

5.4K 278 13
                                    

Olduğum yerde sendeleyerek aynada yazan yazıyı bir kaç defa okudum.Gözlerim karışıyor sanki aynada ki harfler birbiri içine geçiyor okunmaz bir hale geliyordu.Yutkunarak iki elimle ağzıma kapattım.Tam her şey bitti derken asıl bela şimdi yakamdan tekrar tutmuştu.Belki de biraz önce bu pis yerde...

Karnımı korumak için ellerimi vücuduma doladığımda gözyaşlarım gözlerimi akmak için zorluyor burnumun ucunu sızlatıyordu.Başıma gelen olayların hiç birini haketmediğimi düşünüyordum.Titrek adımlarla lavoboya doğru yaklaşarak elime bir miktar sıvı sabun sıktım ve ellerimi pratik bir şekilde yıkadım.Parmaklarımın ucundan damlayan temiz suyu elbisemin eteklerine silerek tuvalette yalnız olup olmadığımı kontrol ettim.Gözlerim sonuna kadar açılmış olası bir harekete karşı bedenim tetikteydi.Lavobodan bir an önce çıkmak istiyordum fakat beni dışarıda ne gibi bir tehlikenin beklediğine dair en ufak bir fikrim dahi yoktu.Elbisemin eteklerini avucumun içinde ezerek kendime cesaret vermeye çalıştım.

Yapabilirsin Oylum.Sana zarar vermek isteselerdi biraz önce çok rahat yapabilirlerdi.Bu kadar ödlek olma.Hadi.Hadi.

Nefesimi tutarak boynumu kapıdan dışarıya uzattım.Dışarıda zifiri bir karanlık boy gösteriyordu.Sokak lambasından kısık bir şekilde yayılan ışık yüzüme vuruyordu.Başımı sağa ve sola doğru çevirerek etrafımı kolaçan ettim.Dışarıda benden başka birisi gözükmüyordu.Lokanta ile tuvaletin arası çok fazlaydı ve içeriye baktığımda Yusuf'u göremiyordum.Duyduğum sesten korkarak başımı seri bir şekilde sesin geldiği yöne doğru çevirdim.Yolun karşısında siyah,lüks bir araba istop etmiş bir şekilde bekliyordu.Pencereden dışarı boş bir bira şişesi yolun diğer tarafına fırlatılmıştı.Hızlıca kapatılan camdan arabanın içini görmeye çalıştım.Camlar filmli olduğu için arabanın içini göremiyordum fakat nedense içimde izleniyormuşum gibi kötü bir his vardı.Bir süre daha arabaya doğru baktıktan sonra derin bir nefes alarak tuvaletten çıktım.Topuklularımın el verdiği kadar hızlı bir şekilde lokantaya doğru yürümeye başladım.Lokantayla aramızda nerden baksan bir yüz metre vardı.Arkamdan gelen tok adım seslerini duyduğumda vücudumda ki adrenalin hat safhaya çıkmış nefesimi kesicek kadar çok salgılanıyordu.Güçlükle nefes aldım ve titreyen bedenime inat sağlam ve hızlı adımlar atmaya çalıştım.Başımı çevirip arkama bakmaktan ölesiye korkuyordum.Ayak seslerini hızını arttırmaya başladığında bende hızlandım.Ellerimi kollarıma sardığımda lokantanın merdivenlerine ulaşmıştım.Merdivenleri koşarak çıkabilirsem Yusuf'u görebilir veya arkamda ki tehlikenin varlığını yüz ifademle anlatabilirdim.Merdivenlerin ilk iki başamağını koşarak çıkmaya başladığımda kolumdan çekilmesiyle sendeledim.Bedenim çuval gibi kendini geriye doğru bırakmış ayağımda ki topuklulara elvada demek zorunda kalmıştım.Belimde ki elleri ittirmeye yumruk atmaya çalışıyordum fakat arkamda ki kişinin kendini gelecek darbelere hazırladığı belliydi.Vucudum lokanta ile dükkanın arasında ki karanlık boşluğa doğru hızlıca çekilirken ayaklarımı savurup garip sesler çıkarmaya devam ettim.
Sıcak ve hırıltılı bir nefes kulağımın arkasına doğru yaklaştıkça bunu önleyebilmek için kafamı hızlı bir şekilde geriye doğru savurmaya başladım.Duyduğum çıt sesiyle hınzırca gülümsedim"Ahhhh lanet olsun."
Duyduğum tanıdık sesle birlikte çırpınmayı kestim ve derin bir soluk aldım.Karanlık boşluğa tamamen girdiğimizde Yusuf kollarını belimden çekerek yüzünü sıvazlamaya başladı."Kızım sen gerizekalı mısın.Beni nasıl tanıyamazsın.Şu hale bak kaş yapalım derken göz çıkardık."Yusuf'un burnundan akmaya başlayan kanı görmemle dehşet içinde ona yaklaştım.Tutmaya çalıştığım göz yaşlarım isyan bayrağını çekip özgürlüğe kavuşmuştu.Elimi nereye koyacağımı bilemeyerek Yusuf'un yüzünü avuçladım ve baş parmaklarımla burnundan akan kanı silmeye çalıştım.Benim kafa darbem yüzünden burnu kanıyordu ve benim içim parçalanıyordu."Bu böyle olmayacak Oylum bir dakika."Yusuf benden uzaklaşarak etrafta bir şeyler arar gibi bakındığında ne aradığını bulmaya çalıştım.Yusuf bedenime duvara bastırıp önümde eğildiğimde derin derin nefes almaya çalıştım.Elbisemin eteklerini tutup yukarı doğru kaldırmaya devam ettiğinde gözlerimi kapatıp başımı duvara yasladım.Üzerimde ki kumaşın yırtılma sesini duyduğumda gözlerimi aniden açarak Yusuf'un ne yapmaya çalıştığına baktım.İçimden koca bir "Yok artık!"geçirdiysemde hala ne yapmaya çalıştığını idrak edememiştim."Arabaya gidene kadar bununla idare edebilirim sanırım.Zaten bu elbiseyi hiç beğenmemiştim.Bütün vücudunu gözler önüne seriyor."Yusuf kendi kendine konuşup elbisemi yırtmaya devam ederken üsten üsten bende ona bakmaya devam ediyordum.En sonunda elbisemden kopartığı büyük bir parçayı burnuna götürerek bastırdığında elbisemi neden yırttığını anlayabilmiştim.Elbisemin önünü tamamen yırtmıştı.Elbise arkası uzun önü kısa bir şekilde iğrenç duruyordu.Elimden tutup yaslandığım duvardan çekilmemi sağladığında arkama geçerek elbisemin ucunu ayağıyla bastırıp gerilmesini sağladı ve arkada kalan parçayı da yırttı.Başını kaldırıp muzip bir şekilde güldüğünde utanarak başımı çevirdim."Ne o yoksa elbiseni yırtarak başka bir şey mi yapmamı isterdin?"Gözlerimi büyüterek omzuna yumruk attığımda yüzünde ki gülümseme birden kayboldu."Oylum belki sana saçma gelicek ama burda çok tuhaf şeyler oluyor.Bu yüzden biran önce buradan gitmeliyiz.Kimler neden böyle bir şey yapmak ister bilmiyorum ama her tarafta bizi izleyen silahlı adamlar var."Kanlı elbise parçasını yere atarak derin bir off çekti.Karanlıktan gelen adım seslerini duyduğumuzda Yusuf beni arkasına çekti."Sana bir şey olmasına asla izin vermem!"

Merhaba arkadaşlarr...
Evet çok kısa bir bölüm oldu bende farkındayım.Uzun bir süredir yeni bölüm yazamamıştım.Daha fazla beklemek istemedim.Sizden gelen oy ve özellikle yorumlarla yeni bölüm yazmak istiyorum.Aksi takdirde gerçekten bölümü beğenip beğenmediğinizi anlayamıyorum ve bu durum bni çok kararsız bırakıyor.Sizden gelicek YORUM ve OY'ları bekliyorum.Kendinize iyi bakın.Öpüyorum hepinizi :-*

BELA ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin