18) YAPAMAM

3.1K 139 10
                                    

Nerdee o eski bayramlar dediğimiz bir bayram daha tüm değerli okurlarımın Ramazan Bayramı Kutlu Olsun ve adı gibi şeker tadında geçmesini dilerim. 🙏
Nur 😍

İyi okumalar ☺

Ne kadar süredir bu şekilde olduğumuzu bilmiyorum fakat hala Yiğit'in kolları arasındaydım. Daha fazla bu şekilde durmak istemediğimden bulunduğum durumu bozmadan "Yiğit" diyerek fısıldadım. Halinden memnun olan Yiğit ise benim gibi fısıldayarak "Efendim" demişti. Bir yandan bana cevap verirken diğer yandan ise kokumu içine derin bir şekilde çekiyordu.

Bu hareketi kalbimin depar atmasını sağlamış olsa da belli etmeden konuşmaya başlamıştım. "İçeriye geçsek mi artık?" dediğimdeyse hiç beklemeden beni onaylamıştı. Onaylamış olmasının aksine bulunduğu durumu bozmamıştı hala kolları bana kenetlenmiş bir vaziyetteydi. Şuan tam olarak ne hissediyor? Bu halinden gerçekten de memnun mu gibi sorular kafamı istila etmeye başlamış olsa da bunun olmasına izin vermeden tekrardan konuşmaya başladım ancak bu sefer fısıltı şeklinde değildi.

"Yiğit" demiştim. Daha çok neden harekete geçmediğini belirten bir ses tonuydu bu. Tabi Yiğit tekrardan konuşmamdaki sebebi anlamış olmalı ki şuan yüzündeki sırıtışıyla bana bakıyordu. Susmaya niyetim yoktu bugün çünkü tekrardan konuşmaya başlamıştım.

"Bırakırsan içeri geçeceğim." derken kafa hareketiyle ikimizi işaret etmiştim. Bu defa da samimi bir gülümsemenin ardından "Şimdilik bırakıyorum ama" dedikten sonra kısa süreli duraksamıştı. Ben ne söyleyecek diye beklemeye başlamışken konuşmasına devam etti.

"Ama seni başka türlü bırakmaya niyetim yok Elif." dedikten sonra göz kırpmıştı. Bu adam ciddi miydi gerçekten. Ben böyle bir adamın nasıl olur da bu şekilde değişim gösterdiğini anlam veremiyor olsam da sadece samimi bir gülümsemeyle yüzüne bakmıştım.

Sonunda beni serbest bırakmış ve önümden çekilmişti. Bense hemen kapıya yönelmiştim. Derin derin nefesler alıyorken odaya hızlı adımlarla ilerliyordum. Hemen arkamdan gelen Yiğit'in adım sesleri ise benimkilerle aynı şekilde hızlanmışlardı. Saniyeler içinde odaya geldiğimizde hemen bir yerlere oturmak için sabırsızlanıyordum.

Koltuklara yöneldiğimiz esnada kulak tırmalayan ses bizi karşılayınca ikimizde aynı anda yerimizde durmuş ve sesin geldiği yöne bakmaya başlamıştık. Odanın arkamızda kalan köşesinde kollarını göğüs hizasında birleştirmiş ve ayakta dikilen bir adet Merve karşılaşmamız hiç uzun sürmemişti.

"Odadan sabah çıkarsınız diye düşünmüştüm ama bu kadar erken çıkmanız beni şaşırttı diyemeyeceğim. Böyle bir kızla sabahı edemeyeceğini anlamış olmalısın Yiğit." Konuşmasını bitirdikten sonra bana doğru ağır adımlar atıyordu. Gözlerindeki küçümseyiş ise nereden bakılsa fark ediliyordu. Ben ise söyledikleri karşısında nasıl davranacağımı kestiremiyordum. Daha önce karşılaşmadığım bir olay değildi.

Geçmiş yıllarda başıma gelmeyen olay kalmadığı için hiç olmadığım kadar sakin karşıladım bu durumu. Benim aksime Yiğit daha sinirliydi ben sakinliğimi korur bir vaziyetteyken Yiğit ise gerilen yüz kasları sıkılmaktan kırılacak dereceye gelen dişleri kararan gözleri ve son olarak tüm gücüyle sıkılı olan yumruğu son derece sinirlendiğini gösteriyordu. O bu durumdayken iğrencin son sözleri beni şaşırtıcı bir şekilde sakin olmaya zorlarken Yiğit'in tepkisi benimki kadar sakin olmayacağı göz ucuyla bakılsa da çok belliydi. Çünkü Merve benden gözlerini bir saniye bile ayırmadan alaycı bir şekilde konuştu.

"Demek Yiğit Tekin'in altına giremedin yazık sana." demiş ve alaycı sesinin yanında alaycı bir kahkaha atması da geç olmamıştı. Yiğit "Mervee!" Adını haykırması karşısında süresi biten ve patlamak üzere olan bir bombadan farksızdı. Merve Yiğit'in tepkisi karşısında yerinden sıçrarken ben sadece başımı yan tarafımdaki patlamak üzere olan bombaya çevirmiştim. Yiğit hiç vakit kaybetmeden konuşmasına yok hayır gürlemesine devam etmişti.

Benim UğrumaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin