Coddo doğol denilen bölümle geldim 🙃
Umarım iyisinizdir 😁 Bende oy ve yorum gelince iyi oluyorum. 😂 Tabi en önemlisi bir bölüm daha yazdığım için daha mutluyum 😎Güsel olumalarr 😍
Sıkılıyordum. Dakikalardır sıkılmış bir şekilde oturmak artık ciddi bir şekilde rahatsız etmeye başlamıştı. Bu iki dev ise geçen süre zarfında daha da sıkıcı oluyorlardı. Halbuki ne kadar eğlenceli insanlardı ancak bir araya geldiklerinde çıt çıkmıyordu.
Yiğit telefonuyla bir güzel ilgilenirken bizimle tüm iletişimini kesmişti. Hep bu kadar sıkıcıydı da bana mı eğlenceli gelmişti anlamıyordum oysa Güney hocayla çok güzel eğleniyordu okulda. Dahası bayan hocalarla da sohbeti eğlenceli geçiyordu. Şimdi ise telefonda ne yapıyor bilmiyorum ancak eğleniyor olduğunu belli ediyordu.
Gözlerimi kısmış onun hakkında birkaç analiz daha yaptıktan sonra kesin olarak sıkıcı olduğunu düşünmüş ve bu defa da Mete'ye çevirmiştim bakışlarımı. O ise oturduğu yerden başını arkaya atmış öylece duruyordu uzanıp dinleniyor olması daha iyi olabilirdi aslında.
Yerimden kalktım ve yanına gidip odak noktası haline geldim. Bir şeyler söylemeden "Ağrın var mı?" Diye sordum. Gülümsemiş ve "Merak etme iyiyim sadece ilaçlar uykumu getirmeye başladı." Ben Mete ile sohbete başlama girişiminde bulunurken uykusu gelen abime eziyet etmemek için "Yiğit oda hazırlamıştı istersen uyumaya geç sen." Dediğimde beni onaylamış ve yerinden kalkıp bize iyi geceler dedikten hemen sonra da odadan çıkmıştı.
Mete de yoktu şimdi zaten Yiğitten gelecek bir tepki de yoktu hala telefonuna gömülmüş bir vaziyette sırıtmakla meşguldü onu bu şekide görmek beni sinirlendirmiyor değildi ne vardı o telefonda bu kadar gülünecek. Uykum da yoktu ki uyuyayım. Gözlerimi ondan çektim ve az önce Mete'nin durduğu gibi durdum. Başımı arkaya atıp öylece tavan ile bakıştım. Cansu olsaydı şimdi bu şekilde oturur muydum sanki. Bu adam konuşmuyordu bile. Onun evinde istediğimi de yapamazdım ki kendi evim gibi rahat olmazdı işte. Kendi kendime oflayıp dururken sesi doldurdu kulaklarımı.
"Yorgun musun Elif?" Yorgun muydum? Değildim. Bakışlarım onu bulmuş anında meraklı gözleriyle karşılaşmıştı. "Hayır, değilim." Gülümsemişti. "Her hafta sonu olduğu gibi film izlemeyi çok isterdim ama hazır sen buradayken başka bir şey yapsak daha kaçınılmaz olur." Bilmece gibi konuşmayı çok seviyordu bu adam. Zaten sıkılmaktan kendimi dışarı atmamak için zor tutuyordum. Onun keyfi yerindeydi nasılsa.
"Ne gibi şeyler?" Dedim tepkisiz bir şekilde. Oturduğu yerden doğruldu ve "Bugün ayın kaçı?" Diye beklemediğim bir soru sordu. Bu da nerden çıkmıştı böyle? Yalnız itiraf etmek gerekirse bilmiyordum. Mahçup bir şekilde gülümsemiş ardından "Bilmiyorum" demiştim. O ise büyük bir sırıtma eşliğinde bana bakmış ve "Hocam pazartesi fizik snavı var. Unuttunuz mu yoksa?" Tabi ki unuttum ben onu. Söylemeseydi farkında dahi olmayacaktım ya neyse. Yüz ifademden anlamış olacak ki "O zaman hazırlayalım." Demesine karşılık. "Olur" demiştim.
Kısa süre sonra elinde fizik kitaplarıyla gelen Yiğit masaya yönelmişti benim hala oturduğumu görünce de bakışlarıyla beni yerimden kaldırmayı başarmıştı. Evet bakışlarıyla konuşabiliyordu bu devler.
İşimiz zor değildi ancak ister istemez yoruluyorduk saatlerdir odaklanmış bir şekilde soru kalıplarına bakıyor ve kendimiz soru hazırlıyorduk. Yiğit'in öğrencileri benden daha iyi tanıyor olması sonucu genellikle onun sorulara karar vermesini sağlıyordu açıkçası karşı çıkmıyordum. Son iki sınıfı da halledersek işimiz bitmiş sayılacaktı.
Aniden düşüncelerimden ayrılmıştım buna sebep olan şey ise burnumun dibine tutulan kahvenin mis gibi kokusuydu buna karşılık gülümsedim. Teşekkür ettim ve dikkatli bir şekilde kupayı elime aldım. Kahve yorgun zamanlarda gelen en güzel kurtarıcıydı. Bardağı burnuma yaklaştırıp kokuyu içime çekerken bile kendime geldiğimi hissediyordum. Beklemeden dikkatli bir şekilde yudumladım ve bu defa da beğeniyle gülümsedim. Tabi üzerimde gezinen dikkatli bakışların farkında olmayacak kadar kendimden geçmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Uğruma
Novela JuvenilBu programda "Benim Uğruma" adıyla yayımlanan ilk hikayedir. Kimler aklını yitirecek kadar sınanmadı ki? "Yiğit! Yeter artık yeter! Bunu bana neden yapıyorsun ha söylesene neden?" Bunu söyleyen Elif'e cevabım "Lanet olsun Elif Lanet olsun o günden...