1. "Bir bokluk var ama"

57.8K 1.1K 406
                                    

Merhaba. Arkadaşlar biz bu hikayeyi 3 kişi yazıyoruz. İlk hikayemiz. Umarım beğenirsiniz. Yazan kişilerin isimleri, kitapta ki karakterlerle aynı; Mina, Tuğçe, Buse,

İlk bölüm İlahi bakış açısıyla yazılacak ama sonra birinci kişi ağzından devam edecek.

İyi Okumalar

(16.08.2015)

Farklı şehirlerde olmalarına rağmen aynı duyguları taşıyorlardı dördüde; heyecan. Annelerinin onları son zamanlar da biraz(!) fazla sıkmalarından sıkılıp, tatile çıkmaya karar vermişlerdi.

Bilet alma görevini Mina üstlenmişti ama keşke üstlenmeseydi. Sanki maddi durumları iyi değilmiş gibi, gidip internetten en uygun fiyata bir uçak aramış ve bulduğu, daha önce hiç adı duyulmamış bir firmadan dört kişilik bilet almıştı. İstese uçağı satın alabilecek kadar parası olan bu kızın böyle bir şey yapmasının tek sebebi beyinden 'spastik' olmasıydı sanırım.

Uçak İstanbul'dan kalkacağı için Buse ve Ceren -üvey kardeşler- Antalya'dan, Mina ise Ankaradan gelmişti İstanbul'a. Hepsi Tuğçe'nin evinde buluşup uçağın kalkış saatine kadar vakit geçirmişlerdi. Özlemişlerdi birbirlerini. Her ay buluşmalarına rağmen.

Tuğçe'nin şöförü arabayı boş bir arazide durdurduğun da kızlar şaşırmıştı.

"Volkan abi havaalanına gideceğiz demiştik." dedi Tuğçe ön koltuktaki şöföre.

"Mina hanımın verdiği adres burası Tuğçe Hanım." dediğinde bütün gözler Mina'ya dönmüştü. Hepsi 'ne iş' der gibi bakarken Mina rahatsızca yerinde kıpırdamış, geçiştirmek istercesine gülerek "Yani, işte şey. Aman hadi uçak kalkacak çabuk olun." diyerek alelacele arabadan inmiş ve bagajda ki bavulunu alarak hızlı hızlı yürümeye başlamıştı.

Kızlar şaşkınlıkla arkasından bakarken "Bir bokluk var ama, hadi hayırlısı." diye mırıldanan Buse ile birlikte arabadan çıkmış, Mina'nın peşine takılmışlardı.

Arazinin ortasına doğru ilerledikçe beş altı tane insan topluluğunu görmüş ve adımlarını oraya yöneltmişlerdi.

"Hey, merhaba. Biz Fransa Paris için bilet almıştık ama, uçak buradan mı kalkacak?" diye sordu Ceren her zamanki hanım hanımlığı ile.

Pala bıyıklı, göbekli ve kel adam Ceren'e dönüp arsızca vücudunu süzdü. Kızların kaşları çatılırken adam keyifle gülümsedi. "Uçağınız bu küçük hanımlar. On dakika sonra kalkıyor."

Kızlar şaşkınlıkla ve çatık kaşlarla adama bakarken ilk kendine gelip konuşan Mina olmuştu. "Ne demek uçağınız bu? Pala bıyıklı amcacığım senin beynin fonksiyonlarını yitirmiş sanırım. Anaokul terk misin sen? Ulan helikopter bu helikopter!" dedi sinirle sesini yükselterek.

Kızlarda destek verircesine başıyla onayladıkların da adam Mina'ya dönerek "Sende okuma yazma bilmiyorsun sanırım. Biz siteye, uçak yerine helikopter olduğunu yazmıştık," dedi sert bit mizaçla.

Kızlar sinirle Mina'ya döndüğünde Mina avuç içini anlına bastırarak sessizce küfür savurdu. O hiç bir zaman ayrıntıları okumayı sevmezdi ki! Muhtemelen bu açıklama küçük bir detay olarak verilmişti ve Mina'da okumamıştı. Lanet olsun!

"Bir açıklama bekliyorum Mina. Her zaman bindiğimiz uçakları es geçip bu adını sanını bilmediğimiz firmayla ne işin var?" dedi Tuğçe dişlerini sıkarak. Mina zorla gülümseyerek ona döndü. "Bir değişiklik olsun dedim," diye mırıldandı.

"İyi bok yedin!" diye tısladı Buse. Mina mahçupça bakışlarını yere eğdi ve kızların asla dayanamadıklarını bildiği o masum surat ifadesini takınıp tekrar kaldırdı kafasını. Mina'ya kızmakiçin ağzını açan Tuğçe, onun Islak kedi yavrusu gibi bakan bakışlarını görünce söyleceklerini yutmuş ve hemen yumuşamıştı. Zaten aralarında en çabuk affeden Tuğçe idi.

4 Spastik Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin