31.Bölüm

4.6K 183 14
                                    

"Bana artık kendinle ilgili bütün gerçekleri anlatmanın zamanı gelmedi mi Oylum?"

Başımı evet anlamında sallayarak yazı yazabileceğim bir kağıt ve kalem aradım.Fakat dışarıdan gelen bir çığlık sesiyle ve ardından tıklatılan kapı ile ikimizde birbirimize baktık.

Aylardır yaşadığım işkencelerin ve korku dolu anların bir türlü sonu gelmek bilmiyordu. Korkarak elimi kalbimin üzerine götürdüm ve derin bir nefes aldım. Elim ayağım çoktan birbirine dolaşmıştı.

Yusuf telaş içinde oturduğumuz yerden kalktı ve etrafına bakınıp bir şeyler aramaya başladı. Ne aradığını merak etsemde olduğum yerde hareketsizce beklemeye devam ettim.  Yusuf yanan şömineye doğru ilerledi. Odunları karıştırmak için kullandığımız demir çubuğu ateşten  çekip aldı. Daha sonra çevik bir hareketle arkasına gizledi.

"Oylum iyi misin ? Bir an önce kendine gelmen lazım. Dışarıda bizi ne gibi bir durumun beklediğini bilmiyorum. Oturduğun yerden kalk ve  hızlı bir şekilde kendini bir odaya kilitle. Ben çıkabilirsin diyene kadar da burada ne olursa olsun sakın çıkma tamam mı?"

Başımı hayır anlamında sallayarak adımlarımı Yusuf'a doğru yönlendirdim. Yaşadığımız her şey benim suçumdu. Ben Yusufun hayatına girmemiş olsaydım bu olayların hiç biri yaşanmayacaktı. Masum bir insanın henüz sebebini bilmediğim şeyler yüzünden zarar görmesine daha fazla izin veremezdim.

Başımı tekrar hayır anlamında sallayarak dediklerini yapmayacağıma kanaat getirmesini bekledim. Kapı bir kez daha gürültüyle çalındığında olduğum yerde huzursuzca kımıldandım.

" Ahh Oylum ahh bu kadar inatçı olmak zorunda mısın ? Bir kerede lafımı dinlesen olmuyor mu? "

Kaşlarımı çatarak başımı tekrar hayır anlamında salladım. Kapı tekrar gürültülü bir şekilde çalındığında Yusuf oflayarak beni arkasına ittirdi.

" Dışarıda bizi ne gibi bir tehlikenin beklediğini bilmiyorum. Eğer tehlikeli bir durum söz konusuysa  beni düşünmeden burdan çıkıp gitmeni istiyorum tamam mı? Anlaştık mı?"

Her ne olursa olsun gitmeyecektim. Fakat Yusuf'u rahatlatabilmek için başımı evet anlamında salladım. Sonuçta beyaz yalanlardan bir şey olmazdı(!)

"Pekala kapıda dürbün yok. Kimin geldiğine bakamam. Ben kapıyı yavaş bir şekilde açacağım. Sende sessiz bir şekilde arkamda duracaksın tamam mı?"

Başımı sallayarak Yusuf'u onayladım ve ikimiz kapıya doğru yol aldık. Yusuf elinde tuttuğu demiri sıkıca kavrayarak derin bir nefes aldı. Elini kapı kulpuna getirerek yavaş bir şekilde indirdi.

Allahım lütfen kötü bir şey olmasın. Lütfen lütfen  sen koru bizi.

İçimden bu sözleri tekrarlayarak korkudan  titreyen bedenimi rahatlatmaya çalıştım. Yusuf kapıyı araladığında merakla kapıyı çalan kişiye baktık. Gördüğümüz tanıdık yüzle ikimizde şok olmuştuk.

"Sürprizzzz"

Yusuf derin bir nefes alarak gözlerini devirdi. Rahatladığı her halinden belli oluyordu. Açıkçası hiç beklemediğimiz biriyle karşı karşıyaydık.

"Allah aşkına babaanne senin ne işin var burada?"

"Aaa aaa delinin zoruna bak. Hoşgeldin diyeceğine geçmiş karşıma bir de bana hesap soruyor eşek sıpası. Bu yaşlı halimle buraya gelene kadar ne zorluklar çektim ben biliyor musun?  İlerde zaten az kalsın düşüyordum. Çamura daldım üstüm başım pislik içinde bir de beni  rencide etmeye mi çalışıyorsun."

BELA ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin