3) GERÇEK GİBİYDİ

8.1K 360 93
                                    

Yine ve yine been 💘
Belki kalemim tam belirginleşmedi ama er yada geç olacaktır.
Hep destek tam destek 👊🏻

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin 😍

Evet, Yiğit Hoca'nın bakışları tarafından hala kıstırılmaktaydım. Dıştan olmasada içimden, çek gözlerini üstümden, bakma öyle, yok hayır bakıyorsun o dudak neden yana gidiyor, peki tamam o zaman sana bu yandan gülüş bu kadar yakışmak zorunda mı değil ama yakışıyor, hah neyse ne diyerek söylenirken kısa sürede müdür bey beni tanıtmıştı. Tam sınıftan çıkıyorduk ki Yiğit Hoca

"Umarım yeni öğretmeninizle pek iyi geçinmezsinz aksi taktirde kıskanırım sonuçta aynı branştayız. Anladınız değil mi beni arkadaşlar?" diyerek sınıfa yöneldi. Bu adamın aklından neler geçiyor yok hayır bu yaptığına espiri diyorsa eğer kesinlikte çok itici... Çocukça hareketler resmen. Hasan Beyin sesiyle kendime geldim

"Hocalarımıza en fazla takılan ve sıkça espiri yapan hocamızdır Yiğit Bey" Ah hayır espiri yapmasın bana takılmasın bana öyle bakıp gülmesin mümkünse konuşmayalım tepkilerimin neden bu kadar fazla olduğunu bilmesemde Hasan Bey konuşmasına devam etmişti

"Kesinlikle çok iyi biridir. Ders anlatımından hiçbir şekilde şikayet gelmez. Umarım iyi anlaşırsınız. Yiğit Bey de hep şikayetçiydi okulda tek fizik öğretmeni olmaktan, sık sık fizik öğretmeni gelse de kısa sürede tain isteyip gidiyorlardı." Tabi bu adama katlanmak zor olmalı, gidenlerin haklı sebepleri vardır elbet.

"İyi anlaşmanızı umuyorum çünkü birçok kez yan yana gelmeniz gerekecek" dediğinde, ah neden, hemde birçok kez içimden bunları söylerken bakışlarımla müdür beye anlatmış olmalıyım ki hiç bekletmeden

"Öncelikle aynı branştasınız. Ortak sınav soruları hazırlarken, aynı branşta olduğunuzdan seminerlere beraber katılmanız gerekecektir. Her yıl düzenlenen kamplarda, öğrencilerin durumlarını tartışmakta ve velilerle görüşürken yan yana gelmelisinz " Hah çok güzel gelin ikimiz bir sınıfa aynı anda ders anlatalım nasıl fikir bence güzel fikir yok hani bu saydıklarınızı beraber yapacaz ya bir şeylerde ekleyelim bunlar az. Bu adam içimi okuyor demedi demeyin ben lanet olası ağzımı içten de açmamalıyım.

"Unutmadan, okulumuzda beş tane labaratuvar var. Dört tanesi şuan tadilatta geçen yıl öğrencilerimiz imkanlarını pek iyi değerlendirmediler ve tadilat yapılacak hale getirdiler. O yüzden bu yıl Yiğit Bey ile ortak deneyler de yapmak durumunda kalacaksınız çünkü programlarınız öyle ayarlandı." Dediğinde içimden konuşmama kararı aldım. Yok müdür bey aklımı okuyor şuan birazdan dönüp sorun değil konuşun diyecek olsa hiç şaşırmadım derim.

----------------------------------------

Bu okul, okul değil bu kadar büyük okul olmamalı bir okulun zemin katı ayrı bir dünyayken zemin katının da altı hatta diğer üst katlar ayrı bir dünya olabilir mi ? Evet, oluyor. Çünkü burası Yekta Fen Lisesi. Neyse ki okulun ayrı ayrı dünyalarını gezip görmek işi bitmişti. Ee tabi bende bittim. Çıkış zilinin hemen ardından öğretmenler odasına gittim. Kapıdan girmem ile telefonumun çalması da bir oldu. Mete idi arayan. Aramasına sevinerek açtım telefonu.

"Alo Mete" cevaplarken yerde olan kafamı kaldırdım. Sanırım kaldırmasaydım daha iyiydi hemen pişman oldum çünkü. Tahmin edin ne oldu? Yiğit Hoca tarafından dikkatli bir şekilde süzülüyor olduğumu fark ettim. Gözlerini hafiften kısmıştı. Bakma öyle bakma diyerek içimden geçirsemde umursamazca davranıp eşyalarımı alıp çıktım. Mete ile konuşmam devam ediyordu tabi. Mete

"Çıkış zili çaldı, seni almaya geldim bahçe kapısındayım işin bittiyse gel." Hemen geliyor olduğumu belirtip telefonu kapattım. Bahçe kapısına gelmiştim ve karşımda karizmasıyla ün salmış Mete duruyordu. Kadın hocalar nedenini bilmediğim bir şekilde bana bakıyorlardı ama pek umursamadan arabaya binip

Benim UğrumaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin