Yusuf apar topar evden çıktıktan sonra yemekleri sakin sakin pişirmeye devam ettim.Nereye gittiğiyle ilgili hiç bir fikrim yoktu.Yine de eve çabuk dönse hiç fena olmayacaktı.Karnımdan gelen gurultuysa iç geçirdim.Kurt gibi acıkmıştım.Acaba Yusuf gelmeden önce yesem ne olurdu?Tabiki de ayıp olurdu.Sonuçta bir yabancının evindeydim.İstediğim gibi hareket edemezdim.Kaynayan çorbanın altını kapatıp mutfaktan çıktım.Burada durmaya devam edersem dayanamayıp yemeklere saldıracaktım.Kendimi oturma odasında ki geniş koltuğa bıraktım.Odanın içi modern bir tarzda döşenmişti.Mobilyalar,televizyon,duvardaki tablolar birbiriyle uyum içindeydi.Ne var ki bir süredir temizlik yapılmadığı belli oluyordu.Eşyalar ve parkeler toz içindeydi.Tozdan nefret ederdim.En kısa zamanda etrafı temizlemeliydim.Çoğu insana tezat temizlik yapmayı çok seviyordum.Süpürmek,silmek bunlar beni fiziksel anlamda yorsa da ruhsal anlamda iyi hissetmeme sebep oluyordu.Her şey bittiğinde temiz evime bakıp rahatlıyordum.Çünkü ben bir ev hanımıydım.Kendimce yapmam gerekenler bunlardı.Bana mutluluk veren sıradan şeyler.Eren ise kimya öğretmeniydi.Hafta içi okula gider okul çıkışı eve dönerdi.Mesleğini seviyordu.İnsanlara ufakta olsa faydalı şeyler öğretebilmek ona mutluluk veriyordu.Eren'le lisede tanışmıştık.Ona aşık olmamıştım.Ama çok sevmiştim.
Ailesi hiçbir zaman Eren'le olan birlikteliğimizi onaylamamıştı.Oldukça varlıklı insanlardı.Yetimhanede büyüdüğüm için aile terbiyesi almadığımı düşünüyorlardı.Onlara göre terbiyesiz ve kötü huyları olan bir kızdım.Beni fazlasıyla küçümsüyorlardı.Düğünümüze katıldıklarında beni bir nebze olsun kabullendiklerini düşünüyordum.Hatta geldiklerine sevinmiştim bile.Ne büyük aptallık.Sevgili kayın validem bütün davetlilerinin önünde unutulmayacak bir konuşma yapmıştı.Düğünümüzü berbat ettikten sonra çekip gitmişlerdi.Gitmeden önce Eren'i de evlatlıktan reddettikleri duyurmayı unutmamışlardı.O günden sonra bir daha karşılaşmamamıştık.Aynı ortamda bulunmamamız bizim için daha iyiydi.Ya iki tarafın arasında tartışma çıkıyor ya da bir taraf ortamı terketmek zorunda kalıyordu.Her ne kadar Eren'e ailesiyle görüşmesi konusunda baskı yaptımsam da buna şiddetle karşı çıkmıştı.Sonuçta benin yüzümden araları açılmıştı.Eren'le on sekiz yaşımda evlenmiştim.Eren benden dört yaş büyüktü.Üniversite üçüncü sınıfa gidiyordu.Ailesiyle arasında problemler olduğu için kendi bulduğu bir işte yarım zamanlı çalışıyordu.Yani geçimini kendisi sağlıyordu.O zaman için evlenerek en doğru gelen şeyi yaptığımı düşünüyordum.Yetimhaneden yeni çıkmıştım ve gidecek hiç bir yerim,kimsem yoktu.Evet onu dört yıldır tanıyordum.Ona güveniyordum.Hatta ona karşı bir arkadaştan öte şeyler hissediyordum.Sevmek gibi.Fakat yaptığım şeyin doğruluğu tartışılırdı.Çocuk denilebilecek bir yaşta evlenmiştim.Gerçi aramızda üç yıl boyunca hiç bir birliktelik yaşanmamıştı.Bu tamamen Eren'in hoşgörüsünden kaynaklanan bir şeydi.Aynı evde yaşıyorduk fakat aramızda masum bir öpücükten daha fazlası geçmiyordu.Bu süre zarfında Eren duygularım değişirse ondan boşanabileceğimi söylüyordu.Bunu bir kez olsun ciddi anlamda düşünmemiştim.Onun her anlamda harika bir insan olduğunu düşünüyordum.Öyleydi de.
Eren öğretmenlik hayatına başladığında daha güzel, müstakil bir eve taşınmıştık.Bende çalışıp eve destek olmak istiyordum.Bütün yük onun omuzlarındaydı.Elektrik,kira,su,yiyecek,giyecek daha aklıma gelmeyen pek çok şey.Eren çalışmama karşı çıkmıştı.Eve geldiğinde güler bir yüz sıcak bir yemek bulmak istediğini söylemişti.Senelerce bana hiç bir karşılık beklemeden bakmıştı.Bende elimden geldiğince onu mutlu etmeye çalışıyordum.Bir bebek istediğimizde Allah dualarımı kabul etmiş bize bir evlat nasip etmişti.Hamile olduğumu öğrendiğimizde dünyalar bizim olmuştu.Evimizde mutluluk vardı.Fakat Eren son zamanlarda iyice değişmeye başlamıştı.İşe düzenli bir şekilde gitmiyor durmadan izin alıyordu.İzin aldığı günlerin çoğunu dışarıda geçiriyor ya da şehir dışına çıkıyordu.Kendini iyice alkole vermişti.Hatta bazı günler eve gelmiyordu.Bunun sebebini ailesinden uzak kalmasına bağlıyordum.Fakat öyle değildi.Bilmediğim daha farklı şeyler vardı.Neden böyle davrandığını sorduğumda cevap vermiyordu.Beni geçiştirip konuyu değiştiriyordu.Bir müddet sonra kimden geldiği belli olmayan tehdit içerikli mesajlar ve aramalar gelmeye başlamıştı.Eren'in yaptığı şeyden vazgeçmezse öldüreceklerini söylüyorlardı.Eren polise gitmeme izin vermiyordu.Güvenliğim için hiçbir şey anlatmaması gerektiğini söylüyordu.Neler olup bittiğiyle ilgili en ufak bir fikrim yoktu.Dibine kadar battığı ve tehlikede olduğumuz belliydi.Aradığı ya da uğraştığı her neyse sonunda bulmuştu.Günler sonra ilk defa eve çok neşeli gelmişti.Bana neler olduğunu anlatacağını söylüyordu.Fakat buna fırsatı kalmamıştı.Aksiyon filmlerinde ki gibi evimize ateş açılmıştı.Camlar aşağı inmiş biz hariç bütün eşyalar delik deşik olmuştu.Evden çıkmazsak bizim sonumuzda eşyalardan farksız olacaktı.İkimizde berbat haldeydik.Korkudan ölüyordum.Bana tezat Eren güçlü gözükmeye çalışıyordu.Ama onundan benden bir farkı yoktu.Yaşadığı endişe gözle görülebilirdi.Birinci katta oturuyorduk ve evimizin arkası ormanlık bir alana bakıyordu.Evden çıkabilirsek o tarafa doğru kaçabilirdik.Şu an için dışarısı evden daha güvenli duruyordu.Sürünerek mutfağa kadar ulaşmıştık.Evin arkasında kimseler yoktu.Eren pencereden daha önce çıktı.Benimde inmeme yardım ettikten sonra ormana doğru koşmaya başladık.Biz çok uzaklaşmadan evimize bir şey oldu.Güçlü bir patlama.Bütün evimiz, eşyalarımız cayır cayır yanıyordu.Son kez evime baktım.Her şeyim yanıyordu.Yuvam,mutluluğum,anılarım...
Eren'le ormanda bayağı yol katetmiştik.Ne var ki arkamızdan gelen silah sesleri kaçmamızın pek bir işe yaramadığını gösteriyordu.İyice tedirgin olmuştuk.Koşmaktan bacaklarımda derman kalmamış nefesim kesiliyordu.Bacaklarımızın bizi taşıdığı yere kadar koşmaya devam ettik.Kısa bir an hatta çok kısa bir an dinlenmek için durduk.Keşke hiç durmasaydık.Nereden geldiğini anlayamadığım bir silah sesi duyuldu.Eren'in elini daha çok sıkıp gözlerimi ormanda gezdirdim.Ağaçlık alanda kimse gözükmüyordu.Bu bilinmemezlik beni ruh gibi yapmıştı.Beni kendime getiren şey Eren'in avucumdan kayıp giden eliydi.Yere gürültülü bir şekilde düşmüş karnını tutuyordu.Neler olup bittiğini anlayabilmek için yere çöküp telaşla Eren'i inceliyordum.Gömleği delinmiş elini bastırdığı yerden kan çıkıyordu.Sızan kan damlaları yere damlayıp kurumuş yaprakları kızıla boyuyordu.Çığlık atıp Eren'in yarasına tampon yapmaya çalıştım.Çok kan kaybediyordu ve böyle devam ederse Allah kahretsin yaşayamayacaktı.
Öksürüklerinin arasında derin derin nefes alıyor kapanan gözlerini açık tutmaya çalışıyordu.Ellerini yüzüme koydu ve beni sakinleştirmeye çalıştı.Boş boş suratına bakıyor neler olduğunu anlamaya çalışıyordum.Benden gitmemi istiyordu.Kaçmamı.Böyle bir şey yapmayacağımı ikimizde biliyorduk.Gitmeyeceğimi anladığında elini karnıma koyup bebeğimizle konuştu.Normal bir konuşma değildi.Veda içerikli bir konuşmaydı.Her ne kadar susturmaya çalıştıysamda susmadı.Sonra gözleri gözlerime bakanarak donuklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELA ÇİÇEĞİ
Ficción GeneralYaşadığı onca acıya rağmen hayatta kalmaya çalışan kimsesiz kalmış,hamile bir kız.Yıllar sonra aşkın ne demek olduğunu unutmuş bir adamla çarpışırsa ne olur? Aşk onların yollarını yıllar sonra tekrar kesiştirdiğinde birbirlerine olan aşklarını hatır...