23.Bölüm

5.9K 269 31
                                    

Bu bölüm birbirinden guzel kapaklarimi
hazirlayan -busrakaya-ya gelsin :-*:-*:-*:-*

"Dur bir dakika Rumeysa teyze.Sakin ol,korkma tamam mı?Serra böyle saçma bir şey yapmaz.Sen kapıyı açmaya çalış ben hemen geliyorum."

Rumeysa teyzenin yüzüne telefonu kapattıktan sonra koşarak arabama bindim.Serra'nın intihar gibi saçma bir şey yapmadığını umut ediyordum.Son sürat trafiğe çıktığımda arabanın ibresi iki yüzü gösteriyordu.Yola bakıyor bir taraftanda Serra'ya telefon etmeye çalışıyordum.Ulaşılamıyordu.Sesli bir küfür savurarak biraz daha gaza bastım.Sabah erken bir saat olduğu için şansıma yolda araba yoktu.
Dakikalar birbirini kovalarken soluğu Yiğit amcaların evinde aldım.Kafam dolu olduğu için buraya kadar nasıl geldiğimi hatırlamıyordum.Arabadan kendimi attım ve koşarak zile bastım.Bir yandan da ayaklarımı sabırsızca yere vuruyordum.Evin içinden kapıya doğru adım sesleri geliyordu.Kapıyı ağlayarak Rumeysa teyze açtı.Saçı başı dağılmış hala pijamalarıyla duruyordu.

"Çok şükür gelebildin oğlum.Lütfen bir şeyler yap.Belki de Serra..."

"Sen merak etme Rumeysa teyze.Ona hiçbir şey olmayacak."

Evin içine girip bir süre etrafıma bakındım.Resmen Serra'nın odasını unutmuştum.Beynimden gelen iletiyle koşarak koridordan sola döndüm.Odanın önüne geldiğimde kapıyı açmak için bir çok kez hamle yaptım.Fakat açılmıyordu.Bunun bir işe yaramayacağını bildiğim için iki elimle kapıyı yumruklamaya devam ettim.Kapıyı hem yumrukluyor hem de Serra'yla konuşmaya çalışıyordum.

"Serra güzelim bak ben geldim.Hadi aç kapıyı.Hadi güzelim.Bak seni çok merak ediyoruz.Konuş benimle birtanem.Hadi."

Kapıyı açtırmak için neredeyse bir on dakika dil dökmüştüm fakat değil ses vermek odadan tıkırtı sesi bile gelmiyordu.Rumeysa teyze arkamda ağlıyor hıçkırmamak için kolunu ağzına bastırıyordu.Etrafımda dönerek ellerimle saç diplerimi çekiştirdim.

"Rumeysa teyze ne zamandan beridir kapıyı açmaya çalışıyorsun?Neden bana haber vermedin?Yedek anahtar falan yok mu?"

Rumeysa teyze ve içini çeke çeke konuştu.

"Akşam eve ağlayarak geldi.Ne olduğunu sordum ama söylemedi.Önemli bir şey yoktur canı bir şeye sıkılmıştır diye önemsemedim.Sabah kalktığımda kapısı hala kilitliydi.Hiç böyle yapmazdı.Kendine bir şey yapmasından korkuyorum."

"Bu böyle olmayacak benim aklıma bir fikir geldi."

Evden koşarak çıktım ve bahçeye doğru dolandım.Serra'nın odası birinci kattaydı.Biraz uğraşırsam içeriye rahat bir şekilde girebilirdim.Odanın penceresine uzanıp içeriyi görmeye çalıştım.Perdeden odanın içerisi gözükmüyordu.Etrafıma bakınıp pencereyi kıracak bir şeyler aradım.Bahçedeki büyük masanın sandalyelerinden birini aldığımda Rumeysa teyze dikilmiş beni izliyordu.

"Rumeysa teyze uzaklaş,bir yerine cam parçası saplanabilir."

Rumeysa teyze pencerenin önünden uzaklaştığında sandalyeyi iki elimde tutup kaldırdım.Bütün gücümle pencereye vurduğumda pencere gürültüyle kırılıp parçaları etrafa saçıldı.Saçlarıma ve montumun içine cam parçaları dolmuş üzerime sıçrayan parçalar elimi ve yüzümü kesmişti.Hızlıca silkelenip pencereye tırmandım.Birinci kat olduğu için rahatlıkla çıkabilmiştim.Perdeyi ittirerek odaya atladığımda ortalıkta Serra gözükmüyordu.Yatak örtüsü dağılmış,makyaj malzemeleri yerlere saçılmış odada savaş çıkmış gibiydi.Banyoda olacabileceği düşüncesi aklıma geldiğinde adımlarımı o tarafa doğru yönlendirdim.Kapıyı tıklattığımda içeriden su sesi geliyordu.Duş alıyor olabilirdi.Fakat bu kadar gürültüden sonra orada kalmaya devam edeceğini düşünmüyordum.Kapıyı tıklatarak içeri seslendim.

BELA ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin