"Maç izlemek istiyorum bayanlar. Takım oyunu görmek istiyorum." Gamze hoca hepimizi karşısına almış, bize aktivasyon enerjisi veriyordu. Hepimiz takımların belli olacağı anı bekliyorduk sabırsızlıkla.
"Şimdi, sen, sen, sen oraya." Yılmaz hoca Buğlem'i, Seray'ı ve Ünzile'yi aynı takıma koymuştu.
"Defne gel buraya, sen de, hadi kızım sen de." Beyza ve Enise ile aynı takımdaydık. Buğlem'le farklı takımlarda olmamızı özellikle yapmışlardı. Bizden güzel bir performans bekliyorlardı.
"Ceren, Buket, Gülce, siz şu tarafa."
"Seren, Nisa, Bilge, siz buraya." Harika Nisa'yla aynı takımdaydık. Geriye Büşra ve Naz kalmıştı ki ikisi de kaleciydi. Naz'ı istiyordum, o asıldı. Onu alırsak 1-0 önde başlardık.
"Yazı-tura yapacaksınız hanımlar." Gamze hoca cebinden çıkardığı bir bozuk parayı elinin üstüne yerleştirdi bize bakarak.
"Yazı." Buğlem hemen cevap verdiği için bize de tura kalmıştı. Gamze hocanın parayı havaya atması ile paranın eline düşmesini ağır çekimde film izler gibi izledik. Gamze hoca elini bize tuttuğunda Buğlem'in oley çekişi kaçınılmaz oldu.
İkiye ayrılmış kendi takımımızdakilerle kafa kafaya vermiştik. Gamze hoca ve Yılmaz hoca hakem olacaktı. Onlar soyunma odasından çıktıktan sonra bize sadece 5 dakika süre tanınmıştı hazırlanmak için. Formalarımız zaten üzerimizde olduğundan sadece alel acele plan yapacaktık.
"Ben orta oyun kurucuyum, Beyza sen sağ kanatsın."
"Ben de sol kanadım." Seren yerini seçmişti.
"Bilge sen aynısın pivot, Nisa sen de sol oyun kurucu ol." Nisa tamam dercesine kafasını salladı.
"Enise sen de sağ oyun kurucu ol. Büşra adamımsın sen zaten." Diyerek yerleşmeyi sonlandırdık.
"Herkes alan savunması yapacak, baktık olmuyor adam adama geçeriz. Millet, hepiniz uyanık olacaksınız. Top bizde olacak, paslar isabetli olacak. Anlaşıldı mı?" böyle konuşmaları hep ben yapardım. Hazırlamak, hazırlanmak benim işimdi. Herkes ellerini birleştirince "Bizim takım" diyerek hafifçe bağırdık ve diğer takıma yan gözlerle bakarak yavaş adımlarla soyunma odasını terk ettik.
Salona çıktığımızda herkesi görmek iğrenç derecede heyecanımı arttırmıştı. Böyle maçlar neden öğle arası yapılır ki? Fazla bakmamaya çalışarak arkamı döndüm izleyicilerin olduğu tarafa. 2 tur ısınma koşusu yaptıktan sonra yarım sahada ısınma hareketlerine geçmiştik. Isınma hareketlerini Beyza yaptırıyordu. Bacak hareketleri, kol, baş derken hepsini yapmıştık, Buğlemlere bakarak. Onlar da kendi aralarında ısınıyorlardı. Toplu ısınmaya geçtiğimizde ikişerli olduk ve Büşra da bizden ayrıldı. O kalecilere özgü hareketler yaparken biz paslaşıyorduk. Sonra sıra kaleye atışlardaydı. Fazla uzatmadan ve kendimizi yormadan ısınmamız bittiğinde her iki takım da gerçek bir maçta olduğu gibi iki hakemin yanında dizilmişti. Başta Buğlem ve ben vardık. Hepimiz başarılar diledikten sonra sıra kimin başlayacağındaydı. Yine bir yazı-tura sonucu bu sefer ben kazanmıştım. Topu seçerek ilk bizim başlayacağımızı tüm salona duyurmuştuk.
Orta sahaya yerleştiğimizde düdük sesini beklerken gözüm izleyicilere kaydı ve Uzay'a kilitlendi. Yine etrafında bir sürü kız vardı. Bu durum fazlasıyla beni rahatsız ediyordu. Düdük sesiyle kendimi oyuna verdim.
Top çevirmeye başlamıştık hareketli bir şekilde. Top havada bir oraya bir buraya giderken Bilge de pivotluğunu yapıp araya giriyordu. Uygun bir yeri boşalttığında oradan içeri dalacaktık.
"Beyza'dan yüklen!" sesimle birlikte top artık yere de temas ediyordu. Piston hareketini yapıyorduk, savunma yerini bozmaya başladığında biz de kaleye şut çekecektik. Ceren'in araya girmesiyle topu kaybettik. Buğlemler hızla bizim kaleye koşmaya başladılar. Biz de arkamızı dönüp onların peşinden koşuyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lise Günlüğü
ChickLitBüyüdükçe değişen arkadaşlıklar, değişen olaylar ve gelişen duygular... Defne, her zamanki gibi güzel bir yazın ardından okul açılacağı için heyecanlıdır. Arkadaş grubunu çok özlemiştir. Tabi tek özleyen Defne değildir. Okulun yakışıklı ikizleri he...