21. Bölüm

8.8K 386 6
                                    

“Biz de gideriz değil mi?” Naz hepimize yalvarır gibi bakıyordu.

“Aslında çok çok iyi olur hem de baya iyi olur.” Eylül kafasını salladı hızlıca.

“Kesinlikle, gideriz ya!” Pelin elindeki telefonla hem İltekin’le konuşup hem de bize laf yetiştiriyordu.

“Benim için sorun yok. Bizimkiler beni sepetlemek için yol arıyor, bu sıralar araları pek iyi değil de.” Beril düşünceli bakışlarını yere çevirdi. Ayrılma noktasına gelmişlerdi ailesi ama yine de normal kalabilmeyi başarmıştı.

“Ben de yarım akıllı kuzenlerimle uğraşmak istemiyordum, gelirim kesinlikle.” Eylül, Beril’in omzunu sıvazladı. Sıra bendeydi.

“Ben de elimden geleni yapıp kapacağım izin, merak etmeyin.” 32 diş sırıttım aptalca.

“Baba gitsem ne olacak ki? Tüm arkadaşlarım gidiyor. Öğretmenler de başımızda olacak. Güvenlik son derece ön planda. Bir şey olmayacak, söz!” salonda babamla konuşmaktan dilimde tüy bitmişti.

“Olmaz kızım, seni bir başına oraya gönderemem.” Beni dinlemiyordu, sanki tek başıma gidiyordum.

“Tek değilim baba, bana güvenmiyor musun? Ben artık büyüdüm.” Kaşlarımı çattım ama korkudan tekrar normale döndüm.

“Tabiki sana güveniyorum, ben etrafa güvenmiyorum.” Başladık yine..

“Enişte, ben de gideyim Defne’yle? Yalnız kalmaz böylece?” Görkem arkamdan annemle içeri girince gözlerim parladı. Umutla babama yöneldim.

“Evet, Görkem de gelsin benle, yeter ki gidebileyim.” Ellerimi birleştirdim göğsümde. Biraz duraksadı, tartıyordu besbelli durumu. “Yardım” der gibi anneme baktım.

“Yalçın, bırak çocuklar gitsin, değişiklik olur onlara da. Hem Görkem göz kulak olur Defne’ye.” Annem de babamın üzerine gidince, kabul etmek zorunda kaldı.

“Tamam ama telefonunuz sürekli açık olacak.” Dedi babam, annem arkada bana göz kırparken.

“Harikasın babacım!” diyerek boynuna sarıldım.

“Bu harika fikir benimdi unutma, borçlusun bana.” Görkem kolumu dürtükledi fısıldayarak.

“Sen ödülünü aldın çoktan, şimdi sus. Hazırlanmam gerek.” Dedim gülerek ve odama çıktım.

Telefonumu kavradığım gibi kızları mesaj yağmuruna boğdum. İzin alabilmiştim, gidebilecektim!

“Gideceksin değil mi kampa?” Uzay’ı da unutmamak gerekti.

“Sanmıyorum, sen?” Ne? Olumlu cevap alacağıma adım gibi emindim, öylesine sormuştum zaten ama her zamanki gibi yine şaşırttı beni Uzay.

“Gidiyorum.” Yazdım ellerim titreyerek, sanki beni terslemiş gibi hissediyordum. Bu duyguyu hiç sevmiyordum, dokunsalar ağlayacak gibiydim. Cevap gelmedi.

“Yardım gerekli mi? Ben ne alsam acaba yanıma?” Görkem kapıdan başını uzatıp şımarıklığını yapmaya başladı.

“Kendi işine bak sen, sakın abartayım deme!” diyerek elime kaptığım bir yastığı fırlattım. Kapı anında kapandı.

“Okulların kapanmasına 2 hafta var ama daha şimdiden çok heyecanlıyım!” Beril, elindeki alacaklar listesini bize uzatıyordu.

“Ayrıntıları henüz tam olarak bilmiyoruz ama bir an önce öğrenmemiz gerek ona göre hazırlanırız.” Naz mantıklı konuşuyordu. Hepimiz kafa salladık.

Lise GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin