NOT: İYİ GÜNLER HERKESE. UZUNCA BİR BÖLÜM HAZIRLADIM. İNŞALLAH BEĞENİRSİNİZ. İYİ OKUMALAR
MEDİA: YAMAN TANSEL SAYGIDEĞER SAVCIMIZ KENDİSİ
BEĞENİ VE YORUMLARI BEKLİYORUM..
Gecenin sonunda 3 genç kız bahçedeki salıncakta oturmuş gökyüzüne bakarken hepsi farklı dünyalara dalmıştı.
Nefes tüm gece yaşadıklarını düşünmüş aklına gelen Talha 'nın davranışları ile yüzünde sebebi belirsiz bir gülümseme oluşmuştu.
Selva ise Keriminde orada olduğunun farkına vardığı andaki heyecanı ile abisinin onunla tanıştığında yüzündeki şaşkınlığın sebebini düşünüp duruyordu. Her ne kadar abisi birşey yok dese birseyler olduğuna emindi.
Hira 'nın ise aklı hala kazandığı davadaydı ve ne zaman davayı düşünse aklına gelen savcıda. Ne zaman aklına gelse utanma hissi uyanıyor ve yanakları kızarıyordu.Ve merak ediyordu içten içe neden dünden beri bu kadar aklını kurcalıyordu bu adam. Üçününde içlerinden geçirdikleri dualar vardı. Hayırlısını dilediler herşeyin. Ve üçü aynı anda sesli bir şekilde
"Amin"dediklerinde önce şaşkınlıkla birbirlerine baktılar sonra gülerek sıkıca sarıldılar birbirlerine. Artık Duaları da o dualara aminleri de ortaktı onların..
NEFES
Hafiften esen rüzgar odayı doldurduğunda içim ürpermişti. Hava daha aydınlanmamış ama ben uyanmıştım. Pencerenin önüne geçip sokağı izlemeye başladım. Sanırım hastaneden kalan bir alışkanlıktı bu yada daha eskilerden. Daha çok erken olmasından dolayı kimse yoktu sokakta. Bir süre bu sessizliğin hükmünü sürdüm. Biraz susadığımı fark edince su almak için mutfağa indiğimde salondan gelen ışık dikkatimi çekmişti. Salona doğru birkaç attığımda salondaki Mina teyze dikkatimi çekmişti. Başında beyaz örtüsü ile çok güzel görünüyordu. Sonra kulağıma sesi çalınmıştı. Kuran okuyordu ve insanı mest eden duru bir sesi vardı ve bende uzun uzun dinleme isteği uyandırıyordu. Bu isteği ertelememek için salona doğru birkaç adım daha atıp olduğum yere oturup dinlemeye başladım. Sanki bütün azalarım bu huzuru hissetmişcesine rahatlamıştı. Ne kadar süre bu şekilde oturdum bilmiyorum mina teyze okumayı bitirip kucağındaki kuranı kapattı ve her zamanki gülen yüzüyle bana dönüp
"Hayırlı sabahlar kızım "
"Hayırlı sabahlar. Çok güzel okuyordunuz bende dinlemek istedim rahatsız etmemişdir umarım"
"Rahatsızlık olurmu hiç kızım. Hayırdır erken uyanmışsın"
"Uyku tutmadı da su içmeye inmiştim"
"Sende bendensin o zaman"dedi gülerek bende aynı şekilde ona gülümsedim.
"Hazır ikimizinde uykusu kaçmış bende kahve yapacaktım kendime bana eşlik etmek ister misiniz genç bayan"
"tabi ki neden olmasın "
Ikimizde gulerek kalkıp mutfağa geçtik kahveleri yapıp bahçedeye çıktık. Bu bahçeyi çok seviyordum her tarafı rengarenk güllerle doluydu ve her daim kokuları etrafı sarıyordu. Bahçedeki masaya oturup kahvelerimizi içmeye başladık.
"Kahveyi seviyorsun galiba mina teyze sürekli görüyorum içerken seni"
"Aslında kahveden ziyade çayı daha çok severim. Ama tabi dostlarla olunca içerim çayı rahmetli Aziz hocam çay dost meclisinin içeceğidir onlarla demlenir onlarla muhabbetlenirsin diye anlatırdı "
dediğinde sadece başımı sallayabilmiştim. Öyle beraber muhabbet edeceğim dostlarım olmamıştı bugüne kadar o yüzden bu duygu anlamam zordu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-I PERVANE (aşk-ı derun 2)
EspiritualAŞK-I NEY SERİSİNİN DEVAMIDIR.. Ateş mi ? Yakmazdı onu bilirdi. O ateşle kavrulalı çok olmuştu.. Korkmak mı? Asla... Ateşin aşkına düşen pervane korkar mıydı yanmaktan... O zaten o gün yanmıştı.. Ateşte benim pervanede.. Yananda benim alevde... Ateş...