Geldiim geldimm hoşgeldimm. 😍 Bölümle geldimm..😁
Biraz üçlü takılalım dedimm🙃Hadi okumaya 🐾
Sessizlik tüm odaya hüküm sürmeye devam ediyordu. Hiç birimizin konuşup bu anı bozmak gibi bir niyeti yoktu ancak bozulmalı ve sorun en kısa zamanda çözülmeliydi. Benim üzerimde hala iki çift göz varken benim gözlerim de karşımdaki iki adam arasında gidip geliyordu. Rotası aynıydı değiştirmek imkansızdı.
Bu iki adama karşı nasıl bir yaklaşımda bulunmam gerektiğini kestiremiyordum. Durumları çokta vahim değildi sadece birbirlerini dinlemeleri gerekiyordu. Mete izin vermiyordu ki Yiğit konuşsun. Bir şekilde yola gelmeleri gerekiyordu ve birbirlerini düzgün bir şekilde dinlemeleri gerekliydi. Her işe burnumu sokmak istemiyordum ancak bu ikisi böyle devam ederse pekte yol kat edemeyeceklerdi. Sert bir yaklaşımda bulunsam olmazdı. Sakin yaklaşmayı denesem bu durum karşısında o da pek uygun değildi. Bir şekilde bir şeyler söylemeliydim zaten bana bakan gözler bunun habercisiydi. Sakinliğimi koruyarak konuşacaktım ancak biraz da çemkirecektim. Sadece bu şekilde kendimi ifade edebilirim. Bu durum hakkında düşüncelerimi böyle yansıtmayı deneyecektim.
Bakışlar üzerimde dolandığı sürece benden bir şeyler söylememi bekliyorlardı. Ne vardı sanki ilk onlar konuşsa. Her neyse beklediklerini yapacaktım elbette. İlk olarak sakin bir şekilde konuşmaya başlamam gerekiyordu.
"Büyülü bir anı bozmuşum gibi bana bakmayın sakinliğimi koruyorsam bilin ki bu benim meselem olmadığı için." Buraya kadar gayet sakin bir şekilde konuştum. Şimdi çemkirecektim hemen ardından tekrar sakin konuşacaktım. Bunu yapmak benim için kolay ancak karşımdaki iki adamın kafası oldukça karışacak ve şaşıracaklardı. Yüzlerinin aldığı şekle şu anda gülemeyecek ancak sonra gülecektim.
"Ancak!" İşte bu. Beklemedikleri bir tepki birbirlerine bakmalarını sağlamıştı az kalsın bu ifadelerine kahkaha atacaktım. Ve devam ettim tabi ki daha sakin bir şekilde. Amaçta buydu zaten bir öyle bir böyle olmak.
"Çocuk değilsiniz siz. Her problemi çözebilecek yaştasınız." Şu ifadelere gülmemek elde değildi. Konuşurken ses tonum sakin olsa da farklı olarak kızdığımı belirten bir tını da ön plana çıkıyordu. Bir şeyler daha söylemeliydim. Bu defa durumun ciddiyetini kavradım ve kaşlarımı çattım. Fazla uzatmaya gerek yoktu. Ben giriş yapacaktım onlarsa kendilerini geliştirip sonuç alacaklardı. Girişi ne kadar güzel yaparsam sonuçta o kadar güzel olabilirdi.
"Bana bakın! Siz çocuk musunuz! Ne yapıyorsunuz? Kendinize gelin artık. Sen Mete iki dakika dur da neler olduğunu sana anlatabilsin bu adam. Emin ol geçerli sebepleri var. Öfkene yenilme kalbinin sesini dinle. Ne olursa olsun. O senin amuda kalktığın halden hale girerek poz verdiğin kişi. Siz bir kareyi süsleyen kardeşlersiniz bunun farkına var lütfen. Örmeye çalıştığın ancak her defasında yıkılmaya yüz tutan duvarına da bir tekme sen at Mete! O zaman her şey daha güzel olabilir."
Tek nefeste konuşmuş olmam oldukça yormuştu beni. Derin nefesler alıp veriyordum. Sert bir nefes daha aldım bu iki adamı kendi başına bırakmam gerektiği için konuşmalıydım.
"Şimdi ben tekrardan odaya çekiliyorum. Sizde daha sessiz bir şekilde yumruksuz halledin bu işi. Yumruk attığını da fark etmedim sanma Mete! Geldiğimde sizi bu şekilde görmek istemiyorum." İkisine de söz hakkı tanımadan arkamı döndüm ve bir adım atıp hızlı bir şekilde tekrardan yönümü iki adama çevirdim ve "Sessiz olmanızı istiyorum." Dedikten sonra bir iki adım daha atmıştım ki tekrar yönümü çevirdim. "Ve Yiğit sen de aklını başına al. Anlatman gerekiyor. O seni susturuyorsa sende onu sustur. Şimdi gerçekten gidiyorum." Arkamda iki şaşkın surat bırakmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Uğruma
Ficção AdolescenteBu programda "Benim Uğruma" adıyla yayımlanan ilk hikayedir. Kimler aklını yitirecek kadar sınanmadı ki? "Yiğit! Yeter artık yeter! Bunu bana neden yapıyorsun ha söylesene neden?" Bunu söyleyen Elif'e cevabım "Lanet olsun Elif Lanet olsun o günden...