Bölüm 8 - Mektup ve Gizemli Adam

164 72 10
                                    

Merhaba. Önceki bölüm hakkında fikirlerinizi bilmiyorum. Umarım bu bölümü beğenirsiniz. Yorumlarınızı bana bildirirseniz sevinirim. Çünkü sabırsızlıkla bekliyorum. İyi okumalar.

Herkesin hayatında bazı dönüm noktaları vardır. Bırakanlar, ölüme inananlar, unutmaya karar verenler, ayaklananlar... Ve bir de saklananlar var. İşte ben o saklananlardanım. Yalnızlığa tahammülü olmayan bir adam, yalnız. Korkak adam yalnız. Zayıf adam yalnız. O genç çocuk artık yalnız.

Küçükken yatağımın altında yatan canavarlar yine geldi. Ama bu sefer beynimde, aklımda yatıyor. Düşüncelerimi zehirliyor. Keşke diyorum, keşke bu sefer beni öldürmeyi seçseler. Çünkü artık korkmuyorum, korkutmuyorlar.

"Efil'den mektup var."

Aklımdan geçen anlamsız kelimeler, olmayan dünyamı dolduruyordu. Tunç'un bana uzattığı mektubu aldım. Efil kokuyordu. Ya da beynim bana oyun mu oynuyor? Kendimi arkamda duran koltuğa bıraktım. Okumak istiyordum. Ama korkuyordum da. Zarfı açıp mektubu çıkardım. Gözlerimi kısıp kağıda baktım. Kağıtla beynim arasında çıkan savaşı mektubu açarak sonlandırdım.

"Atıl, sana bu sefer yazmamın sebebi korkularım. Bu mektubu okuduğuna göre doktorla olan ilişkini çözmüş olmalısın. Sana bunu ben söylemek isterdim ama üzgünüm. O kadar yaşayamadım. Zarfı da bulduğunu düşünüyorum. Tuğlaların arasında gizli.
Seninle çektiğimiz o fotoğraftan sonra farkettim. Biri bizi uzun zamandır izliyormuş. Kim olduğunu hâlâ bilmiyorum ve sanırım beni öldürmeden önce de bilemeyeceğim. Tunç'a gelen zarfın içinde bir şikayet ve itiraf mektubu var. Kendi el yazımla ve imzamla hazırladım. Onu polislere verin olur mu? Çünkü ben öldürüleceğim. Kafanda bir sürü soru işareti olduğunu biliyorum. Kafana takılan bir çok şey olduğununda farkındayım. Tahminlerimle cevaplayacağım.

Öncelikle bu mektubun sana gelmesinin sebebi benim. Kargo şirketine eğer iki ay para ödemezsem mektuplar size gelecekti. Onun dışında Tunç'la aranızda sorun olsun istemiyorum. O çok güzel bateri çalıyor. Senin de hayalinin gitar çalmak olduğunu biliyorum. Aşağıda yazdığım adres bir kurs merkezinin adresi. Oraya senin için bir gitar bıraktım. Bana, bize şarkılar söyle olur mu? Abi kardeş güzel bir ekip olacaksınız. Tunç'a da kızma. Onun da senin varlığından haberi yoktu. Abisi olduğunu bilmiyordu. Başka bir mektup daha gelecek. Henüz zamanını söyleyemem ama gelecek. Emin olabilirsiniz. Birbirinizi bırakmayın, ayrılmayın. Tunç aileniz hakkında bildiklerini sana anlatacaktır.

Seni seviyorum.

Hoşçakal...

'Çiçek caddesi, Şehirler sokak, Kolcu işhanı girişi.'"

Mektubu bilmem kaçıncı kez okuduktan sonra Tunç'la göz göze geldik. Gözlerindeki boş ifadeden bir şeyler düşündüğü belliydi. Çok geçmeden de tepki vermeye başladı.

"Ne abisi? Efil ne diyor Atıl? B-ben böyle bir şeyi bilmiyorum. Hem..."

"Sakin ol! Ben de bilmiyordum. DNA testi yaptırıp öğreniriz. Sorun o değil. Efil öldürüldüğüne dair mektuplar bırakmış. Ama neden bana bir şey söylemedi? Belki deseydi önüne geçebilirdik, engel olabilirdik."

"Atıl, sen ne diyorsun ya!? Burada ikimizin kardeş olduğu yazıyor. Nasıl olur böyle bir şey?"

Gözlerimi devirerek Tunç'a baktım. Şu an saçmalıyordu. Üstelik kendi de farkındaydı ama bir türlü çenesine engel olamıyordu sanki.

Yalnızlığın NotalarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin