6.Bölüm

11K 484 16
                                    

Aslında duyduklarıma şaşırmamam gerekirdi.Bunun neresine şaşırdığımı bende anlayamamıştım.Sonuçta genç ve oldukça yakışıklı bir adamdı.Elbette ki bir sevgilisinin olması normaldi.Yine de sebebini bilemediğim bir şekilde şaşırmış açıkcası hayal kırıklığına uğramıştım.Bana bakıyor saçlarını kaşıyarak sıkıntılı bir şekilde telefonda konuşmaya devam ediyordu.Ne söylediğini dinlemiyordum.Çünkü beynimde kendi mahkemem kurulmuş aptal kafam kendi yargımı vermek için bekliyordu.Ne zannediyordum ki.Hollywood ya da bollywood filmlerinden zıplamış gibi önce kötü çocuğu oynayıp sonra beyaz atlı prens gibi bana aşık olacağını mı?Aslında iyi de olmuştu.

Salak Oylum...

Bir kaç dakika daha telefonda konuştuktan sonra gülümseyerek telefonu kapattı.Belki de kapatmadan önce her sevgilinin yaptığı klasik bir şekilde birbirlerini ne kadar çok sevdiğini söylemişlerdi.Ne bekliyordum ki.

Adamın sahibi var Oylum.Kendine gel...

"Hanımefendi,etiketleri çıkarttık."

Biraz önce Yusuf'a sarkan kendime düşman ilan ettiğim saçma gelecek ama Yusuf'u kıskandığım kadın bile şuan gözümde satış görevlisinden ibaretti.Gelirler ürünlerini satmak için sahte gülücük saçar ve işini yaparlar.Hepsi bu...

Sonunda beynim kendi yargımı verebilmişti.

Sen sadece Eren'in kadınısın.Kalbin onunla birlikte öldü ve son nefesine kadar yalnız kalacaksın Oylum.

Mağaza görevlisi etiketleri çıkarıp kasaya doğru yöneldi.Emine teyzenin de nedense bir anda yüzü düşmüştü.

Yusuf elinde tuttuğu cüzdanının gözlerini karıştırıp bir kredi kartı çıkardı ve kasiyer kıza uzattı.Kaşlarımı çatarak Emine teyzeye doğru döndüm.

Anlaşmamızda bu yoktu.

Demek istediğimi anlamış gibi aceleyle kasaya doğru yöneldi.

"Yusuf,oğ..."

Yusuf elini kaldırıp Emine teyzenin cüzdanını çıkarmasına engel oldu.

"İtiraz kabul etmiyorum,babaanne ben alacağım çabuk koy o cüzdanını yerine."

Bana doğru döndü ve aklımı başımdan alacak bir şekilde gülümseyerek

"Lütfen bana öyle bakma.Sadece yaptığım aptallığı telafi etmeye çalışıyorum."

Ne yani yaptığı şeyi bir kaç parça marka kıyafet mi telafi edecek?

Kaşlarımın daha çok çatılmasıyla konuşmasına devam etti.

"Hayır,hayır lütfen yanlış anlama sana bir kaç parça bir şey almak istiyorum hepsi bu."

Sadece yüzüne böm böm baktım.Yüzümde hiç bir ifade yoktu.Çektiğim acıyı görmesini istedim.Benim göz bebeklerimde kendini görmesini istedim.Birbirimize baktık.Hiç konuşmadan,sadece baktık.Ne o benim acımı görebildi ne de ben onu...

Aramızda ki çekim kuvveti sanırım herkesi şaşırtmıştı.Emine teyze bir bana bir Yusuf'a bakıyor söyleyecek hiçbir şey bulamamış gibi susuyordu.Emine teyzeye doğru bakıp gülümsedim.Aramızda ki soğuk havanın kaybolduğunu geç de olsa anlayabilmişti.O da gülümseyerek çantasına cüzdanını koydu ve Yusuf'a baktı.

"Torunumun karnı acıkmış,Yusuf hadi bizi yemeğe götür."

Torunum mu ?

Söylediği sözle birlikte Yusuf da bende olduğumuz yerde kalmıştık.

"Ne bir sorun mu var?"

Emine teyze yanıma geldi ve elini karnıma koydu.Ben hala şaşkın bir şekilde ne söyleyeceğini merak ediyordum.

"Bundan sonra sen benim kızım,karnındaki de torunumdur.Yusuf'u nasıl sevip koruyorsam bebeğin içinde aynısı geçerli."

Yusuf'u sevdiği gibi bebeğimi sevmekten bahsediyordu.Hem de aramızda hiç bir kan bağı yokken.Daha önce birbirimizi tanımazken ve bir kez bile görmemişken.Bu olanların hepsi çok saçma geliyor ve tuhafıma gidiyordu.İnsanlar birbirlerine yardım edebilirlerdi.Ama hiç tanımadığı birini kendi kızı yerine koymak ve onun çocuğunu torunu olarak görmek.Normal değildi.Üstelik kendi çocuğu ve torunu varken.

Yusuf babaannesinin sözlerine hiç şaşırmamıştı.Yüzünde belli belirsiz bir sırıtışla asansöre doğru yürümeye başladı.Bizde arkasından onu takip etmeye devam ettik.Asansörün gel düğmesine bastı.Ama asansör yukarı katta durmuş birisi tarafından bekletildiği belliydi.Sinirlenip bir kaç defa daha bastı.Oflayarak yüzünü bize doğru çevirdi.O sırada beni baştan aşağı bir kez daha süzüp kafasını önüne doğru çevirdi ve yeni farketmiş gibi ani bir şekilde bana bir kez daha baktı.Tam o sırada asansör geldi ve kapıları açıldı.İçinde bir kaç kadınla benim yaşlarımda kız vardı.Emine teyze beklemeyip asansöre aceleyle bindi.

Bende tam ayağımın birini asansöre atmıştım ki kolumun hızlı bir şekilde çekilmesiyle bir iki adım geri gidip asansörden çıktım.Yusuf sımsıkı kolumu tutmuş yüzüme bakıyordu.Sonra başını çevirdi ve Emine teyzeye baktı.O sırada kolumu tutuşu biraz gevşedi ama tamamen bırakmadı.

"Babaanne restorant 7.katta sen çık.Ne yiyeceğimize karar vere koy.Bizim Oylumla küçük bir işimiz var onu halledip geliyoruz.Tamam mı?"

Emine teyze tam ağzını açıp bir şey söylüyordu ki asansörün kapısı kapandı.

Sinirli bir şekilde kolumu savurup Yusuf'un elinden kurtardım.

Bu yaptığıma hiçbir şey demedi.

"Seni yiyecek halim yok.Şimdi yapmamız gereken ufak bir iş var.Beni takip et.Merak etme çok uzun sürmez."

Önden yürümeye başladı.Ama dikkatli bir şekilde yandan gelip gelmediğimi kontrol ediyordu.Durup dururken yüzü düşmüş sinirlenmişti.Daha fazla sinirlenmesini istemediğim için bende peşinden gitmeye karar verdim.

BELA ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin